1. babamın hepatit b taşıyıcısı olması bana yapılan aşıların tutmaması sebebiyle yapamadığım eylem. enfeksiyon hastalıkları bölümüne gidersem aşılamanın yolları varmış o zaman kan da verebiliyorum ama tembellik işte.

    kan stoklarıyla ilgili olarak düşüncem yanlış olabilir fakat verebiliyor olsam dahi stoklanması için kan vermeye gitmem. acil bir durumla karşılaşıldığında yardımcı olurum diye düşünüyorum. zaman kaybı farkındayım ama başımdan geçen bir olay bu şekilde düşünmeme neden oldu. ben kan veremediğimi bilmezken bir kanser hastası için kan vermeye gittim acil 4 ünite kan lazımdı kan grubu fark etmez diyerek arıyorlardı ben veremeyince arkadaşlarımı beklerken eşiyle konuştuk verdiğimiz kanların eşi için olmadığını söyledi o yüzden grubu fark etmiyormuş. eşine lazım olan kanı vermek için karşılığında kan istemişler. bulunmadan ihtiyaç duyulan kan verilemiyormuş.

    sürekliliği sağlamak için geçerli bir yol olabilir ama acil bir hastayı bekletmek çok acımasız değil mi kanı ver sonra iste karşılığını. bu durum benim gibi düşünenler olduğu için yaşanmıyordur ama bunlar yaşandığı için benim gibi düşünen çok insan vardır eminim. bir çözüm bulunmalı çok acil.
  2. vücudumdaki kan miktarı az ve o kanın değeri düşük olduğu için veremiyorum ama bir gün illa ki bağışta bulunacağım. bir de ilaç kullandığım için almıyorlar zaten çok üzülüyorum...
    bayılsam da o kan verilecek bir gün!
  3. güvenemediğim için malesef katılamadığım aktivitedir. oktar babuna
    zamanında da sözde sınır tanımayan bir çok doktor avrupa ve amerikadan, afrikaya gitmiştir ve aynı şeyler orada da yapılmıştır. bunun sebebi ise biyolojik silahların denenmek istenmesidir. dna da bulunan ve ırkı temsil eden gen üzerine yapılan çalışmalar ile yalnızca o ırka zarar verecek biyolojik silahlar üretilmiş ve afrika bunların denendiği yer olmuştur.
  4. günün birinde canım çok sıkkın kendimi işe yaramaz bunalımda hissediyorum falan.. neyse bir arkadaşımı kızılaya çağırdım içiyoruz dertleşiyoruz falan böyle sonra arkadaşımın işi vardı gitti. ben de sıkıldım mal mal dolandım kitap baktım böyle bunalımlı bunalımlı yürüyorum kendi kendime. sonra dostun ilerisindeki o kan bağışı merkesinin önünden geçerken lan dedim ne işe yarıyorum bari kan vereyim de bi boka yarasın (triplerdeyim zaten). neyse girdim içeri oturdum işte uzuun bi form bir şeyler var doldurdum onu sonra bi 30-40 dakka sıra bekledim doktorla görüşmek için. o günde herkesin kan vereceği mi tutmuş ne bayağı uzun sürdü sıkıldım bunaldım falan. neyse sonra doktor beni çağırdı işte sorular sorular süre gelen hastalık var mı, yok, sigara içiyor musun, evet bilmem ne.. en son her şeye tamam dedi falan tam çıkıyorum kapıyı açtım. yakın zamanda alkol aldın mı diye sordu.. ben böyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü dedim aaa evet aldım ama unutmuştum (hakikaten alkollü olduğum aklımdan çıkmıştı mal gibi de kan vermeye gelmiştim) koşarak uzaklaştım bayağı utanmıştım. neyse ilk ve son denemem oldu ama bir ara vereceğim yani aklımda.