1. geçen bir arkadaşım kendilerine 90 adet çeyrek takıldığını ifade edince düğün olayı bi mantıklı gelmeye başladı. siz de yapın yani marjinalliğin alemi yok. 180 desen 16-17 bin tl sadece çeyrekten geliyor, bunun banknot takanı var bilezik takanı var, yarım takanlar derken kabilenin genişliğine göre 30-50 bin tl arası bi nakit akışı sağlayabilir.
    abi
  2. heee... bak bi de ne giyilecek mevzuu var. ben bu sefer giymeyelim diyom. var mısınız?
    mutlu
  3. kuzenim evlenecek haftaya ve hala kıyafet bulamadım ve sınavlarım var ve burada tek bir kıyafet yok.

    sinir krizleri geliyor.

    kendime düğün yapmıycam ufak çaplı bir kutlama istiyorum ve aileler için de yemek. yeterli.
  4. gelir düzeyi orta ve düşük olanların yapmaması gereken bir ritüeldir. faiz ile borçlan o parayla elalemi eğlendir. pek mantık işi değildir.
  5. tekilayı gömmeye başladık. haydi hayırlısı. hem bize ne canım, tatsız olasılıkları düğün sahibi düşünsün...
    mutlu
  6. evlenen şahıslardan birisi on üç-on dört yıllık arkadaşınız ise, arkadaş çevresinin ortak olmasından mütevellit bilimum eski sevgili, eski sevgililerin eski sevgilileri, eski sevgililerin yeni sevgilileri ve eski sevgililerin eşleri ile halay çekmeye vesile olur.
  7. kafa şişkinliğinden başka bir şey olarak görmediğim sinir bozucu toplanma
  8. ne oldu da naif bir kutlamadan, bir statü belirtecine dönüştü bilmediğim olay. düğün denen şey temelde, bir kadın ve erkeğin artık hayat boyu beraber yaşayacaklarının herkese duyurulmasıdır.

    eski insanlardaki kabile sistemini düşünürseniz, çok mantıklı bir olaydır hatta bu. çünkü telefon yok, mektup bile yok ve insanlar bir şekilde haberdar olmalılar. bunun için düğünden yaklaşık 1 ay önceden kabiledeki herkes ağızdan ağıza kimin evleneceğini, düğünün ne zaman olacağını birbirlerine söylerlerdi. tüm kabile o gün düğün olacağını bilir ve kimlerin evlendiğini bilirdi. düğün günü de haberi olmayanların haberi olur, düğünün maksadı tamamlanırdı. kutlanır, danslar edilir, ritüeller devam ettirilirdi...

    kur'an'da da düğünün tanımı "iki insanın evlendiğinin duyurulması"dır. sanılanın aksine düğünde eğlenmek, çalgı çalmak, şarkılar söylemek, neşelenmek, kızlı erkekli eğlenmek de islamen caizdir. israf, islam'da şiddetle lanetlenen bir olay olduğundan düğün için aşırı derecede gösteriş yapmak da uygun değil.

    eski türk toplumlarında bizim hala devam ettirdiğimiz şekillerde düğün yapılırdı. amaç olarak da düğün olgusunun amacı dışına çıkılmazdı. kız isteme ritüeli bize ta o zamanlardan kalmadır. gelinin ailesi izin verdikten sonra hazırlıklar başlanır. bir evliliğin gerçekleşeceği herkese duyrulur. gelinin artık evi terkedeceği gerçeği için kadın kısmı arasında bir kına gecesi yapılır. sonrasında erkek kızın evine at ile gelir, düğünün olduğu yere götürür vb. gibi ayrıntılar da var. israf yok, gösteriş manyaklığı yok, amaca yönelik yapılan bir düğün var. mis.

    hristiyanlar bence bu işi en güzel yapan insanlar. düğünler kilisede yapılır ve sadedir. gösterişten uzak, daha samimi bir ortam yaratılır. herkes zaten kilisede toplandığından ve kiliseler halihazırda uğrak mekanlar olduğundan düğün yapılacağını komunitedeki hemen hemen herkes bilir. sonrasında incil'den ayetler okunur, yemin edilir, papaz/rahip tarafından evlilik gerçekleştirilir, herkese duyrulur. damat ve gelin tebrikleri kabul eder, yollarına gül atılır, gelin çiçeği bekar birine fırlatır vb. gibi ayrıntılar var. yine israf yok, amaca uygun bir düğün.

    ve geldik bence işin cılkının çıktığı yere: hindistan. hindistan'da, ne kadar zenginseniz o kadar ihtişamlı bir düğün yapmanız beklenir. 40 gün 40 gece düğün yapma işinin mucidi olan insanlar bunlardır. düğünleri de gerçekten festival havasında geçer. insanlara yemekler dağıtılır, paralar saçılır, durmamaca şarkılar söylenir, danslar edilir. bir babanın kızının düğünü, kendisi için iftihar kaynağıdır, statü belirleyicidir. hala daha görebilirsiniz hindistan'da milyon dolarlar harcanan düğünleri. böyle ihya oluyorlar.

    her nasıl olduysa bu kültür önce arabistan'a oradan da türklere etkimiş. arapların da huyunu bilirsiniz; işi daha da abartmışlar ve topu bize atmışlar. bu yüzden biz de artık düğünleri bir çeşit statü belirleme amacı olarak görüyoruz, kullanıyoruz, insanları buna göre yorumluyoruz toplum olarak. ve işin kötüsü, hindistan'da fakirseniz gösterişli düğün yapmazsınız ve olay biter. kimse de "ıyy ezik bu nası düğün ahah" demez. fakirsin zaten neden gösterişli düğün yapasın... ama türkiye'de bu artık bir zorunluluk. aileler ne kadar fakir olsalar da düğünler gösterişli olmak zorunda. yoksa elalemin diline düşüyorsunuz, statünüz sarsılıyor, laf oluyorsunuz. o para saçılacak, o israf yapılacak, o gösteriş kervanına katılınacak.

    hele aileler arasında ekonomik olarak fark varsa aman aman! zengin taraf ihtişamlı bir düğün istiyor, fakir taraf karşılayamayacağını söylüyor, ortam geriliyor. yahu yapmayın işte bunu. derdiniz ne sizin?

    resmen çılgınlık. gelinlerin kuaförlere yüzlerce lira vermeleri, o tek taş yüzükler, alyanslar (bu hadi neyse), bilezikler, hediyeler, düğün salonları, iki şehirde ayrı ayrı yapılan düğünler... arkadaşlar delirdiniz mi? ben olsam bu kadar işin içinde mutlu olmaya vakit bulamazdım. ki zaten yaptıkları düğünler de eğlenceli değil. amacına da hizmet etmiyor. kutu gibi bir düğün salonuna girip dans etmekle düğün mü olur yahu? bangır bangır çalan zevksiz bir müzik, abartılı kıyafetler, saçlar. öeh. çok belli yani orada evlenmek veya eğlenmek için toplanılmamış. statü kapıştırmak için, "bakın ben düğüne şu kadar para harcadım" demek için toplanılmış.
  9. benim olmayan hepsinde eğlendiğimi düşündüğüm etkinlik. islama göre ortada zina olmadığını belirtmek için , düğün yapılır , tüm konu komşu davet edilir. amaç bu kadın bu adamın helalidir demektir.