1. benim hatun da sardı buna. halbuki eskiden beraber köfteler, kokorecler gumletirdik. yapma dedim etme dedim ama dinletemedim.

    şimdi şöyle bir mesele var, hatun az önce havaalanında vejetaryen olduğunu unutup burger king'e gidip hamburgerleri götürmüş. gerçekten unutmaktsn kaynaklı bir durum. şimdi merak ettiğim bu konuda oructaki gibi 61 gün kefaret var mı, varsa unutmak vejetaryenligi bozar mı?

    tecrübeli vejetaryen hocalarımızdan yardım bekliyorum.
  2. yapay et ucuzlayıp yaygınlaşırsa, sonra tavırlarının ne olacağını merak ettiğim gruplardan birinin takip ettiği düşünce.
  3. vegan ve vejetaryenlere saygısı olan bir et sevdalısıyım. vegan'lar dönem dönem etçillere laf atıyor bunu da normal karşılıyorum misal bir inek, sütünü yavrusu için üretir bunu almamak gerekir yada hayvan hakları üzerinden argümanlar sunarlar ama atladıkları şudur; bir canlı yaşamını sürdürmek için mutlaka bir başka canlıya ihtiyaç duyar. bir fasulye konuşamıyor bunu yemekte bir sakınca yok bir yavru kuzu yemek sakıncalıdır diyenler olur ve kuzu fotoları üzerinden ajitasyonu sunar, bunu samimi bulmak çok kolay değil.

    insanoğlu'nun iki köpek dişi etçil olduğunun en net göstergesi yerleşik tarımın çok çok yeni olduğunu biliyoruz, binlerce yıl etçil olarak yaşamışız ve bununla ilgili google'da tonla makale var. ha bugün zeytinyağlılar ve kısaca tarım üzerinden elde edilenler üzerinden hayatı idame ettirmek pekala mümkün belki ben de üç beş yıl içinde vegan olmayı düşünebilirim bilinçsiz kurban bayramı ritüellerini eleştirip çocukların yanında çöp tenekesi kenarına bırakılan kuzu kellelerin çocuk psikololijisi üzerine tartışmalarına katılabilirim. bir taraftan kızılay, bir tarafta cemaatlerin kurban derileri üzerine sürdürdüğü rantı insanlar et tüketmemeli noktasına çekebilirim sonuç ise bunun üzerinden bir etçil otçul tartışması laf kalabalığından başka bir şey değildir. insanoğlu kıtlık noktasında malesef hemcinsini yiyebilecek bir yamyamlık sergiler. bunu göremeyip hamburger yedim veganlığım bozulur mu sorusu ramazan ayı'nda imamlara sorulan süt içtim dilim yandı türküsünü okudum orucum bozulur mu'dan fazlası olmaz.
  4. harikadır. ancak ben çılgınca hayvan aşkıma rağmen vejetaryen değilim ne yazık ki. bir süre denedim fakat sonrasında gelen bir krizle bu girişimim de başarısızlığa uğradı. başaran insanları çok takdir ediyorum, umarım bir gün ben de bir daha asla geri dönmemek üzere vejetaryen, hatta vegan olabilirim.
    edit: imla
  5. insanlık son yüzyıldaki hızıyla gelişmeye devam edecekse (ve kendini yok etmeyecekse), 150-200 sene sonra norm haline geleceğinden neredeyse emin olduğum beslenme biçmi. öyle ki, başka bir hayvanı öldürüp yediğimiz için bizlerden "barbarlar" diye söz edecekler.
  6. londra'da yaşıyor olmam sebebiyle içine dahil olmadığım halde sürekli onlar için üretilmiş ürünleri yendiğim grup.
    dini hassasiyetlerini korumaya çalışan bir insan olarak çok dua ediyorum.
    bir de normalde et yiyen bir insan olarak burada vejetaryanmış gibi yaşıyor olmayı ilginç buluyorum. normalde bu dindarlar ve vejeteryanların birbirine düşmesi bekleniyor ama sen burada bir 'intersection' oluşturuyorsun. (türkçesini bulamadım, evet)
  7. annem 50sinden sonra sessiz sedasiz vejetaryen oldu. biraz şaşırdım cünkü ben daha önce bu konuyu -biraz da laf olsun diye- gündeme getirmiştim ama pek sallamamıştı. bana karşı bir artistigini de görmedim, bir yıldır et yumurta falan yemiyor ama bana yumurta da alıyor pastırma da alıyor. zaten etsever olmadim hic bir zaman diyor. hayatinda hic feminist, lgbt, hippi bir gecmisi de yoktur kendisinin: konchita travestisi erovizyonu kazanınca "avrupada bir sıkıntı var" diyen bi vatandas kendisi. i "boş bulundum hamburger yedim" diyenler altkültür "vejetaryeni" yani elalem ne der diye cumaya gidenlere benzer tahminimce.
    bilim insanları ne diyor ona bakmalı. ben ihtiyac yoksa eger; gercekten ete ihtiyac yoksa boşa hayvanlarin öldürülmesine karsıyım. yok ihtiyacimiz yoksa oldurelim yiyelim. konuya vakif olmak gerek vejetryanlar et yanlilari seviyeli bi polemik yapsa da okusak keşke.
  8. türkiye'de dışarıda yemek yemeyi bırakmanızı gerektirir. arkadaşlarla dışarıda bir şeyler yiyelim mevzusu geçtiğinde hemen kebap, döner, hamburger, pide akıllara geliyor. nasıl bir hale geldiysek o güzide akdeniz mutfağından eser kalmamış ülkemizde. bir de ülkemiz hala bu vejetaryenlik mevzusuna uzak olduğu için vejetaryen menü seçeneklerini yalnızca pizzacılarda görebiliyoruz. ev yemeği yapan yerlere gidip sebze veya bakliyat yemeklerinin içerisinde et bulmanız da olası.

    bir de ne olur vejetaryenlerin yanına gidip de; "kanka şöyle terayağlı bir iskender olsa, cızzzz" demeyiniz, hiç çekici gelmiyor. yahu biz anamızın karnından vejetaryen doğmadık ki biz de biliyoruz iskenderin tadını, kebabın tadını.
  9. uzun vadede sonuçları sıkıntılı olabilecek beslenme tarzı. biz insanlar amino asitlerden oluşuyoruz ve bunların tamamını sentezleyebilecek bir metabolizmaya sahip değiliz. yani bazılarını doğrudan dışarıdan almak zorundayız, ve bu bazı amino asitler sadece hayvanları yiyerek alınabiliyor. goril bunu yapabilir çünkü metabolizması vücudunu oluşturan tüm amino asitleri sentezleyebilecek şekilde evrimleşmiş. acı, ama gerçek bu.

    kalsiyum, omega 3 vb gibi maddelerin eksikliğinde neler olacağını söylemeye gerek yok sanırım.
  10. insan doğasında hem et yemek hem ot yemek uzun bir süredir bulunmaktadır. aksi iddialar çoğunlukla bilimsel temellere değil duygusal temellere dayanmaktadır. vejetaryen insanların çoğunun da duygusal sebeplerden bu yolda olduklarını düşünmekteyim ben.

    atalarımızın et yemeye başlayarak evrimsel süreçte ne gibi gelişmeler yaşadığı ortada. bunların sebepleri de ortada. bunlardan birisi de vücuda gereken enerjinin et ağırlıklı besinlerden daha kolay bir şekilde karşınlanmasıdır. bu sadece bizde değil birçok türde vardır. bu yüzden gelecekte bizim zamanlarımıza bakıp, "vay barbarlar hayvan yemişler, kuzuya kıymışlar." dediğinde bilinki, kendisi bir cahil olarak hayat sürmektedir. atalarımızın et yemeye başlayarak geliştirdiği beyin kapasitesi sayesinde oluşabilmiş bu düşünceye lütfen itibar etmeyiniz. ve merak etmeyin, et yemenin beyni geliştiren tek sebep olduğunu söylüyor değilim.

    öte yandan günümüz teknolojinin ilerlemesi sayesinde hayatlarımız daha tembel bir hale geldiği için ve görüldüğü gibi obezite de arttığı için gelecekteki evrimsel sürecimizde yeniden otçulluğa döneceğimizi düşünmekteyim ben. şu an için konuşmak gerekirse, bunlar militanlığı yapılması gereken konular değildir. hiçbir vejetaryen "inek" diye dalga konusu olmamalı ve hiçbir et ağırlıklı beslenen insan "barbar, katil" tarzı yaklaşımlarla alaya alınmamalıdır. şu an türümüz hepçildir, hem etle hem bitkiyle beslenebilir. bu şekilde gelişmiştir. ancak insan vücudu özelleştiği açıdan birçok diyet şekline ihtiyaç duymaktadır. sağlığı açısından bitki ağırlıklı beslenmesi gereken insanlar olabilir yani.

    bu yüzden vejetaryenliği duygusal açıdan değil de, vücudunun gereksinimleri açısından kendine has bir diyet türü olarak seçen insanlara ben saygı duyarım. duygusal bir bakış açısıyla yapılan seçimlere ise diyebileceğim bir şey yoktur. haddim değildir.

    not: endüstriyel hayvancılık konusunda şikayeti bulunan dünya vatandaşları, şu dakikadan itibaren çoğalmalarını durdurarak bu konudaki yararlı ilk adımı atabilirler. çözüm, hepçil bir türü otçulluğa zorlamakta değil, nüfus çoğunluğunun doğurduğu inanılmaz tüketim sayılarını azaltmak için konunun aslına yönelmektir.