1. yapmacıktan kutlanmasının yerine hiç kutlanmamasını tercih ettiğim gün.

    facebook denen asosyal medya sitesini kullanmıyorum, tercih etmiyorum. doğum günümü hatırlayıp güzel dileklerini ileten arkadaşlarım bir elin parmağını geçmese de bana yetiyor.

    ve hatta o gün içinde bile kutlaması önemli değil. malum hepimiz bir yoğunlukta geçip gidiyoruz. olur ya telaştan daha sonra hatırına gelip aramıştır beni, mutluluk duyarım.

    ceo'nun doğum günümde atmış olduğu maile (okumayacağını bilerek) geri dönüp teşekkür ettim. iş arkadaşlarım bu duruma çok şaşırdılar ve hatta aralarından ayıplayanlar dahi olmuştur sanıyorum.

    sorun ceo'nun bana atmış olduğu otomatik mail değildi. sorun insanların bu durumu yargılamaya başlayıp, çevrelerindeki her şeye samimiyetsiz anlamlar yüklemesiydi. sorun insanların duygularını sırf ayıp olmasın diye göstermek için kurduğu düzeni değil, o düzendeki samimiyetsiz ortamı eleştirmek için tersine varsayarak hareket eden samimi insanları eleştirmesiydi..
  2. şahsen şahsı ilgilendiren günlere önem veririm... anneler günü, babalar günü, çamaşır günü gibi gündelik sevdalar bana göre değil...
    doğum günü de bu yüzden değerli...
    ya da evlilik yıldönümü...

    bunlar önemli ve samimiyetle doğru orantılı olarak bu önemin derecesi değişiyor...
  3. banka ve operatör mesajları olmasa hatırlamayacağım gün. sağolsunlar bir sonraki günde fatura ve ekstre mesajları geliyor.
  4. düşününce yaşayacağımız bütün kötü şeylerin, bizim için özenle hazırlanmış ısdırapların başlangıcı olan gün. bu yüzden alice harikalar diyarında'dan öykünerek doğduğum günü değil de doğmadığım 364 günü kutlayayım dedim ama meğersem 364 gün kutlama yapamayacak kadar fakirmişim (bakın hayat burada da bir tokat atıyor). eh durumun bana verdiği yetkiye dayanarak olaya pozitifinden bakmak zorunda kaldım güzel abim. neticede yaşayacağımız tüm hoş anların da başlangıcı, ikisi bir arada bir gün doğum günü. gülmekten çişimizin geldiği, annemizi babamızı tanıdığımız, güvenmenin tatlılığını, bir şeyler becerebilmenin onurunu hissedeceğimiz, aşık olacağımız, belki pek çok insana yardım edeceğimiz ne bileyim işte tüm o güzel şeylerin de başlangıcı olan gün. önemli bir gün. bir insan var oluyor. bence her doğan insan, dünyaya verilmiş bir hediyedir. (belki büyüyüp sigara içecek, itin teki olacak, belki çok can yakacak ama insan insandır) bu yüzden o gün doğan insanı mutlu edecek küçük armağanlar vermek çok değil. gözünüzde büyütmeyin. paranız olsun olmasın, emek verip hayatınızdaki insanları sevindirin. bir güncük uğraşıverin.
  5. bugün doğum günüm, diğer günlerle tamamen aynı. bir insan neden doğduğu için kutlama yapar ki? kutlanması gereken anne değil mi? şöyle düşünün:

    -merhaba sacredoath bey çok mükemmel bir şekilde doğdunuz sizi tebrik ederiz.

    yapılan şey bu değil mi aslında? halbuki o kadar acıyı çeken anne değil mi? sizi doğuran, büyüten ve besleyen o. doğum günü asıl anneler için kutlanmalı bence. doğumda onların emeği var çünkü. doğum günü olan siz değilsiniz, anneleriniz aslında.
  6. 0-13 yaş
    bu ne? aa pasta süper ! az daha koşturalım. niye evde bu kadar kadın toplanmış? ve bu gazeteye sarılı atlet-donlar da neyin nesi?
    14-17 yaş
    sevgili günlük doğum günümü kutlayacak mı acaba merak ediyorum.artık atletten başka hediyeler de alabiliyorum, doğum günü güzel bişeymiş.
    18-20
    gene yurt arkadaşlarım/ev arkadaşlarım benim doğum günüm gelene kadar cankuştan can düşmanına dönüştü. bu sene de ayşe gelirse fatma gelmiyo,selma gelirse belma gelmem diyo..
    21-25
    aktiviteler (gerçek cankuşlarla)
    26-28
    yokuş aşağı allahım otuz geliyoooo ! ama ben hiç öyle hissetmiyorum? bende bi gariplik mi var?
    29-35
    bundan sonra böyle. otuz olmadım kiiii
    36+
    buradan sonrası nasıl gider tahmin edemiyorum artık
  7. hayatım boyunca kendi doğum günümü hiç sevemedim. hep saçma geldi. diğer günlerden tek farkı hediye almak. e o da o kadar önemli bir şey değil, alınan bir çok hediyeyi zaten sıradan günlerde kendi kendine alabilirsin. tarih itibariyle de öyle büyük (!) partiler veremedim. genelde çekirdek ailemin bulunduğu 'hadi yazın ortasında ölebilmek için pasta yiyelim' etkinlikleriydi bunlar. hatta kutlamadım da sayılabilir. çok rahat bir şekilde doğum günlerimi birbirinden ayırabilirim çünkü zaten sayılı kutladım. 1 kere arkadaşlarımla kutlayabildim mesela. onda da arkadaşlarım şans eseri gelebilmişlerdi. o yıl tanrı halime acımış olmalı ki birinin kardeşi su çiçeği olmuştu, birinin annesi izin alamamıştı, biri yeni tatilden gelmişti.

    13 - 15'ten sonra yaşımı saymayı da doğum günümü aklımda tutmaya çalışmayı da bıraktım. yaşımı soran olursa '....... doğumluyum.' diyorum. kestirmeden iş. soran hesaplasın yaşımı.
  8. benimki bilmem kaç ay önce olan, 23 saat 59 dakika süren ^:kk^ zaman dilimi.
  9. iki hafta sonra doğum günüm var. yeni bir yaşa giriyorum.

    orayamı gitsem burayamı gitsem hala kendime bi yer bulamadım.

    kısacası biri çıksa gözlerimi bağlasa alsa götürse beni istiyorum. doğum günümü buradan uzaklarda bi dağ tepesinde yada yemyeşil bi yerde geçirmek istiyorum.