1. en güzel yanı, içerisinde içki veya alkol anlamına gelen kelimelerin değil, direk "şarap" kelimesinin geçmesidir. buna göre şarap haricinde kalan bütün içkiler, sarhoşluk seviyesine gelene kadar helaldir. kendini bilmez duruma gelmemek gerekir.

    aklını kullanmaktan aciz müslümanlar genelde "o zaman şaraptan başka bir şey yokmuş" teziyle aksini savunur. e kardeş hani allah geçmişi de geleceği de biliyordu? gelecekte kahluasından tut yılanlı tekilasına kadar envai çeşit içki yapılacağını da gördü. kaldı ki o zaman sadece şarap yoktu. çeşit çeşit alkollü içkiler mevcuttu.

    sonuç olarak allah diyor ki şarap hariç her içkiyi adabınızla içebilirsiniz. "şarap niye yasak" diyen olacaktır. niye olacak, şarap, sudan sonra en güzel içecek olduğu için onu cennete bir ödül olarak içeceğiz mümin kardeş.
  2. ufak bir googlelamayla karşımıza çıkan vasat altı, felsefi derinlik dahi taşımayan sorularla karşımıza gelenlerin "ikna olmayıp laf sokmak" (ikna olmazsa kendi bileceği iş burada mühim nokta laf sokmak) amacıyla sorular veya argümanlarla saldırmaya çalıştığı kitap. bari mantıklı veya en olmadı ontolojik argümanlar ile gelin de niyetinizin iyi olduğunu bilelim, ona göre kardeşçe yanıt verelim.


    rahman'ın has kulları olan kimseler, yeryüzünde vakarlı bi tevazu ile yürürler ve cahillerle muhatap olduklarında "selam" der (geçer)ler. / furkân sûresi- 63.âyet
  3. müslümanlarca kutsal olduğuna inanılan kitap.
  4. daha 100 birim mirası bir eş 3 kız ve 1 erkek çocuk arasında paylaştırırken hata veren kitap.

    sonradan normalizasyon ile hesap hataları düzeltiliyor o derece...
  5. türkçe anlamı güzel okunan, ilk inen ayetin ilk kelimesi oku olan kitap.
    okuyan neyi okuyor?
  6. ideacı olmayan bir şekilde yorumlanacak olursa:

    selefleri gibi kölecilikten tut cinayete teşvik, oradan cinsiyetçiliğe ve nefret söylemine kadar pek çok suça teşvik barındıran toplama kitaptır. bundan doğal da bir şey yoktur zira 7. yüzyılda arap kabilelerinin bulunduğu coğrafyada bunlar suç değildi.

    kadın hakları konusuna ayrıca değinmek gerek sanırım. cenaze namazında dahi saf tutamayan bir cinsiyetten bahsediyoruz. çok açık ki kadın, bu kitabı yazanın muhatabı değildir. “kadınlarınız” diye kime hitap ediliyorsa muhatap alınan insanlar onlardır.

    kur’an’daki kadın hakları diyebileceğimiz şeyle modern hukuk sisteminin kadına tanıdığı hakları karşılaştırmak kağnı ile son model bir elektrikli arabayı karşılaştırmakla denktir. hele ki kadın haklarının itici gücü olan feminizme “erkek icadıdır, kadını metalaştırır” gibi söylemlerle “eleştiri getirmek” üzücüdür çünkü apaçık yanlıştır.

    kadın cinayetlerinin daha az sayıda olduğu yahut çocuk gelinlerin bulunmadığı toplumlarda da gizli/örtülü cinsiyetçilik olduğu genel kabuldür. "bana böyle dediler, bunu yaptılar" tarzı kişisel tecrübelerle zaten bir yere varılamaz da hadi bu örneği genelledik diyelim, bu örnekten yola çıkarak varılan sonuç cinsiyetçiliğin yerleşik olduğudur.

    son olarak inanana pek bir şey diyemem sonuçta scientology filan gibi yeni dinler kuruluyor ve inananları oluyor, sayıları az buz da değil. fakat diyebileceğim tek şey peşin hükümlü olmayın ve araştırma yapmadan tuhaf yargılara varmayın.

    (bkz: sana'a 1 ve kuran'ın kökleri)
    pinot
  7. ışid denen insanlık düşmanı ögrütün liderinin indiği döneme dair doktora yaptığı kitaptır.

    mis gibi tanım bence.
  8. besmele ile başlayalım. "rahman ve rahim olan allah'ın adıyla"

    her işin başı olan besmele, her iş için uygun değildir. kötü işlere de bununla başlarsanız, allah'ın adına leke sürmüş olursunuz. bu yüzden şüpheli bir ifadedir. tecavüz, gasp, yalan, dedikodu, hırsızlık gibi işlere de acaba besmele çekilmeli midir? kurban keserken iyi bir iş yapılmıyor gibi. bir hayvan da olsa allah'ın yarattığı bir canlıyı keserken yine onun adıyla bu işi yapmak rahman ve rahim ifadeleri ile ters düşüyor. hayvan da olsa rahmeti dilsiz hayvanları kapsamıyor çünkü. merhamet sahibi yaradanın, suçsuz, günahsız hayvanların korkunç acılarla öldürülmesine ve sırf insanların keyfi için etlerinin yenmesine izin vermesi besmelenin içerisindeki ifadeleri boşa çıkarıyor.

    eğer müslümanlar ayetin anlamını yanlış yorumluyorsa, vahiy boşunadır. yorumda hata varsa doğrusu nedir?

    maalesef kuran'ın kitaplaştırılması sürecinde pek çok ayetin atıldığı ve çıkarıldığı bizzat sahih raviler tarafından aktarılmıştır. bu atılanlardan gerçekten sahte olanlar ile olmayanların hangileri olduğu % 100 tespit edilebilir miydi sizce? bence şüpheli bir durum.

    daha düşünmek için beyin yerine kalpten bahsedilmesi konusuna girmeyeceğim bile.
  9. hararet nardadır, sacda değildir.
    keramet baştadır, tacda değildir.
    her ne ararsan kendinde ara.
    kudüs'de mekke'de hac'da değildir