1. başlığı çalmayıp fikrini çalma fikri, eminim birçok kişinin ufkunu genişletecektir.

    örn: öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler >>> ufku genişleten bilgiler
  2. outdoor markası the north face'in kurucusu olan douglas tompkins, şili'de rafting yaptığı sırada botun alabora olması nedeniyle hipotermiye girip hayatını kaybetmiştir.
  3. tombala oyunun kökeni.

    tombala, italyanlar tarafından bulunan ve günümüze kadar gelen bir çeşit oyun. kelime kökeni italyanca "tombola" dan gelir.

    italyanlar aslında bu oyunu gelir elde etmek ve oyun sonunda kazanana hediye vermek için oynar. avustralyadaki bazı gece kulüplerinde et tombalası oynanır. kazanana deniz ürünlerinden oluşan bir tepsi sunulur. ülkemizde ise tombala yılbaşında piyasaya çıkan bir oyun olarak bilinir.
  4. rusçada kurşun kalem anlamına gelen karandaş kelimesinin türk dillerindeki "kara taş"tan rusçaya geçmiş olması ve aynı kelimenin "caran d'ache" mahlaslı 19. yy fransız karikatüristinin mahlasının kaynağı olması.
  5. concentrated solar panel'dir benim için. bu konudaki çalışmaların sonuncusu ışığın ayna ve mercekler tarafından toplanmasıyla eski sistemdeki gibi tuzlu suyu ısıtmak yerine yine panel kullanılmını içeriyor. bu panel el kadar 150x100mm bişey olmasına rağmen yaklaşık 1500watt güç üretiyor. bu demektir ki el kadar bir panelle bir evin günlük ihtiyacının fazlası karşılanabiliyor. tabi güneşle suyu ısıtıp ikinci akışkanla buhar turbiniyle enerji elde etmek de var ancak kesinlikle bunun kadar verimli değil, onlarca kayıp var. bu derece yüksek sıcaklığa dayanıklı bir panel yapılması yarı iletken teknolojisinin de gelişmesi demek.
  6. karpuzu kesip gerektiği kadar güneşte bekletince soğuyormuş. olur mu öyle şey demiştim ama denedik oldu.
  7. brian greene'in evrenin dokusu kitabını okurken karşılaştığım ve bu kadar basit bir bağlantının aklıma gelmediği için kendimi salak gibi hissettiğim durum:

    newton'un formüle ettiği kütleçekimi kanunu inverse square law yani kütle çekiminin mesafeninin karesiyle ters orantılı olması aslında 3 boyutlu bir dünyada yaşamamızın bir sonucu.

    eğer tek boyutlu bir dünyada yaşasaydık kütle çekimi mesafeyle orantılı, iki boyutlu bir dünyada mesafenin yarısıyla orantılı olacaktı.

    şimdi buradan da "acaba bizim algılayamadığımız başka boyutlar var mı?" sorusuna gidiyoruz. evet olabilir ve sicim teorisi de zaten bunu ileri sürüyor. lakin bu boyutlar varsa mikroskopik boyutlarda olmalı ve kütle çekiminin ters kare kuralında çoook ince sapmalar yaratmalı. bu noktada da teorik fizikçiler bayrağı uygulamalı fiziğe devrediyor.

    http://phys.org/news/2010-10-gravity-extra-dimensions-microscopic.html
  8. karamel, kumun ısıtıldıktan sonra küçük bir operasyonla oluşturulmuş halidir.
  9. aslında hepimiz biliyoruz. bilmekten ziyade seri bir şekilde hareket ederek, bir bir gerçekleştirmiş oluyoruz. nedir peki bu? sinirbilime kafayı taktığımdan beri beyni araştırmak bana müthiş bir keyif veriyor, merakla birlikte.

    eller diyorum efenim. nasıl oluyor da hem çok kaba, ağır işleri yapabiliyor hem de son derece hassas. bir bebeğe minik dokunuşlarla usulca sokulabiliyor,zarar vermeden..

    sebebi kısmen şöyle; Bunun cevabı yine merkezi sinir sisteminde. Kaslarımızın her birine kasın büyüklüğüne ve yaptığı işin inceliğine bağlı olarak sinirler bağlanmıştır. İnce işler yapması gereken (parmak kaslarımız gibi) kaslarda neredeyse her kas hücresine bir sinir hücresi bağlıyken daha kaba işlere adanmış (sırt veya kalça kaslarımız gibi) kaslarda ise bir sinir hücresi yüzlerce kas hücresine aynı anda bağlıdır.

    Dolayısıyla bir sinir hücresi çok sayıda kası uyardığında bir anda büyük bir kasılma gücü ortaya çıkar. Parmaklarda ise durum çok daha hassastır. Parmakları “bekleyen” yük miktarına göre parmaklara giden sinirlerin sadece bir kısmı uyarılır; dolayısıyla parmak kaslarımızın sadece bir kısmı kasılır. Kasılan kas az olduğundan üretilen güç de azdır ve parmaklar nazikçe işlerini sürdürebilirler. kaynak