1. evet günlük, bu başlığa hiç yazmayan ben, aynı günde ikinci defa yazıyorum. aldığım haberin güzel olması, daha kötüsünü düşününce, karşılaşacağım zorluklar olsa da bana güç veriyor. ileriye dönük umutlarım her zamankinden daha da fazla.

    buna rağmen, bu akşam insan kisvesine bürünmüş eli kalem tutma becerisine sahip yaratıkların da içinde bulunduğu bir mecrada yazdığımın farkına bir kez daha varmak beni yaraladı.

    olsun ben yine de insan olmaya devam edebilme becerimi gösterip, o yaratıkların da bir gün insan olabilmeyi
    becerebileceklerini ummaya devam edeceğim.
  2. "geceyi sevdiğimi söyledim.
    sustu sadece, o da seviyordu biliyordum. bildiğimi bildiği için sustu. açıklama ihtiyacı hissetmiyordu. konuşmak bir yerde bozmaktır insanlığı, ırzına geçerek hem de. konuşsa bozulacaktı gece, bozulacaktı dehşet ve yalnızlık.
    sakindik… hayata diş geçirmeye çalışırken bunu sakince yapmaya çalışan iki acemiydik. bizim bildiğimizi diğerlerinin de öğreneceğini düşünürdük kutsal bir inançla. hem de kendimizi anlatma ihtiyacı duymadan, bizim bilincimize sahip olacaklardı. konuşmadan anlaşacaktı bir gün tüm dünya. tüm dünya üzerinde yaşanan derin bir sessizlik…
    biliyorduk; insan sesinin çıkardığı gürültüyü başka hiçbir canlı çıkaramazdı, fısıldama olsa bile. çünkü insanın çıkardığı seslerin bir anlamı vardı ve zihinde kapladığı yer evrensel bir boşlukta uzayıp gidiyordu. şekil değiştiriyordu, "acaba” oluyordu, “ya da” oluyordu, “belki” oluyordu, “hassiktir” oluyordu. anlamını değiştiyor, değiştirdikçe zihne daha fazla basıyor, kokuyordu. çöpler kovasına sığmıyordu.
    tüm bunları bilmesi, tüm bunları bildiğini bilmem konuşmamışlığımıza dayanır.

    dünya denen dehşetli yerde en az kendim kadar şaşkın birinin daha olabilme ihtimalini bile aklımdan geçirmezken, bir ayna gibi ona bakmam, gözlerini okumam, sakinliğini duymam kadar şaşkınlık verici bir şey daha olamaz. dünyanın dehşetengiz şaşkınlığına, birbirimizin şaşkınlığını da eklediğimizde, kafası bir ton, damıtılmış bir cesaret çıkıyor ortaya ki, cesaretin böylesi gerçekten tehlikelidir." geceninsonunayolculuk
  3. bazen başından bellidir de sonunu görmek istemez insan.
  4. bugün yakın bir kız arkadaşım durduk yere "ya sana hiç yazan falan olmuyor mu, yani ne bileyim hiç mi?" diye soruverdi. güldüm ben de. yani ne kadar yalnız ve asosyal bir insansam artık kız bunu dert edinmiş kendine, üzülmüş bir de soruyor bana şapşal şapşal.
    zaten saydım da topu topu 4 insan var arkadaşım diyebileceğim. 4 epey büyük bir rakam gerçi bence. sosyalleşme anlayışım herhangi biriyle buluşup gezmekten falan öte gitmiyor. yeni insanlarla tanışmak konusunda da ancak bir ceset kadar yetenekliyim. kimsenin gelip tanımak isteyeceği kadar ilginç bir insan da değilim.
    kendimi yalnızlığa alıştırmaya başlıyorum yavaştan.
  5. konuşmamız öyle keyifliydi ki. sabahın 5 inde anca sonlandırabildik. hayatım boyunca böyle güzel hoş sohbet edebildiğim biriyle karşılaşmamıştım. benden yaşça büyük olmasına rağmen öyle naifti ki her şey. espriler, birbirimizi tanıma çabaları bile o minik kalp çarpıntılarını öyle derinden hissettirdi ki. en son söylediği şarkıyla geçti günüm neredeyse. unuttuğum bir çok şeyi hatırlattı ki.. kaybetmek istemem sözlük.
  6. sevgili günlük,

    bugün de sözlükte 10-15 kişi birbirine girmeyi başardı. kavga çıkınca bir anda başlığa toplanıyorlar. işık hızıyla kapışırcasına hem de.

    halbuki ölüyorum desen bi bardak su veren bulunmaz, 9-10 halı saha maçına adam eksik gelen var mı desen hiç çıkmaz. ama tartışma var de, ondan sonrasını seyreyle.

    buralar da sıkmaya başladı yani, söyle gaffur gidelim mi gari ?
  7. ne iyi yaptım vapura binmekle. kendimi tebrik ediyorum. bozkır bir kentten gelip deniz görmek ne güzel. nasıl özlemişim. şu an salak gibiyim günlük ama ruhum sakinleşti. iyi ki eserikli aklıma uydum. aferin bana.
  8. bugun okulda boylesine heyt be edaları ile gezmek pek hosuma gitti.her yerde bir anı her yerde karsıma çıkan tanidiklar,hocalar ^^

    gozumde canlandi koskoca 4 bucuk yıl

    ilk basladigim gun aklima geldi o heyecan ilk kayit
    ilk derse katılma o heves
    ilk vize,final ardindan gelen büt ^^

    emek vardı aslında çokca gayret,çaba

    umarim herkes bir gun gosterdigi emeklerin karşılığını alır

    okul kartimi teslim ederken de ufak bi burukluk yasadim.belki son kez gectim hizlica ciktigim merdivenlerden.saatlerce derse kaldigim anfi falan filan iyice duygusal oldum ben iyi mi (ง •̀_•́)ง
  9. sevgili günlük,

    sıçtık.
  10. yine bir iç dökmesi , bir buhran anları falan filan ....
    o bahsettiğim çocuk ölmüş. içim el vermiyor gencecik çocuğun bir anda uçup gitmesine. yapıcam anasını satim mağdur edebiyatı da yapıcam. hak etmiyordu o çocuk ölümü , daha yaşayacak çok güzel günleri vardı onun, ailesinin. anlayamıyorum. ağlayamıyorum içime yine bir öküz oturdu. dürtemiyorum o öküzü. kalk git oğlum diyemiyorum. yer etti kendine. diğerlerine destek olmak için daha sakin, daha makul kalmalıyım sanki. ama bir an geliyor işte o zaman kaçacak delik arıyorum. ne yapılır böyle durumlarda hiç bilemiyorum. ben, içim neyse dışım da öyle olan ben, duygularımı bastırmak zorunda kalıyorum sevdiklerim için. yine makul, yine mantıklı . koyverip gitsem , dağıtsam? hakkım yok gibi sanki ,koyvermek birinci dereceden yakınların işi gibi ben biraz uzak kalıyorum. dünya ! anlamaya çalıştığım , yaşamaya çalıştığım bu alem beni her gün biraz daha şaşırtıyor, büyütüyor, büyülüyor, değiştiriyor. hayrolsun