1. hayatımı sikmiştir son birkaç yılda. bütün hayatını maç fikstürlerine göre ayarlayan bir insanı her şeyden soğutmuştur. sırf maç kaçıyor diye final sınavının yarısında sınavdan çıkmıştım. hala alıyorum o dersi. ha pişman değilim, daha neler yaptık bu takım için anlatmaya da lüzum yok ama bu kadar sabrımız zorlanmasın, yeter.

    özellikle de son 3 senede yaşananlar gına getirmiştir artık. ersun yanal'ın gidişinden sonra sürekli girişilen plansız, programsız, çağ dışı, akılsız hareketler tribünlerin boş kalmasına, en büyük fanatiklerin bile maçları izlememesine yol açmıştır. hatta aykut hoca'nın bile bir anda gönderilmesi o plansızlığın ilk adımıydı. neyse. avrupa ligi oynuyorsun, rakibin senden güçsüz, ilk maçı 1-0 kaybetmişsin ve ikinci maçta devre arasına 1-1 ile girmişsin. arkadaş 1 tane gol pozisyonu olmaz mı ikinci yarıda? hoca takımı sabote eder gibi davranıyor, basın toplantısında gerçekten dürüstlerse sorunları oyunculara sorun diyor. başkan zaten allah'lık. gitmiyor herif.

    şikede kumpas davası görülmeye başlamış, tarihimizin en önemli olaylarından biri ama kimse ilgilenmiyor. çünkü insanlarda hiçbir şeye iştah kalmadı futbolla ilgili. maç bitti biteli müthiş bir keyifsizlikle, isteksizlikle oturuyorum. dolu dolu geçirmeye gayret ettiğim günlerimi bugün için piç etmiştir fenerbahçe. saatlerdir ampır ampır ekrana bakıyorum, sigara içiyorum. bir yandan öfke kusmak istiyorum, bir yandan ağlamak istiyorum, bir yandan uyumak istiyorum. ancak hiçbirini yapacak enerjim yok şu anda.

    hayatımı sikiyorsun be fenerbahçe. lan insan gibi mücadele edin, formaya yakışır oyunu oynayın elenin dert değil. ilk kez elenmedik, son da olmayacak. zaten bu kadar berbat hissettiren de tek bir maç değil. yılların birikimi bu hale getirdi. saçımda dünya bir beyaz var. fenerbahçe kadar içimi yoran hiç kimse yok. tamam sana her şey feda olsun şikayetimiz yok ama o formayı giyenler, o kulübü yönetenler emek versin, çaba sarf etsin. aksi olunca yaşanan öfkenin, hayal kırıklığının tarifi bile mümkün olmuyor.

    ne sevmek ne sevilmek, ne de ağlayıp gülmek...
    ae
  2. halkin takimidir!
  3. birçok şeyin b.oktan bir şekilde gittiği şu ülkede yaşamaya katlanmak için , özellikle basketbol şubesi başta olmak üzere, en büyük motivasyon kaynağım. sevgisinin adı konamaz, ne kupa büyüklüğü ne şampiyonluk
  4. boynuma dola sow... fenerbahçe seni seviyorum
  5. keşke simgemiz kanarya yerine boğa olsa diye düşünüyorum hep. kadıköy boğa falan hani. hem heybetli hayvan...
  6. volkan demirel, şener, hasan, topal, neustadter, alper, volkan şen, aatıf şeşu, emenike, fernandao gibi ülkenin en yeteneksiz futbolcularına sahip kulüp. kulübüm...
  7. fenerbahçe sk ya da bizim gönlümüzdeki adıyla fenerbahçe diye bilinen, sadece futbolda değil, yarıştığı tüm sporlarda birincilik hedefi güden ve bunu zaman zaman 5 ana branşta şampiyonluk yaşayarak başarabilen bir kulüptür.

    halihazırdaki başkanının diktatör tavırları, herşeye rağmen o koltuktan kalkmıyor olması bize birilerini hatırlatıyor olsa da, bizim gönlümüzde sarı ve lacivert'in aşkı başkadır.

    (bkz: yaşa fenerbahçe) .
  8. bir fenerbahçe geleneği olan marş.

    sanatçı ve eski fenerbahçe kalecisi fecri ebcioğlu tarafından sözleri yazılan, müziği ispanyol halk şarkısı eviva espana'dan uyarlanan ama günümüzde dahi onbinleri heyecanlandırmayı başarabilen marştır. marşı seslendiren nesrin sipahi'ye, zamanınında cemil turan, didi, emin cankurtaran gibi efsane isimler kayıt esnasında vokal yapmıştır.