1. kaç kişiyi üzdünüz şimdiye kadar ya da kaç kişiyi daha üzeceksiniz? yanlış mı anlaşıldınız yoksa hiç mi anlaşılmadınız? nasıl mutlu oluyorsunuz ya da onu geçtim ne için yaşıyorsunuz? çocuk sahibi olma sorumluluğunu alabilen insanlar haricindekilere soruyorum. ne için yaşıyorsunuz?

    yarın sevişeceğiniz bir kadın için mi? yoksa bir gelecek ay alacağınız araba için mi? aklınızda bir iş var onu mu yapmak için mi? nasıl hayal kurabiliyorsunuz hala? yormadılar mı sizi? hiç mi yalan söylemediler size? hiç mi her şey bombok olmadı sizin için?

    ne için yaşıyorsunuz, yalvarırım anlatın bana. yarın sabah uyanıyorsunuz, hepimiz uyanıyoruz ama gerçekten akşamında sabahına uyanmak için mi yatıyorsunuz?

    vites sisteminin nasıl çalıştığını boşver, neden vites olmak zorunda arabalarda bana onu açıklayın önce.

    altı bozuk evlere kaçak katlar çıkmaktan başka bir şey yapmıyorum gibi geliyor bana. kaç kişi arkasında bırakacağı kişiler olmasa çoktan veda etmişti bu hayata?

    neyin peşindeyiz, neden bu kadar zorlaştırıyoruz her şeyi? yetinemiyoruz. hiç bir şeyle yetinemiyoruz. yalnızlık bile neyimize yetmiyor bizim? her zaman sahip olmadığımız bir şeyin peşinde koşuyoruz ve sahip olduktan sonra da sahip olmadıklarımıza özeniyoruz. bu döngü ölüme kadar devam ediyor. yoruluyoruz, sıkılıyoruz, bıkıyoruz.

    şimdi kime dokunsam ağlar kucağımda. şimdi kimi sevsem, ihtiyacı vardır benden önce.

    bu kadar milyon insan şimdiye kadar nasıl yaşadı bilmiyorum ama şimdi kime baksam yaşamakta zorlanıyor.

    kime baksam gülüşü yalnız, uykusu ağır.

    biz mi yapıyoruz bunu kendimize?

    ben mi yapıyorum bunu kendime?

    hı?
    isk
  2. bitti, 3 aylık evliliğim ailelerin, onun, benim kafamda az önce bitti.

    öncelikli olarak beni çok üzen durum, kayseriye dönmüş olmam. bu şehirde hiçbir zaman kafama göre insanlar bulamamıştım. muhtemelen bir şekilde çıkacağım buradan ama çok yakın zamanda olamayacak diye üzülüyorum.

    ikincisi de resmi işlemlerle, bursaya gidip eşyaları almakla, bir süredir yaşadığım evi kapatmakla alakalı yaşayacağım sıkıntılar olacak.

    hoşuma gidiyordu, evli olma fikri, bir evim, yuvamın olması. iki insanın beraber tüm dünyaya karşı mücadele vermesi. iki insanın birbirine karşılıksız sevgi duyması, sahip çıkması. pratikte bunlar tek taraflı oluyormuş tabi ve zaten olmayan birşeyin içinde debelenmek her zaman daha dibe çekiyormuş seni. kararı ben vermedim, ben istemedim, ikimizin de karşılıklı hataları oldu, daha iyisini yapabilirdik, daha güzel olabilirdi her şey ama olmadı.

    bunu diyebiliyorsun sadece, binlerce cümle kurabildikten sonra ama olmadı diyorsun. kim olursa olsun herkesin bir günde bir başkasını silebileceğini görüyorsun, zorna gden onlarca olaya rağmen, yaşanan onlarca olumsuzluğa rağmen düzeltmek istiyorum diyorsun ama karşındaki insan bunların hepsine banane! diyebiliyor. hem de evliyken.

    olsun.

    ama bunu okuyan sana demek istediğim bir şeyler var, eskimsi eşime değil, sana sana.

    evliliği kaldıramayacak insanlarsanız, evliğin sorumluluklarını taşıyamacak, sınırları içinde durmayacaksınız evlenmeyin. karşınızdaki insan öyleyse onunla evlenmeyin, başkasıyla evlenin.

    her şey iyiyken herkes iyidir, kötü günlerini görmediğiniz insanla evlenmeyin, işin içine girmeden bir kişinin nasıl olacağını çıkaramazsınız, bunu belki de evlenmeden önce asla bilemeyceksiniz ama bu ihtimali aklınızdan çıkarmadan evlenmeyin.

    her şeyi iyi, olumlu şekilde yorumlamak zorunda değilsiniz. kötü yorumlanabilecek ipuçlarını asla görmezden gelmeyin ama hiç kimseye de işkence etmeyin, karşınızda bir erkek saatlerce ağlayıp bir şeyleri düzeltelim diyorsa, size 10 adım atmışsa, 100 daha atarm diyorsa siz de bir adım atmaktan çekinmeyin.

    ilişkilerde muhasebe olmaz, sen şunu yaptım ben bunu yaptım hesabına girilmez. ilişkilerde karşılaştırma olmaz, kimsenin içinde neler olduğunu bilemezsin.

    bir insan bir hata yaptığınızda bunu size söyleyebileceği en güzel ve kırmayan dille anlatıyorsa bir kere olsun dinleyin, siz belki yanlış bir şey yapmamışınızdır ama o insan üzüldüyse, en azından onun için dinleyin sadece.

    hassas olmanız gereken bazı konular olacaktır, evlilik takılan iki insan hayatına benzemez, bunları yapmak isteyecekseniz evlenin, bana ne diyecekseniz evlenmeyin. hatta hayatınızda bana ne dediğiniz bir şeyler varsa hiç evlenmeyin.

    ben ailemden, işimden, arkadaşlarımdan önce hep onu düşündüm, o yanımda değilken bile o bunu duysa ne der acaba diye konuştum. doğrusu da bu, bundan sonra karşıma çıkan her insana bunun 100 katını daha yapmaya çalışacağım, eğer böyle düşünüyorsanız evlenin.

    bir gün gelecek ve ben saatlerce ona hazırladığım sürprizi gördüğünde boynuma atlayacak kişiyle karşılaşacağım. bir gün gelecek saatlerce sohbet edebileceğim, kendime itiraf edemediğim sıkıntılarımı bile onunla paylaşacağım biriyle karşılaşacağım. cinsiyetlerin farkı olmaz biliyorum ama duygusal çalışma yapılarımız farklı, benim erkek gibi hissedebileceğim, ona kadın gibi hissettirebileceğim biriyle karşılaşacağım.

    o zaman ben de bunları tekrardan okuyacağım, ona da bunu okutacağım.

    hiçbir şey önemli değil, yeter ki seninle mutlu olalım diyebileceğim.
    isk
  3. ismail çok tuhaf adamdır, tüm mal varlığı cebinde olandır.

    ben ismail, hayatım boyunca sol cebime koyduğumdan başka param hiçbir zaman olmadı. ayranım olmadı içmeye ama hep atla gittim çeşmeye. görüp görebileceğiniz en enayi insanım.

    hoop. enayi değil, saf diyelim.

    tamam, saf. dünya üzerinde haksızlık yapılması gerekenler listesinde ilk yüzbinden çıkamadım daha. olsun, belki sonuncuyumdur, daha 99.999 insan benden daha kötü durumda olabilir. babam 18 yaşımda bana 1 milyon borç mu bıraktı, olsun. aldatıldım mı, olsun. batıyor muyuz, olsun yeniden deneriz. akşama ekmek alacak para mı yok, misafirliğe gideriz bir akşamlığına boşver. kan davasına karıştık ve insanlar beni öldürmek mi istiyor, vardır bir sebepleri. karın gözünün önünde başka erkelere mi yavşıyor, napalım demek ki yanlış bir seçim yapmışım hayatta. boşandım ve boşanırken donuma kadar mı aldılar, hep istediğim renkli cıvıl cıvıl donları alabilirim demektir bu ne güzel işte.

    ben ismail, pozitif ismail.

    en son torba yasaya kadar yurtdışı yasağım vardı, hiç göremedim türkiye dışını. şimdiye kadar kurduğum tüm firmalar, çalıştığım tüm iş yerleri battı. 4 tane firma kurdum 18 yaşıma girdiğimden beri, 3 tane de farklı iş yerinde çalıştım. 250 milyonluk türkiyenin büyük projelerinden birinde de çalıştım, 50 milyon euroluk yabancı bir projede de çalıştım. 3 bin liraya çevre düzenlemesi işi alıp artık kullanmadığım sigara paramı da çıkardım. 1200 lira maaşa da çalıştım, 10 bin lira da. 1 milyon borcumu ödedim ama 100 lira kenara koyabilmişliğim yok.

    para değil olay, geliyorum bekle.

    biraz uzun sürebilir gelmem, yazmak istiyorum sadece. adımı öğrendiniz diye beni tanımıyorsunuz nasıl olsa.

    yaşasın sözlük anonimliği.

    21 yaşımda ilk defa birine karşı bir şeyler hissettim, 1.5 yıl boyunca beraber güzel bir ilişki yaşadık ama meğerse 5 yıldır zaten biriyle berabermiş son 1.5 yılını ikimizle beraber yaşamış. 23 yaşımda biriyle karşılıklı birbirimizi sevdik ama aseksüel bir insandı yapamadım. 24 yaşında ilk defa birinin beni sevdiğini bu kadar çok hissettim ama sevemedim. 25 yaşında evlendim, 3 ay sonra 26 yaşında boşandım. 3 ay önce falan.

    durun durun, bu yazı nasıl kötü bir hayat yaşadım yazısı değil.

    çünkü inanılmaz güzel bir hayat yaşadım. kendimde her zaman doğru olanı insanlık sınırları içerisinde yaşadım. kimseyi isteyerek üzmedim, kimseye kasıtlı olarak zarar vermedim. yalan söylemedim, aldatmadım, kimsenin arkasından iş çevirmedim. insan oldum sadece, zayıfıklarımla, beceremediklerimle, isteklerimle, başarısızlıklarımla.

    hiçbir zaman tam olamadım. ne bir evi sahiplenip burası benim evim diyebildim, ne bir kadınla tamam işte benim beraber öleceğim kadın bu diyebildim, ne de yaptığım bir iş bir yerde bana yetti. hiçbir zaman bulunduğum ortam için tamam benim olmam gereken yer bu diyemedim.

    4-5 yıl öncesine kadar intihar etme fikri o kadar çok bastırıyordu ki. ama şimdi şu an bu yukarıda yazdıklarımla ve daha onlarcasıyla o kadar mutluyum ki, bırakın intiharı daha çok boka batacak ve bundan mutlu olacakmışım gibi hissediyorum. gençliğin buhranı da vardı bir zamanlar herhalde.

    düşünsenize hayatınızın her bir evresi sürekli ayrı bir macera, ayrı bir aksiyon, olay.

    herkesin öyle değil mi zaten, yaşayan herkes bir sürü sıkıntı içerisinde boğuşuyor, bir sürü acı çekiyor. kiminki daha fazla, kiminki daha az ne önemi var, herkes zor durumda ve yaşıyor bir şekilde.

    yapabileceğimiz tek bir şey var, daha çok sevmek, yaptığınız işi, yaşadığınız hayatı, etrafınızdaki insanları ve en önemlisi de hayatınızdaki sevgilinizi. yeni insanlarla tanışmayı, yeni yerler görebilmeyi, denemeyi. hayal etmeyi, olamayacak şeyleri bile hayal etmeyi.

    ben sadece bunu yaparak hayatta kalabildim ve her zaman bir şekilde mutlu olabildim.

    ne desem laf değil,
    göremiyorum, biraz eğil.

    nasıl buraya geldik bilmiyorum ama hepinizi seviyorum.

    -abi içini dökmemişin ki ne yazdın sen.
    -saol kardeşim ben kullanmıyorum, size afiyet olsun.
    isk
  4. bazı geceler vardır, hafiflemez. büyüdükçe sorunlar daha da sessizleşir. eskiden uyuyabilirdin ama şimdi sadece yankılanır. belki senden kaynaklı olmayabilir ama başaramıyorsun, yapamıyorsun. her işin yarım, her bir yanın eksik. geçmişin karanlık, geleceğin ölüm. kaç kere daha hata yapacaksın, kaç kere daha babanın hatalarını yaşayacaksın. yarım başladın, eksik devam ettin, tam olamıyorsun işte. parasızlık, yalnızlık... kaç ek daha alabilir ki bu kelimeler.

    bir kez de olsun kendine üzül, sen herkesten daha kötü durumda, daha çaresizsin. bir kez olsun kendini düşün, kendine ver kararını. belkiler, keşkeler, hayaller bitmiyor. allahım bu ikinci dalga bir türlü sona ermiyor.

    iğne bırakıp duruyorsun ama bir türlü dibini bulamıyorsun. kesin döner dediğin desteklerin bile işe yaramıyor.

    keşke ağlayabilsen, tek yapabildiğin sessizlik. bugün daha dert, daha sıkıntı, daha parasız, daha umutsuz.

    yeter, yoğurmayın artık belli ki bir şey olmayacak benden.

    bırakın, biraz da var olabiliyim.
    isk
  5. belki saçma, basit, gerekesiz ama ihtiyacım var.

    ilk tuttuğum günlüğün başına, " yazmak, intiharı ötelemektir" diye yazmıştım. sanırım, daha haklı bir şey okumadım hayatımda. hayat belli, belli bir ivmeyle bir noktaya geldikten sonra durabiliyor. yapılacak hiçbir şey yok, düşünmekten kendimi tüketmek üzereyim.

    kısaca toparlayalım. son 1 yılda, kayseri'ye geri gelmek zorunda kaldım, yuvamı kaybettim, tüm birikimimi kaybettim, gelirimi tamamen kaybettim, işimi kaybettim, babamla aynı odada 10 dakikadan fazla duramayacak hale geldim, vücudum tüm direncini kaybetti 2 adımda nefes alamaz hale geliyorum, sabahları kalkamıyorum, akşamları uyuyamıyorum, beynim durmuş gibi hiçbir ismi bile hatırlayamıyorum, çevremi kaybettim, bana saygı duyanları kaybettim, iki kere kaza geçirdim, sonrasında bozuldu araba ve sanayiden alamıyorum. telefonumu düşürdüm kırdım yenisini alamıyorum, bilgisayarım bozuldu yaptıramıyorum. kitaplığımdan ödünç verdiğim hiçbir kitap geri gelmedi. etrafımdaki insanlara borçlandım geri ödeme imkanım yok. forexte ki kazandığım tüm parayı batırdım ve bu sefer tamam dediğimde yine olmadığını öğreniyorum. halamın oğlu benim evlendiğim düğün salonunda evlendi ve gitmek zorunda kalıp her şeyi yeniden hatırladım.

    iki kişi girdi hayatıma ve konuşmaya bile tahammül edemedim. eski sevgilimin yanına gidip hiçbir şey yokmuş gibi seviştim. ama aynı zamanda 3 aydır evden dışarı çıkıp bir yere oturmadım bile.

    hiçbir şey yapmak istemiyorum, hiç kimseyi görmek istemiyorum.

    sicilim inanılmaz derecede bozuk ve her şey hala benim üstümde. düzenli bir işe giremiyorum bu sebebpten dolayı, girsem bile 1 ay sonrasında maaşıma haciz geliyor.

    artık kiramı ve faturalarımı ödeyemiyorum. ekmek, salam ve peynir harici bir şey yiyebilecek imkanım kalmadı.

    zaman ilerledikçe hiçbir şeye odaklanamıyorum. film izlerken sıkılmaya başladım artık, oyun oynarken sıkılıyoruö. bukowski'yi okuyabildim bu aralar.

    ilişkim olsun istiyorum, hayatım bir noktaya ilerlesin istiyorum ama şu an hiçbir şekilde bir şey yapamıyorum.

    babam sürekli yanlış yapıyor, her işinde zarar ediyor ama müdahale edemiyorum. annem sürekli evden şikayetçi ve hiçbir şey konuşamıyorum.

    her seferinde işte bu sefer düzelmeye başlayacak diyorum ve daha kötüye gidiyor.

    inancım yok kimseye dua edip sığınamıyorum.

    kimseye bir şey anlatamıyorum, insanlar her seferinde aynı şeyi duymakyan sıkılacak gibi hissediyorum. yıllardır babam bana bu sefer ayağa kalkacağız diyor ve ben her seferinde inanıyorum.

    hayatım yanlış ve aptallıklarla dolu. ama ben hepsini sonradan fark ediyorum.

    kendimi öldüremiyorum, çünkü annem çok üzülür.

    sanki herkes bir yolunu bulmuş, bir şekilde idare ediyorlar ama ben bitiğim gibi hissediyorum.

    yine de her gün çabalıyorum, her gün bir çözüm arıyorum. bundan daha kötüsü ölüm diye düşünebilirdim ama ölüm kesin, değiştirelemez. bu yaşadıklarımı kontrol edebilmem gerekiyordu.

    belki de hastayım, tedavi olmam lazım. ama cebimde, hatta bırak cebimde kısmını, evimde, bankada, kartlarda sadece 7 lira para var şu an.

    aslında mantıken her şey bu kadar kısa sürede bu duruma gelmişse, kısa bir sürede de düzelebilir. gerçekçi olalım, ağlamıyorum, sızlanmıyorum. her şey ortada.

    yıllardır böyleydi, sadece artık çözümsüz bir hal aldı. öncesinde bir yolunu buluyordum, bir sabah uyanıp bir karar alıyordum ve her şeyi değiştiriyordum.

    artık onu da yapamıyorum.

    sadece izlemekle, okumakla bir yere varamıyor şu an hayat. sürecin içinde dengelemek gerekiyor bazı şeyleri. teraziyi hiçbir şekilde oynatamıyorum bile artık.

    .

    şimdi asıl konuya gelebiliriz. bunları niye yazdım biliyor musun. her şey geçtiğinde, her şeyi yoluna koyduğumda dönüp okuyabilmek için.

    pes ettiğim, bıktığım düşünülebilir.

    çok beklersiniz.

    nefes aldığım her an başıma güzel bir şey gelebilir.

    yarın sabah uyanmak için sebebim yokmuş gibi düşünülebilir.

    ama yarın başıma gerçekten çok güzel bir şey gelebilir.

    olmadı bir sonraki gün kesin gelecek.

    belki de gerçekten hastayım.

    boşver, her şey düzelsin. tekrar okurum bunu. o zaman karar veririz ne olduğuna.
    isk