• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.45)
bir zamanlar anadolu'da - nuri bilge ceylan
kasabalarda hayat, bozkırın ortasında sürdürülen yolculuklara benzer. her tepenin ardında "yeni ve farklı bir şey" çıkacakmış duygusu, ama her zaman birbirine benzeyen, incelen, kıvrılan, kaybolan veya uzayan tekdüze yollar...


  1. bir keşifi anlatması sebebiyle hakimlik mülakatlarında sorulmuş film.

    filmde -hatırladığım kadarıyla dikkatimi çeken şunlar var:
    -bir güzel kadın herkesin aklında yer ediyor.
    -yılmaz erdoğan'ın mükemmel oynadığı savcıya yaltaklanan kendi elemanlarına racon kesen arada kalmış komiser rolü. savcı olursam bunlarla mı uğraşacağım demiştim.
    -olur olmaz yerden sanat eseri çıkması ve kıymet görmüyor olması.
    -ölüyü domuz bağıyla bağlamak diğer türlü bağlamaktan daha kötüdür. (filmden birkaç yıl sonra istanbul şirinevler'de üniversiteli bir kız -ortaokulu fln birlikte okumuşuz güya, ailelerimiz tanışıyormuş uzaktan-evine internet bağlamaya gelen görevli tarafından tecavüz edilip bu şekilde bağlanarak öldürülmüştü. cenaze boyunce metanetini koruyan annesi kızının böyle rezil bir muameleye maruz kalarak ölümünü cenaze kalkarken öğrenmiş ve o dakikadan sonra kendinden geçmiş duyduğuma göre.)
    -sondaki o savcının karısının intihar olayını ilk izlediğimdebeğenmiştim -film bir yere bağladı gibi gelmişti- ama şimdi lüzumsuz buluyorum. asıl anlatılmak istenenin o olmadığı çok belli.
    -filmde bir kemal tahir bir fakir baykurt tadında köy gerçeği var.
    -zina kötüdür.

    valla 5 yıl oldu, bu kadar kalmış aklımda.