1. (bkz: survivor bozok)

    inanın geçen seneden beri ne zaman bir patates kelimesi görsem veya bu kelimeyi işitsem aklıma bu adam geliyor
  2. kızartması valonlarca icat edilmiş sebzedir. ancak flamanlar tarafından yenilebilen bitkiler arasında "elmalar" içinde sınıflandırılır. (bkz: belçika'nın çeşit çeşit milletleri)

    flamanların bu ilginç sınıflandırmasını anlamak için o memlekette tahıl yetişmediğini bilmek gerekir. benzer biçimde yılan da yoktur bu ülkede mesela. neyse efendim, ne diyorduk? ha, patates...

    patates'i bir vakitler katolik sömürgecilik peşinde koşan ispanyollar^:evet, tüm belçika katoliktir^ şu an belçika diye bilinen bölgeye getirmeden evvel bu bölgenin iki karbonhidrat kaynağı var: bira ve elma. bu adamlar yahninin yanında elma püresi yerler. ekmek dediğiniz şey ise oldukça lüks, pahalı bir şeydir; zira tahıl yoktur^:ekmek bulamazlarsa pasta yesinler^.

    bu durumda bitkiler bizdeki gibi meyve/sebze/tahıl diye değil, meyve/sebze/elma diye üçe ayrılmıştır. aslında işlevsel olarak aynı ayrımı yapıyoruz; sadece yediğimiz şey farklı. karbonhidrat olarak buğday yerine elma koyduğunuz zaman her şey yerli yerine oturmuş olmalı. tam bu sırada sömürgesi ispanyollar patatesi getiriyorlar. bunda da karbonhidrat var. bunun da püresi oluyor. elmadan farkı, toprağın altında yetişiyor. flamanlar da haliyle bu yeni bitkiye, "yer elması" diyorlar. flamancadaki patates sözcüğünü, yani "aardappel" sözünü aarde ve appel olarak ayırıp ingilizceye benzeterek earth apple olarak okuyabilirsiniz.

    bir de ne diyorduk, kızartması... evet. belçika'nın fransızca konuşan valon halkı tarafından kızartması yapılıyor. fransızca konuşan kişilerin keşfi bir yanlış anlama nedeniyle "french fries" olarak yayılıyor. "belgian fries" desek daha doğru.
  3. lisede tarih hocamı hatırlatan yumrulu kök birkisidir kendisi.

    efendim tarih hocamız bir gün lise 1 sınıfta "biliyo musunuz fatih sultan mehmet'in en sevdiği patates yemeği neydi?" diye sorar. mal sınıfımız türlü türlü cevaplar verir. neyse sonra adam hönküre böğüre gülerek "patates yok o zaman hehühehü höhe çönkü ehü amerika keşfinden sonra avrupaya geli...." tabi anlamıyoruz biz ne dediğini, komik bişi mi diyo, ne ediyo anlamıyoruz. sonra adam bayıldı efendim. bildiğimiz bayıldı. kıpkırmızı oldu yığıldı yere. sınıf başkanı müdürü çağırdı. müdür ne oldu diye sordu. ben olayı anlattım. velhasıl böyle bir anı işte. hocamızın lakabı da " patates " olduydu.
  4. eskiden afyon'dan gelen, fırınlandığında yardığınız zaman kepek kepek olup dağılan, toprak kokulu cinslerini bulamadığımız sebze. marketlerde patates dökülen kısma bakıyorum en az 3-4 çeşit (farklı tarlalardan farklı zamanlarda toplandığı belli olan) patates var bunların içinde bazen güzel bir cins görüp 10-15 dakika patates seçiyorum, manavlarla kavga edip , market görevlilerinin neşesi haline geliyorum " abi sen ne yapıyorsun" diye. elma dilimi yapıp fırına attığımda da ben onlara gülüyorum.
  5. 1800 lü yıllarda irlanda da 1 milyon kişinin ölümüne neden olmuştur. hatta irlanda nın ingiltere sömürüsü olması bile patates yüzündendir. nasıl oldu peki bu?

    aslında doğrudan patates hiçbir şey yapmadı. ama dolaylı yoldan 5 yıl süren bir dönemde irlanda yı bitirdi. o dönemde hepi topu 7 milyon nüfusu olan irlanda nın 1 milyonu öldüğü gibi 1.5-2 milyonu da amerika ya göç etmiştir. üstte de belirttiğim gibi kıtlık yüzünden irlanda da kalan 4-5 milyonluk kesim ingiltere nin bağımlılığı altına girmek istedi. e tarihten de bildiğimiz gibi bu gerçekleşti.

    yorumda patatesin nasıl yok olduğunu söylememiştim onuda kısaca anlatayım. patatesi yenilemez hale getiren şey bir mantar türü. sizce bu mantar hangi ülkeden gelmiştir? tabiki amerika dan gelmiştir. ilk geldiği sene depo ve tarladaki patateslerin yarısı diğer sene ise tamamı zarar görmüştür ve yenilemez hale gelmiştir.

    peki irlanda da patates kez hale gelince neden kıtlık başladı? cevap basit verimsiz topraklarda başka bişey üretilmiyordu. bunun nedeni ise arazi lorlarıdır. arazi lordları verimli toprakları almıştır. halka ise verimsiz toprakları bırakmışlardır. o güne kadar patates ile geçinen halk bu durumdan şikayetçi değildir. kıtlık olunca da yapacak pek bir şey kalmamıştır.

    son olarak ta şunu belirteyim. ülkeyi terk edenlerin çoğunun amerika ya gittiğini söylemiştik. işçi sıkıntısı çeken amerika ya yaklaşık 2 milyon irlanda lının gelmesi sizce tesadüf mü bence değil. ^:hepsi amerikanın oyunu :) ^
  6. insanoğlunun yetiştirmiş olduğu en güzel tarım ürünü. börekte falan genellikle kıymalı sevilir ama benim için patatesliler bir tık öndedir. böreğin iç harcını hazırlarken biraz karabiber (istenilen başka baharatlar da olabilir, ama karabiber mutlaka olsun bence) eklendiğinde sıcak sıcak yerken mükemmel bir tat verir insana. her türlü yemeğe bir şekilde uyum sağlıyor. daha muazzam bir şey üretilemez resmen.

    insanlık tarihinde ise hiç akla gelmeyecek farklı bir öneme sahiptir. anavatanı olan peru dağlarından ispanyol kaşifler ve tüccarlar tarafından avrupa'ya getirilen patates uzun yıllar besin maddesi olarak kabul görmemiş. zenginler saksılarda süs bitkisi olarak yetiştirmişler. ancak iki yüzyıl sonrasında besin maddesi olarak kullanılmaya başlansa da yalnızca alt kesim/işçi sınıfı tarafından tüketilen bir yiyecek olmuş. kolay üretilmesi, nakledilmesi ve saklanması bakımından pek masraflı olmadığı için fiyatı da ucuz olan bu sebze halkın alt kesimi tarafından büyük rağbet görmüş. ucuz olmasına rağmen önemli besin değerlerine sahip olmasıysa yeni gelişmelere kapı aralamış. eskiden yedikleri sağlıksız ve düşük besin değerli yiyecekler yüzünden sağlıksız olan işçi sınıfı, hayatlarına patates girdikten sonra adeta kendine gelmiş güçlenmiştir. artık karnı daha tok olan ve enerjisi yerinde olan işçi sınıfı daha fazla çocuk yapmaya başlamış. işçi sınıfından birinin çocuğu yine işçi sınıfında olacağı için sayıları giderek artmış. artan işçi nüfusu elbette iş gücünü düşürmüş, patronlar kişi başı daha az ödeyerek daha fazla işçi çalıştırmaya başlamış. avrupa'da bu dönemlerin sanayi devrimine denk geldiğini de düşünürsek patronların en çok isteyeceği şeylerden biri olmuş aslına bakarsanız. ve bu sayede avrupa ekonomisi güçlenip gelişmiş ve dünya'nın şu anki düzenini almasında etkili olmuş. strateji oyunu gibi resmen anlatması bile eğlenceli.

    sonuç olarak hem tarihteki insanlar için hem de şu andaki insanlar için önemli bir besin maddesi. şu an maddi durumu ne olursa olsun herkesin tüketebildiği ve tükettiği lezzetli bir besin. hey gidi patates. ne övdüm seni.
    jimi
  7. ithalatına karar verilmiş.

    bir kg patates Türkiye'de 0,92 Euro iken mesela Hollanda'da 0,56 Euro imiş. Türkiye'de saatlik asgari ücret 1,5 Euro iken Hollanda'da 10 Euro. yani 1 kg patates için Hollanda'daki bir asgari ücretlinin 3 dakika çalışması gerekirken Türkiye'deki bir asgari ücretlinin yarım saatten fazla çalışması gerekiyor... şükredin, 15 sene önce fırınınız da yoktu çiğ yiyordunuz patatesi, teessüf ederim!
    mesut
  8. erdoğan her yurtdışına çıktığında farklı bir şey aldığından bunun da sebebi bir ülke ile aylar öncesinden patates, soğan ithalat anlaşması yapmasıdır.

    ev alışverişinin %90'ını ben yaptığımdan biliyorum ki bundan 2 hafta önce patatesin kilosu 2 lira iken son birkaç gün içinde 5 liraya kadar çıktı, soğanın kilosu bundan 2 hafta önce 1,25 iken şu an 6 lira. bu anlık inanılmaz artış olağan değil. halka fiyatların yükseldiği gösteriliyor ve gelen tepki sonrası çat yurtdışından ithal ediyoruz böyle olmaz açıklaması geliyor. hepsi planlı.

    hadi teknolojiyi, sanayiyi geçtim ama türkiye daha kendi topraklarında kendisine yetecek patatesi, soğanı yetiştiremiyorsa, samanı bile yurtdışından ithal ediyorsa kapatalım ülkeyi kapısına mühür vuralım. böyle rezillik olamaz.

    edit: ya bir de bu öyle bir durum ki hani hayatımın hiçbir anında bir sözlükte patates başlığına yazı yazacağımı hayal edemezdim. utanıyorum.
  9. size tüyo vereyim dondurulmuş patates alın.