-
- izledim
- izliyorum
- izlemek istiyorum
-
youreads puanı (8.94)
yagami light, zeki ve derslerinde gayet başarılı bir lise öğrencisidir. light için bu dünyada en önemli şey adalettir. haberlere yansıyan cinayetlerden ve insanların yozlaşmasından son derece bıkmıştır. bir şinigami olan ryuk, şinigami dünyasında hep aynı şeyleri yapmaktan sıkılmıştır ve eğlenmek için sahip olduğu iki ölüm defteri'nden birini dünyaya atar. bu defteri light bulur. defteri açtığında ilk olarak kuralları okur. "bu deftere ismi yazılan kişi ölür." maddesini görünce bunu bir şaka zanneder. ama yine de defteri alır. eve geldiğinde televizyondaki haberlerde bir rehin tutma haberi yayınlanır. şüphelinin ismi ve yüzü televizyonda açıklanır. light, tereddüte düşsede "böyle bir şeyin gerçekleşmesinin imkansız olduğu" düşüncesine inandığı için şüphelinin ismini deftere yazar. 40 saniye sonra televizyondan şüphelinin kalp krizi geçirip öldüğünü öğrenince defterin gerçek olduğunu anlar. light, bu defteri kullanarak dünyaya adaleti sağlamak ve yeni dünyanın tanrısı olmak ister. suçluların sürekli kalp krizi geçirerek ölmesi, insanlara bu ölümlerin tesadüf olmadığını hissettirmiştir. halk tarafından light'a "kira" (katil) ismi verilir. bazı insanlar kira'yı adalet adına yaptıklarından dolayı desteklerken, bazı insanlar ise bunun insanlık dışı olduğu gerekçesiyle kira'yı desteklemez. light, insanların kendisini desteklememesine aldırmaz. ona göre ister iyi ister kötü olsun, karşısına çıkan herkesi yok edecektir.
sonra, interpol tarafından bu gizemli ölümler hakkında bir soruşturma başlatılır. soruşturmaya dedektif "l" de dahil edilir. "l", "kira"nın japon vatandaşı olduğunu yaptığı bir test ile anlar. "l", kira' ya yaptıklarının insanlık dışı olduğunu ve bunun için idam edileceğini söyler. böylelikle ikisi arasında bir savaş başlar. kimliği ilk deşifre olan kaybedecektir. (wikipedia)
-
bugün başlasam sadece ilk sezonunu izlerim, izlemeyenlere de şiddetle bunu tavsiye ediyorum. ilgi görünce kendisini kaybeden bir dizi bu. ikinci buluşmada gereksiz yere kafa karıştırıyor. -
izledikten sonra mangakasının suç ve cezadan etkilendiğine emin olduğum, inanılmaz sağlam bir senaryoya sahip anime. ancak bu düşüncemi ne röportajlarla, ne de mangakanın kendi açıklamalarıyla destekleyebildim. bu düşüncemin basit bir tahmin olduğunu düşünmemeniz için belli başlı sebeplerini aşağıdadır.
buradan sonrasında hem suç ve ceza hem death note için spoiler var.
--- spoiler ---
1) light yagami ve raskolnikov'un karakter benzerliği: iki ana kahraman da genç, zeki ve idealist. light zeki ve başarılı bir lise öğrencisi, raskolnikov ise kendinden çok şey beklenen ve hayatta başarılı olmaya aday, ancak fakirlikten dolayı hukuk fakültesini bitirememiş bir genç. ikisi de dünyadaki yozlaşmanın farkındadır ve ne olursa olsun bunun değişmesi gerektiğini düşünmektedir. light bunu şans eseri eline geçirdiği death noteile gerçekleştirmeye çalışır, raskolnikov ise baltasıyla. ikisi de kendinin üstün ve seçilmiş olduğunu düşünür ve bunu kendilerinden saklamazlar. light "ben tanrıyım", "raskolnikov ise "napolyon ve onun gibi üstün insanlar insanlığın iyiliği için öldürebiliyorsa ben de öldürebilirim, öldürmeliyim" diyerek yola çıkarlar. light ryuk'un ona seçilmedeğini, şans eseri böyle bir güce sahip olduğunu söylese de ve rakolnikov'un kontrol edemediği bir hastalığı ve buhranları olsa da bu onları kibirlerinden arındıramaz. sonlara doğru light'ın psikolojisinin bozulur (ideali uğruna insanlıktan çıkar), raskolnikov'un da cinayetleri işledikten sonraki sürede hastalığı ilerler, psikolojisi bozulur (vicdan azabı ve paranoya). nedenleri farklı olsa da, içlerinde bulundukları durum akıl sağlıklarını etkiler, bu da death note'da ve suç ve ceza'da çok açık bir şekilde görülür.
2) masum insanların ölmesi (fbi ajanları - lizaveta): light önüne çıkan engellerden kurtulmaktan hiç çekinmez. ray penber ve eşi ve diğer fbi ajanlarını ideali uğruna öldürmüştür. bunu isteyerek yapmamıştır belki, ancak yakalanmamak ve dünyayı iyileştirmeye devam etmek uğruna her şeyin mübah olduğunu düşünmüştür. raskolnikov bu konuda light kadar soğukkanlı olamasa da cinayet anına dahil olan kocakarının kız kardeşi lizaveta'yı öldürmekte tereddüt etmez. böylelikle iki genç de kibir sonucu masum insanların ölümüne neden olmuşlardır. bu kısımlar eserlerin kopma noktalarından sayılabilirler.
3) sonun benzerliği - çıkarılan ders: ikisi de yola çıktıklarındaki nihai amaçlarına ulaşamazlar. light altı yıl boyunca istediği düzeni sağlayabilmiş olsa da ölümünden sonra dünya kısa sürede eski haline döner. raskolnikov ise yaşadığı travma sonucu cinayetlere devam edemez. death note'un sonunda light planının işlememesi ve her şeyi kaybettiğini anlaması üzerine psikolojisi bozulmuş bir şekilde itiraf eder; yıllardır yaşadığı stres, gerginlik, belki suçluluk o sahnede ortaya çıkar. raskolnikov ise suçluluk duymaya daha erken başlamıştır ama o da uzun bir süre kendini ele vermemeye çalışır, sorgulamalardan yırtar. ama en sonunda o da bir çıkış yolu göremez ve itiraf eder. sonuçta en kısa haliyle kibrin hem diğer insanlara, hem de kişinin kendi psikolojisine verdiği zarar görülür.
--- spoiler ---
genelde karakterlerin özellikleri üzerine kurduğum bu benzerlik küçük bir ihtimal de olsa tesadüf eseri de olmuş olabilir. sonuçta ikisi de kibir adalet ve insan psikolojisi üzerine. farklılıklar ise var elbette, light çok daha soğukkanlı ve neredeyse hiç vicdan azabı çekmiyor. ama zaten birebir aynı olduğunu söylemiyorum, sadece esinlenildiğini söylüyorum. ki bu oldukça normal bir şey, suç ve ceza gelmiş geçmiş en büyük romanlardan ve ondan sonraki eserlere etki etmesinden daha doğal bir şey yok. death note mükemmel bir anime ve suç ve ceza'dan esinlenilmiş olması sadece değerini arttırır. -
tsubasa'dan sonra yıllarca anime izlemedim. bir dönem oldukça popüler olan helsing'ler, one piece'ler dahi ilgimi çekemedi nedense. ama bir gece can sıkıntısından hangi diziye başlasam diye internette araştırma yaparken death note ile karşılaştım ve yıllar sonra koca bir adam olmuşken çocukluğumda tsubasa'dan aldığım keyfi aldım.
hikayemiz şöyle gelişiyor ; bir gün japon bir liseli arkadaşımız üzerinde death note yazan bir defter bulur. bakar ki defterde ismi yazılan kişinin öldüğü yazıyor. önceleri inanmaz tabi ama yine de alıp defteri götürür. bir gün denemeye karar verir ve gerçekten de defterin işe yaradığını görür. bütün kötülükleri dünyadan yok etmek üzere harekete geçse de işler bir süre sonra kontrolden çıkar. tabi bu arada insanların anlamsızca ölmeye başlaması üzerine bu ölümleri araştırmak üzere polis teşkilatı bünyesinde gizli bir birim kurulur, birimin başına da yine genç bir kardeşimiz olan ''l '' getirilir. sonrası l ve defter sahibi arasındaki muhteşem akıl oyunları.
bölümler kısa kısa, 20 dakika civarında. bizim dizilerimiz gibi her bölümde bir sinema filmi izlemek zorunda kalmadan, sıkılmadan ve tempo bir an olsun düşmeden çok keyifli, çok heyecanlı bir polisiye izliyorsunuz. izleyelim,izlettirelim efendim. -
animesinin yakaladığı popülariteden sonra birkaç tane live action filmi de çekilmiş anime. kanımca manga, live action, anime üçlüsünden en çok animesi tat vermiştir bana. -
baştan sona izlediğim tek anime. konusu da karakterleri de ayrı güzel. sonları benim de hoşuma gitmedi açıkçası, beklenmedik ölümler derinden yaraladı. yine de güzeldi izleyin -
Animeye başlatan animedir genelde.
Filmi çekilmiştir ve tekrardan animelerin filmleştirilmemesi gerektiğini ortaya koymuştur. Bir ara da japon televizyonlarında dizisi dönüyordu ve sanırım filmine nazaran daha iyiydi.
dizisiyle ilgilenenlere -
anime düşmanlığı için yemin etmiş insanlara izletilmesi gereken animasyonlu japon fim endüstrisi ürünü. ben en çok da soundtrack'lerini seviyorum. near, kira ve rem's theme favorilerim. -
anime izleyen herkes bilir bunu. izlemeyen de bilmelidir. daha death note'a verdiğim 15 saat boşa gitti diyeni duymadım, duyacağımı da sanmıyorum. bitirdikten sonra boşluğa düşülürse code geass, yarı yolda bırakmayacak sağlam kurgulanmış bir alternatif olarak incelenebilir. -
Animeye başlama sebebimdir kendileri. Konusunun orjinalliği, karakterlerin mükemmelliği ve animenin müzekleri başlı başına efsanedir. Her daim telefonumda bulundururum bazı müziklerini. Örnek olarak şuna bakabilirsiniz; Light's theme -
gerçek hayatta da olması gerektiğini düşünüyorum. tabi kimin elinde olacağı ve nasıl kullanılcağı önemli olsa da bence büyük bir eksiklik. sağa sola beddua edip ateşler salacağına ya da şiddetle kınayacağına yazardın ismini olur biterdi