1. başını alıp gitmek sevdaya dahil değil. isteyerek gitmek değildi belki ama yine de gidildi. gidilmesine neden olan şeyler kalmamıza engel olan şeyler olduğunda artık yolculuğun anlamı kalmamış oldu. yola çıkıp gitmiş olsakta, yolculuk boyunca mesafeler geçsekte, yola çıktığımız kişileri unutmayız. sen unut ama. yeni yollarda başarılar seninle olsun. paulo coelho'nun dediği yalan mı oldu şimdi? yolda çıkan engeller doğru yolda olmanın işareti değil miymiş? yağmura değilde buluta, kıza değilde buza şiir yazdık diye mi oldu böyle? geceler katran, baharlar kahverengi. üzgünüm. verdiğim emek için. üzgünüm. verdiğim zaman için. diğer her şeyin telafisini edebilirim. gördün mü bak? senin yüzünden bunu okuyanın vaktini bile çaldım. üzgünüm youser, çok üzgünüm. bu sanki yaşam enerjinin alınması gibi. onu bırakalım da sana anlatayım. tıpkı star wars'un 3. filmindeki gibi: yaşama isteğimi yitirtti bu durum. 18 aylık plan, tam her şey netleşti derken yok oldu. kendi öz benliğimden vazgeçmeye dahi kalktım. kendime ihanet ettim. en çaresiz ve en ihtiyacım olan an, onunda elveda anı, olur muydu, yazsam kitap, söylesem isyan, haykırsam şiir, yada hollywood'da 1 saat 59 dakikalık film. muhtaçlığım kendimedir. eksikliğimedir. oysa aidiyetti benimkisi. aidiyetimin parçalanması artık aidiyet sahibi olmayan birisi olarak kurtarmaya yetmiyor: artık aidiyetin olamıyor. belki bu son dediğim olmasaydı tekrar gülebilirdim. tekrar üzgünüm, üzdüm seni de sevgili youser.
    ilgaz