1. 2002 den buyana liboş tayfanın desteği ile iktidarını koruyup ufaktan çaktırmadan krallığa/başkanlığa geçmeye çalışan zat.
  2. abd'nin eski ankara büyükelçileri morton abramowitz ve eric edelman, ortak makale yazarak otoriterlikle suçladıkları cumhurbaşkanı tayyip erdoğan'dan ya reform yapmasını ya da istifa etmesini istediler.

    abd şahı çekti şimdi sıra rte de, istenen taşı ileri sürerse yeni anayasa süreci ile ülke bölünür, büyük orta doğu projesinin türkiye aşamasına geçilmiş olunur, bir girişim de bulunmazsa yine mat olur, her halükar da rte nin günleri sayılıdır, kendini en tepede gördüğü gün düşüşe başlamıştır, ülkemizi böldürmeden yeni bir kuvayi milliye gücü oluşturup, 2. kurtuluş savaşı ile bu belayı da başımızdan defederiz inşallah.

    yüce önderimiz mustafa kemal atatürkün dediği gibi;

    muhtaç olduğumuz kudret, damarlarimizdaki asil kanda mevcuttur!!!
  3. aysun kayaci ya zamanında kızdık ama kadın haklı çıktı sanırım, bence seçimlerden önce bir genel kültür testi tarzı bir seviye tespit sınavı yapılmalı, ülkeyi ileriye taşımayı hedefleyen düşünen, kafa yoran, yetişmiş, gelişmiş beyinlerle, bir paket makarnaya, bir ton kömüre fit, gününü bu tüccarlara satan, gençlerimizin geleceğini peşkeş çeken tiplerin oyu bir olmamalı, adamı bu testle ölçer biçersin, ülkenin gelişmesine katkı verebilecek beyinsel ve düşünsel erişkinlikte olanın oyunu 1 sayarken, yetersizlik düzeyine göre diğerlerinin oyunu 0,25-0,50-0,75 gibi sınıflarsın, bu ne ayıp ne günah, sonuçta ülkeyi doğru yönetebilecek, vizyonlu kişiler başa geldiğinde sonucunda bu vatandaşlarında kendisi, çoçuğu, torunu bu refahtan istifade edecek, bu akıl fırtınası babındaki düşünsel fikre bile eminim kızacak olanlar olacaktır, ama düşünmenizi isterim nitelikli bir iş için birini aradığımızda, adaylar arasından o işle alakalı donanımlı, vizyoner, tecrübeli, belli bir yetkinlik seviyesine ulaşmış, tahsili işe uygun, geldiği kadroya ve kuruma/kuruluşa değer katacak insanları seçmiyormuyuz, önümüze gelen her adaya eşit davranmıyoruz, aman ya al birini işte boşvermi diyoruz, bir yetkinlik arıyoruz, kıçıkırık bir iş için bile uygun niteliklere sahip birini istihdam ederken, seçimi işin niteliklerini bilen işe haiz bir profesyonel kadro yaparken, ülkemizi yönetecek kadroları seçerken neden sistemi iyi bilen, ülkesinin geleceği konusunda her türlü fedakarlıktan kaçınmayacak, kendini eğitmiş, malum sınav sonucunda genel kültürünün ve dünya görüşünün kalburüstü olduğu tespit edilen kişilerle diğerlerinin oyu bir olsunki, bence ciddi ciddi bu tarz bir sınav ile insanların oysal ağırlıkları sınıflandırılmalı veya en azından eğitim seviyelerine göre yine oysal ağırlıklar sınıflandırılmalı, uzun vadede bu tarz bir düşüncenin ülkemizin hayrına olacağı düşüncesindeyim.
  4. çobanı geçtim de, erdoğan'ın götünün kılıyım diyen kadının oyuyla herhangi bir insanın oyu bir olmalı mı sorularını akla getirmişti aysun kayacı.

    köy enstitüleri kurucularından ismail hakkı tonguç: ""köylü eğitilmeden, işçiye iş verilmeden, herkesin toprağı olmadan demokrasi gelmez, iki tür demokrasi vardır, gerçek demokrasi için halk sıkı bir eğitimden geçirilir, biz ise amerikan demokrasisini seçtik, bir sandığa kağıt attık adı demokrasi oldu." diyerek aysun kayacı'nın zamanında demeye çalışıp demeyi beceremediği şeyi söylemiştir. kızın hakkı yenmiştir.

    demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir, ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır, eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir, halk övülmeyi sever, onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.

    platon/eflatun