-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (9.08)

ömer hayyam: doğum ve ölüm tarihleri çeşitli kaynaklara göre farklılık gösterse de, ii. yüzyılın ortalarında doğduğu, 12. yüzyılın ilk çeyreği civarında öldüğü kabul edilen iranlı şair, felsefeci ve bilim adamı. günümüzde ise, daha çok "rubai" türünün yaratıcısı olarak kabul gören hayyam'ın dörtlükleri, türkçe'ye yahya kemal ve abdülbaki gölpınarlı başta olmak üzere pek çok kez çevrildi. sabahattin eyüboğlu'nun çevirisi de, bunlar arasında en sevilenlerinden biri.
-
hayyam'ın en troll dinsiz olduğunu göstermiş kitaptır. buyurun;
"camiye gittim, ama allah bilir niye,
ne namaz kılmaya, ne dua etmeye.
eskiden bir kilim aşırmıştım camiden,
o eskidi gittim yenisini yürütmeye. " -
''kim demiş haram bilmez hayyam
ben haramla helali karıştırmam
senle içilen şarap helaldir
sensiz içilen su bile haram''
aşk -
ne bilginler geldi, neler buldular!
mumlar gibi dünyaya ışık saldılar
hangisi yarıp geçti bu karanlığı?
birer masal söyleyip uyuyakaldılar
kitabı tekrar açıp birkaç sayfa okuduğumda bu dörtlüğe rastladım ve beni hem hüzünlendirdi hem de derin düşüncelere yönlendirdi. tam üç gündür bu dörtlük üzerinde düşünüyorum ve evet hayyam haklı; karanlık hiçbir zaman mutlak bir mağlubiyete uğramadı/uğratılamadı... -
can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
ecel çiğnedi hepsini birer birer
yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler -
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.
Fazıl Say' ın İlk Şarkılar albümünde pek güzel bir yeri vardır. https://www.youtube.com/watch?v=4KVY2xNDzvE -
"benim varlığım senin yaptığın bir nakış
türlü garip renklerini hep senden almış
kendimi düzeltmeğe nasıl varsın elim?
senden güzelini yapmak bana mı kalmış?" -
''dünya ne verdi sana? hep dert, hep dert!
güzel canın da bir gün uçar elbet.
toprağında yeşillikler bitmeden
uzan yeşilliğe, gününü gün et.'' -
“ben ne camiye yararım, ne hayvana!
bir başka hamur benimki, başka maya.
yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim:
ne din umrumda, ne cennet, ne dünya!” -
"felek ne cömert aşağılık insanlara!
han hamam, dolap değirmen, hep onlara.
kendini satmayan adama ekmek yok:
sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya!" -
"niceleri geldi, neler istediler,
sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler !"