1. "insandaki güçlü ve ulu olan her şey insanüstü ve dışsal olarak düşünüldü. insan kendini çok küçümsedi. kendindeki iki yanı birbirinden ayrı iki alana böldü insan; değersiz ve güçsüz yanı ile güçlü ve şaşırtıcı yanını. ilkine insan dedi, ikincisine ise tanrı!"
    -nietzsche

    "insan aklıyla kavranamayan" denip insan aklının o an cevaplayamadığı her soruya verdiği cevap olarak ileri sürüldüğünü düşünürsek, mantar tıpa gibi bir şeydir.

    eşiniz yıldırımdan öldü ve yıldırım nasıl oluşur bilmiyor musunuz? hemen tanrıyı verelim size.
    öldüğünüzde bu hayat berbat geçti diye (ve atalarınız rüyalarında ölülerini görünce yaşıyorlar sandılar veya size acı çektiren insanlar adalet yerini bulmadan öldü diye) yok olduğunuza inanmak istemiyor fakat ölünce ne olduğunu bilmiyor musunuz? tanrı yine burada.
    evren nasıl oluştu? "tanrı"

    en güzel yanı da tanrının ilk başta insanın eksikliğini hissettiği "sahiplenilme" duygusundan doğup, sonra bu açlığı edilgen değil etken olarak tatmin etmek isteyen otoritelerce değiştirilip durmasıdır. evet, hepimiz acılarımız için bir neden ararız, anlamlandırmak doğamızda vardır; fakat tanrı bir anlam mıdır? hangi anlam akılla kavranamayan bir şey olabilir ki? "hayat anlamsız olamaz, o zaman tanrı var, tanrı neden yarattı diye soran olursa 'o akılla kavranamaz' dersin."