1. sonuncusu günde üç vakit beddua ettiğimdir.

    kocakarı laneti tutuyormuş yalnız. geliyor haberleri.

    iyi geçinin olm benle. valla tek bir işi yolunda gitmemiş. ona göre.
  2. bitmiştir, gitmiştir..yine de kalan bir seyler vardır hatırlandıkca tebessüm ettiren bazen acıtan..orda bitmemiştir,gitmemiştir..
  3. tadı damağımızda kalandır.
    1984
  4. eski olmuştur. yeri çöplüktür.
    sidar
  5. eğer hala seviliyorsa unutulması zordur. aylar sonra ondan gelen mesajla ekranda adını görmek kalp atışlarını hızlandırır. ki o zamana kadar hiç alakasız isimleri onun ismiymiş gibi okuduysa insan daha da heyecanlanır. ne diyeceğini bilemez insan. espri mi yapsa ciddi mi olsa, ne sorsa ne cevap verse. hayatında olan insanın iyi olup olmadığını sorarsın, iyi ya senin birileri var mı der. senden sonra kimseye bakamadım diyemezsin. attığı mesajları dönüp dönüp okursun, adına uzun uzun bakarsın.

    unutmak neden bu kadar zor? hani zaman geçtikçe unutuyordu insan? benim dışımda herkes unutabiliyorsa bu dünyanın adaletine inanmıyorum ben. geceler boyu yazdığım şiirleri bir kez olsun okuyabilsin isterdim halbuki. tam kafamdan attım dediğim günden sonraki gün mesaj atması da apayrı bir şey ya. ne desem bilmiyorum ama, bugünden sonra eskisi kadar da önemsemiyorum galiba.

    ekleme: kimi kandırıyorum ben önemsemiyorum falan.
    jimi
  6. yenisinden ne istemediğini öğretmiştir.
  7. "sonra gülüşün geldi aklıma ve içimden dedim ki;
    yine gelsen yine severim seni"

    c. süreya
  8. başlığı görünce aklıma gelen kişi. yani muhtemelen bu başlıkta eski sevgiliden kasıt altı ay bilemedin bir iki sene önce terk edilmiş veya terk etmiş kişi ancak benim bahsedeceğim eski sevgili 12 yıl öncesinden.

    başlığı görünce ismini soyismini yazıp arattım popüler sosyal medya ağında. evlenmiş. bir kızı olmuş. bi tebessüm oluştu yüzümde. her ne olursa olsun insanların mutlu olmaları gerektiğini savunuyorum. çocukları ile resmini paylaşmış eşi ile de tabiki. herhangi bir olumsuz duygu hissetmedim küfür etmedim. zaten 12 sene öncesi abi ne hissedeceksin ki dediğinizi duyar gibiyim.

    ancak sıkı durun;

    resimlerindeki bir detay yüzümdeki tebessümü 32 diş seviyesine çıkardı. garip bir duygu kapladı içimi. neydi resimdeki detay? benim ona uzun yıllar önce aldığım ve üzerinde kendi el emeğimle bir kaç değişiklik yaptığım kolyeyi takıyordu hala. sosyal medya ağı profilinde ona yazdığım şiiri ünlü bir şairin adını kullanarak paylaşmış.

    insanlarda bıraktığınız izler kadar derin veya sığ olursunuz. işte yıllar sonra bu tabloya tanıklık etmek hem mutlu etti hem de üzdü. sevindirdi çünkü unutulmamak güzel bir duygu. üzdü çünkü terk eden bendim.
  9. Takılınılmaması gereken kavram.

    Zamanın içinden geçtiği her şey eskir, eskimeye mahkumdur.
    aşk diye addettiğimiz duygu; bileşenleri hoşlantı ve zaman ile oluşturulmuş argand düzlemi varyasyonundaki aralıklardan birisi sadece. hayatınızdaki herkesi bu düzleme oturttuğunuzu hayal edin. Sketch toy ile açıklayayım kendimi.
    Evet, 400-875 arasını aşk olarak tanımladım. düzlem üzerindeki her bir renk ayşe, fatma, alev, arzu, zekiye, şerife, burcu, ışık, ahmet yahut mehmet.
    zaman ilerledikçe insanlara karşı olan hisleriniz değişecek; aralığın içinde kaldığı müddetçe o sizin "aşkınız" olacak fakat aralık içinde sürekli bir değişim var hep 745.23 hoşlantısında aşık değilsiniz ona, bazen 811 oluyor bazen 573.1094 Benim merak ettiğim şu aslında, 620'lik aşk 520'lere düştüğünde sorun edilmiyorken 978'lik aşk üstü değer -102'leri gördüğünde birisi diğerini hayatından nasıl çıkarıyor? yani biz insanların birer eşiği mi var bu konuda bir sevgiyi eskiten şey, tam olarak nedir? Zaman, evet. ^:oyun kuramı'ndan bahsetmeyeceğim, dün bir arkadaşı epey bezdirdim zira. ^

    Düzenden düzensizliğe yaşıyoruz, kimse için kimsenin hayatında kalıcılık söz konusu değil kendimiz bile biyolojik olarak her geçen saniye yenileniyoruz, sadece bir an için bir an'ın "mükemel" aşıkları yahut çiftleriyiz diyagramdaki her çizgi bir gün kopacak ne demiş
    kevin moore:
    "Found a new girl I think we can make it,
    As long as she stays on the page."

    Yani bizim birer dayanma eşiğimiz değil de, hoşlantı sınırında kalma gayretimiz olmalıymış, teşekkür ederim kevin reiz, böylesi daha mantıklı.