1. "duolingo" programı ile kolayca geliştirilebilinen dil. ücretsiz olan bu programı indirmenizi tavsiye ederim
  2. dünyanın neresine giderseniz gidin insanlarla iletişim kurabileceğiniz, işinizi görebileceğiniz tek dil. yabancı dil bilmek elbette önemli ve güzel bir şeydir ancak ingilizce bilmek çok daha önemli ve güzel bir şeydir. internette veya yazılı kaynaklarda bir tane türkçe kaynak varsa on katı kadar ingilizce kaynak vardır. ufkunuz açılır, dünyaya daha geniş bir çerçeveden bakarsınız, daha çok şey bilme şansınız olur.
  3. ortadoğuda arapça dışında en çok konuşulan dil olmasına rağmen konuşabilen kişisi oldukça azdır.

    geçen gün arapların işlettiği, pakistanlıların görevli olarak çalıştığı otele oda fiyatlarını sormaya ve odaları görmeye gittik arkadaşlarla. 10 kişi arasından ingilizce bilen tek bir pakistanlı çıktı ve toplam 5 cümlelik diyalog yarım saatimizi aldı. şöyle ki:

    biz aramızda türkçe konuştuktan sonra ben ingilizce olarak pakistanlıya söylüyor, pakistanlı diğer pakistanlıya urduca söylüyordu, ikinci pakistanlı arap resepsiyoniste arapça söylüyordu ve bunun tersi sıralamasıyla bize ingilizce olarak dönüyordu cevap.

    şansımıza tüküreyim ki 10 da 1 ihtimalle bulduğumuz ingilizce bilen pakistanlı da arapça bilmiyordu.

    bu boktan hikayeden çıkan sonuç şu: dil önemli arkadaşlar, öğrenelim öğretelim.

    ancak eklemek isterim ki bu sırada türkçemizi de elimizden geldiğince ihmal etmeyelim. çünkü torunlarımıza bırakacağımız en büyük miras dilimiz ve kültürümüz.
  4. tüm dünyaya ait olup, kimsenin ana dili olmayan dildir kendisi.. kachru bir circle çizerek yerle bir etmiştir native speaker normunu. viva la non-natives!
  5. peder beyin dört beş dil bilmesinden mi kaynaklıdır genetik miras mıdır bilemem ama başarılı olduğum 12-13 senedir öğreniyor olduğum ucu bucağı olmayan bişiy.
    kuz
  6. sanırım bir gün tek dünya devleti falan olsa olacak resmi dildir. bir kere basitliği ve öğrenim kolaylığı vardır, kulağı rahatsız etmez ve halihazırda bir çok yabancı kültürle iletişmek için kullanılan anadildir. bir gün tüm insanların anadili olabileceği şüphesindeyim.
  7. ingiliz aklının 19. yüzyıldan başlayıp bir forma sokarak dünya piyasasına saldığı ticari üründür. daha sonraları kendini bulan u.s.a. ile birlikte daha bir önem kazanmış ve bu alanda yayın yapan üniversitelere ve yayın evlerine iyi bir döviz kaynağı olmayı başarmıştır.
    senelerce saxonlar'dan, franklar'dan, keltler'den, normanlar'dan afedersiniz küskü yemiş ada sakinleri bu karma dili biraz da miras olarak almıştır. içerisinde avrupa'nın dede dili latinceden çok fazla terim bulundurarak fenni ilimlere göz kırpmış, mevcut sözdizim yapısını koruyarak hint-avrupa dili konuşanlarına 'hey gelsenize benim ki hem kolay hem süper' diyebilmiş ve zor görünen yanlarını doğru tespitlerle törpüleyerek sadeleşmeye gidip bir 'selam' çakarak dünyaya açılmış ve devlet destekli örgütlenmeleriyle dünya üzerinde kurduğu ağlarla başarılı bir ürün olarak piyasada yerini almıştır. zaten sonrası filmdir, english home'dur, dizilerdir derken pr olayını aşıp 'lingua franca' olmayı başarmıştır.
    bunların altında hep ingiliz aklının koloni mantığı yatar. ancak ilişkiyi romantize ederek zevk almanıza yardımcı olmayı öğrenmişlerdir. unutmayalım ki sevgili dostlar, bir insanın dilini değiştirdiğiniz gün düşüncesinin yönetimini ele almışsınız demektir.

    edit: imla
  8. anavatanında öğrenilmedikten sonra yıllarca cebelleşilen dil.
  9. bir dili hakkiyla ogreniyorsan onu yilin hergunu kullanmaya da hazir olmalisin.
    liam rosen
    dedikten sonra gerisi her basarida oldugu gibi emek ve dogru motivasyon gerektirir.