1. daha özgür olmak, kamçı yememek ((bkz: borç yiğidin kamçısıdır) ), ve en önemlisi kendimizi tüketim hazları yerine daha uzun süre bizimle olacak bir şeyler üretme ve deneyim hazlarına yönlendirme için bir etkinlik.

    solcular için kapitalizme bir tepki,
    dindarlar için israftan kaçınma,
    fakirler için tasarruf,
    zenginler için yeni bir deneyim,

    telefon mu alacaksın bir kaç ay ertele,
    bilgisayar mı alacaksın ertele veya daha ucuz bi model al, asla ihtiyacından fazlasını alma,
    kıyafet mi, alma,
    dışarıda mı yemek yiyeceksin, evde arkadaşlarınla yap hem etkinlik olur hem daha güzel bir deneyim,
    sinemaya mı gideceksin gitme arkadaşlarınla eşinle çocuklarınla evde mısır patlatıp izle,
    araba mı almayı düşünüyorsun, toplu taşımayı dene, olmadı bisiklete sana yarar sağlar mı onu düşün, en olmadı ikinci el al,
    ev mi alacaksın sebebini sorgula, ihtiyacı sorgula kirasıyla 15 yılda kendini çıkarmayan evi almaktansa kiraya çık.
    tatili ertele,
    dışarı çıkarsan yürüyüş yap,
    eve girersen kitap oku,
    birikim yap, elbet harcayacağın zaman gelecek ama evine bir biblo almasan da olur,
    geçen seneki kazağını bu sene giysen de olur,
    aldığın kitabı arkadaşına önerirken sen de al deme ver o da okumuş olsun, paylaş,
    ihtiyacından fazlasını tüketme, ihtiyaçlarını iyi değerlendir,

    tüketme, deneyimle.
  2. emir kipleri dilek, istek anlamında da kullanılır. zaten kimsenin üzerinde yaptırımı olmayan anonim bireylerken, havadan nem kapmanın alemi yok. burada yazılanlar bir dilektir, temennidir uyan olursa ne mutludur olmazsa canları sağolsundur.
  3. harcamayı kısmak için herkes kendince bir bahane bulabilir, ben bu işi tüketim odaklı yaşamaktan deneyim odaklı yaşamaya geçiş olarak görüyorum. bir zamandır kısmen de uyguluyorum harcamayı kısmayı, ama gerçekten hayat geçiyor ve gerçekten insan sosyal bir varlık, bunun için de mesela film izlemeye sinemaya gitmiyoruz da arkadaşlarımı çağırıp bizde izliyoruz, içecekler mısır çerez vs çok daha hesaplıya denk geliyor ve arkadaşlarımla daha kaliteli vakit geçirmiş oluyorum.

    veya kahvaltı için havalar güzelken bi mekana oturup yapmaktansa gene yapmak istediğin kişilerle evden bir şeyler getirip piknik gibi yapabilirsiniz.

    yaşamak tüketmekten ibaret değildir.

    evinde maydonoz, roka yetiştirmek tasarruftan daha çok deneyimdir, hobidir. bisiklete binmek spor da yapmaktır.

    ayrıca tatil konusunda, kesinlikle insanlar gezmeli ama onun için de lüks bir tatile veya tura gerek yok, couchsurfing ile gezilebilir yapamam ben öyle diyenler için airbnb den veya ucuz hostellerden yer ayarlanabilir, önemli olan lüks tüketim değil tecrübedir.

    o yüzden harcamanı kıs, deneyimle, az tüket mutlu ol.
  4. ne kadar şiddet yanlısı olmasam da asgeri ücretle geçinmeye çalışanlar için

    "geceyi aç geçirip sabahına kılıcına davranmayanın aklından şüphe ederim" ebu zerr

    sen açsan, daha yiyecek ihtiyacını, barınma ihtiyacını bile destek almadan tam karşılayamıyorsan zaten çok farklı bir konuyu konuşuyoruz demektir. onun için (bkz: sosyal devlet)

    asgari ücret alan kişi içiyorsa sigarasından içkisinden kıssın onunlada daha düzgün beslenmeye çalışsın zaten
  5. 2.5 aylık deneyimimin sonucunu paylaşıyorum,

    bu süreçte dışarıda daha az yemek yedim ve sosyal aktivite yaptım,

    konsere gideceğimde üniversitede öğrenci kulüplerinin konserlerine gittim, hem destek olmuş oldum hem de çok daha hesaplı (ücretsiz veya 5 tl civarı) (bunu tiyatro için de uyarlayabilirsiniz)

    film için arkadaşlarımı eve çağırıp evde izledik, burada geçen sene almış olduğum projektör ün etkisi büyük herkes için uygun olmayabilir.

    2-3 yeni yemek öğrendim, ayrıca bazı günler arkadaşları çağırarak bunu bir eğlenceye çevirdik, bir arkadaşın suşi yapmayı bilmesi mesela hem eğlendiğimiz hem doyana kadar suşi yediğimiz bir gün ortaya çıkardı.

    masa oyunları, iletişim oyunları gibi şeylere daha fazla vakit ayırdık, trivial pursuit, cranium veya vampir köylü gibi.

    daha fazla kitap okudum, son 2.5 ayda 5 kitap okudum, ki bu benim ortalamamın iki katı.

    spor salonu yerine evde yapılabilecek spor programları öğrendim, freeletics veya insanity gibi (bu herkese uyacak diye bir şey yok, benim için uygundu).

    bu süreçte ne yapmadım dışarıda akşam yemeği neredeyse hiç yemedim, haftasonu kahvaltılarını mümkün mertebe evde yaptım (bunda mevsimin etkisi yadsınamaz), sinemaya bir kere gittim (onda da bilet fiyatı 10tl nin altında olan eski sinemalardan birine) abur cubur ve tatlı yemeyi azalttım, aslında bu harcama kısma planından ziyade şeker azaltma planı içindi.

    sonuçta para biriktirdim ama ondan çok daha önemlisi yukarıdaki tecrübeleri yaşadım, herkes için aynı şeyler olmak zorunda değil, olmamalı da ancak harcamayı kısmak asosyal olmak değil, hayattan zevk almamak değil sadece bakış açısını değiştirmek.

    tüketme, deneyimle