1. dünyayı ceheneme çeviren canlılar.

    primat ailesinin bir türünün dünyadaki yaşamı domine edip, tum canlılara ve hatta evrene hükmetmeye çalışabilecek kadar büyük bir bilinç duzeyine erişmesi; hayrete şayan bir olay.

    modern tıp sayesinde doğal seçilimi yok ederek sayıca 7 milyar civarına ulaşmışlardır.

    ileride kaynak savaşları dolayısı bile bu sayı 500 milyonun altına düşecektir.
  2. yürüyebilen 3 boyutlu periyodik tablo elementleri
  3. bilim literatüründe "homo sapiens" olarak bilinen canlının türkçe'deki adı. aslında insan kelimesi arapça bir kelimedir ve bu kelimenin kökeni hakkında değişik iddialar mevcuttur.
    ilk görüş insan kelimesinin "ins" kökünden geldiğidir. arapçada "ins" var olan, görülebilen anlamındadır.
    bir diğer görüş insan kelimesinin "üns" kökünden geldiğidir. üns mastarı arapça'da alışmak, uyum sağlamak, yakınlık kurmak anlamındadır. insanların birbiriyle ve tanrı ile yakınlığından hareketle üns kökünden geldiği iddia edilir.
    üçüncü görüş ise insan kelimesinin "nesy" unutmak kökünden geldiğidir. islam inancında allah'ın bütün insanların ruhlarını topladığı ve ruhlara kendisine itaat etmesini ve onun varlığını unutmaması gerektiğini söylemiştir.(kalu bela olayı). ancak insanın bu sözü unuttuğu icin nesy kelimesinden türeyen insan kelimesi kullanılmıştır.
  4. insan dediğin; parçadır, bütüne hasret...
  5. dünyayı yok etmeyi amaçlayan mikrop. eğer ki dünya antibiyotik almassa -ki alamayacağa benziyor- dünyayı içten içten öldürecektir.

    antibiyotik dünya için uzaylı saldırısı olabilir. veyahut bir zombi salgını ile bildiğimiz insan ırkı yok olabilir.

    düzenleme: şimdi düşündüm de insan oğlu kanserdir. antibiyotikler işe yaramaz kemoterapi uyguluyor dünya kendine oda dünyayı öldürüyor.
  6. her canlı gibi bir gün doğaya boyun eğecektir. bilim adamlarının tespitine göre dünya en fazla 11 milyar insanın ihtiyaçlarına cevap verebiliyor. 11 milyardan sonraki her insan öyle ya da böyle açlık sorunu çekecek. bakın insanın parası olmadığı için yemek alamaması demiyorum. onlar için yemek olmayacak!

    azıcık ekosistem biyolojisi bilen herkes, insanın dünyaya atom bombası atıp parcalamadigi sürece, sonsuza kadar büyüyüp dünyayı yokedemeyecegini bilir. her şeyin bir sınırı vardır.

    hatırlamak lazım: karanlık çağlarda insanlar uğursuz kabul ettikleri için kedileri öldürmüşlerdi. doğanın buna cevabı ise kedilerin yokluğunu fırsat bilip farelerin aşırı çoğalmasını sağlamak olmuştu. sonrası ise veba salgınının başlaması ve insanlığın 1/3'unun ölmesi idi.

    doğanın işine karışamazsınız. eğer doğaya gereğinden fazla karışırsaniz, cevabını çok sert biçimde alırsınız. küresel ısınmada da böyle, kedileri öldürmek de böyle, ormanları kesmek de böyle, dünyayı sömür sömür sömürmek de böyle. cevap gecikmez.
  7. her ne kadar hemcinsi tarafından aşağılık ilan edilse de bilinen evrendeki en üstün varlıktır.
  8. "tam ve namuslu düşünceler sessizlik, ihtiyarlık ve dişsizlik ister. dişsiz olduğun zaman "ayıp çocuklar, ısırmayın!" demek kolaydır. ama, otuz iki dişin olunca... insan gençliğinde canavardır, evcilleşmek bilmez canavardır ve insan yer. kuzular, tavuklar ve domuz yavruları da yer ama, hayır, insan yemezse doymaz!"
    zorba
  9. Her sistemin bir virüsü vardır. İnsanların mikroplar, bilgisayarın virüsler gibi.

    Bizim evrenimizin virüsü ise insandır. Kim bilir dünya dan önce kaç gezegeni daha tüketip bitirdik. Belki onlarca belki binlerce. Bundan önce yaşadığımız her gezegenin kaynaklarını tüketip bir yenisine geçmişizdir. Zaten bundan birkaç yüzyıl sonra bunu tekrar yapacağız.

    Tek umudum insanoğlunun yerküreden birden yok olması.

    Gerçi ilk gezegenimizden yüzlerce gezegene gitmiş olabiliriz. Buda evrenin her yerinde varız demektir. Belki diğer gezegenlerdeki insan ırkı daha iyimserdir.

    ####
  10. hangi başlığa yazacağımı bilemedim. biraz geniş bir başlık olan buraya yazıyım dedim.

    Bilim adamları, tarihte ilk defa, bir insan sperminin yumurtayla teması ile oluşan ışık parıltısını görüntülemeyi başardı.

    Bu fenomen daha önce hayvanlarda gözlemlenmişti. Ancak bugüne kadar insanlardaki bu parıltıyı gözlemleyebilen olmamıştı. Daha da inanılmaz olan şey ise bazı yumurtalar diğerlerinden daha parlak parlıyor, ki bu da sağlıklı bir embriyo oluşturabilme konusundaki yeteneklerini gösteriyor.

    Bu olayı nasıl resimleyeceklerini birkaç yıl boyunca düşünen bilim adamları 2014 yılında bu olayı ilk defa gözlemlemiş, ve sperm yumurtayı deldiği anda salgılanarak serbest duruma geçen milyarlarca çinko atomunu seyretmişti. gif buda video

    Yeni bir flörasan algılayıcı kullanarak canlı hücrelerdeki çinko atomu hareketlerini takip eden bilim ekibi, yumurtadaki çinko depolama yeteneğini farketti. Yaklaşık 8000 değişik küçük haznede depolanan 1 milyon civarında çinko atomu döllenme gerçekleşince havai fişek gibi ateşleniyor. Döllenmenin ardından 2 saat boyunca bu olay devam ediyor.

    Bu bulgu, yapay döllenme tedavisi gören çiftler için oldukça önemli çünkü suni döllenen yumurtaların yarısı normal bir şekilde gelişmiyor. Sağlıklı döllenmeleri hamileliğin ilerki aşamalarına varmadan tespit edebilmesi açısından çok önemli. Yani Potansiyel anne ve babalar parıltıya bakarak seçecekler bebeklerini.

    Deney için bilim adamları yumurtayı aktifleştirmek için bir enzim kullanmışlar (yumurtayı araştırma amacıyla döllemek Amerika kanunlarına göre yasadışıymış). Aktifleşen yumurtada kalsiyum seviyesi yükselerek çinko serbest kalmış.

    kaynak