1. an itibariyle anladım ki benim bir oyum gerçekten hiçbir şeyi değiştirmiyormuş sevgili youser dostlarım. boşuna goygoy yapmışım.

    neyse belki çocuklarımın torunlarımın oyları değiştiriverir. en kötüsü de az umut biliyorum.
  2. ayak küçük parmağımı orjinal bir sakarlıkla kapıya vurduğum andan kendimi yere atana kadar geçen sürede hastaneye nasil gidecegimi doktora nasil anlatacağımı ayağımı nasıl alçılayacaklarını kaç gün rapor alabileceğimi ve sinavlara gidip gidemeyecegimi, eger gidemezsem mazaret sinavinda hocanin ne zorlukta bir vaka sorabilecegini aklımdan geçirmis bulundum. her soruya da en az 2şer cevap buldum.

    konu felaket senaryosu olunca beyin hızlı çalışıyor veya ben hızlıca yere düşmeyi bile beceremedim.

    neyse zaman da göreceli ayrica..
  3. sevmediğim ancak aynı yerde çalışmak gibi bir talihsizliğe sahip olduğum insanların yüzlerine bile bakmak istemiyorum.
    gerçek anlamda yüzlerine bakmak. konuşacaksam işle ilgili bir şey söyleyeceksem bakmadan söylüyorum.

    eskiden böyle değildim. toplumsal gereklilik diyerek yine de mesafeli davranır ama en azından kişiyle konuşurken bakardım. şimdi yapamıyorum.
    hayatta en tahammül edemediğim şey samimiyetsizlik ve o kişilerle hahaha-hihihi olursam en büyük samimiyetsiz ben olacakmışım gibi geliyor. kendime yediremiyorum artık.

    kafamı o tarafa çevirirsem bütün nefretimi bir anda söyleyecekmişim veya söyleyemezsem kendi kendimi kusturacakmışım gibi geliyor.
  4. işten kafa dinlemek için aldığım iznimin ilk gününün öğleden sonrasını kütüphanede araştırma yaparak geçiriyorum. araştırdığım şey hakkında da en ufak bir fikrim yok; akşam da ders var üstelik. inek miyim çok af edersiniz mal mıyım bilemedim. ^:çekinmeyin söyleyebilirsiniz^

    kütüphane can sıkıntısından yine burdayım. iyi ki varsın youreads!
  5. kaptırıp gitmiş hızlı hızlı ödev yazdım ve çok da dikkatli kontrol etmeden hocaya gönderdim.
    sonra bir hal bir his geldi bana... lannnn dedim ! acabaaaa.... !? dedim.... sonra ödevi açıp bir bakarım ki makale gibi ilmek ilmek dokuduğum ödevde bildiğin bakınız vermişim.

    "bkz: tdk sözlüğünde de anlamı burdaki kullanımından farklıdır."

    işi gücü bıraktım "inşallah karambolde farketmez" diye dua ediyorum şimdi.

    artık sözlük formatına /lugatına /jargonuna -ne derseniz deyin- nasıl alıştıysam ödevde bile bana musallat olmuş....

    ah ulan!!!!
  6. hobilerim arasında kalbimi kıran kişilere kitap yazmak var.
    yine başladım. belki okutmam bile. ama yazıyorum yine de. onun için mi kendim için mi bilmiyorum. ama yazıyorum...
    kulağımda da nilüfer çalıyor müslüm gürsesten üstelik; "zamanın eli değdi bize, çoktan değişti her şey, aynı değiliz ikimizde..."

    kitabın bir yerine iliştireceğim bu cümleyi. belki sonunu da "sensiz ömrüm olsun" diye bitiririm. olamaz mı, olabilir....
  7. herkesi yanında tutamıyorsun, sevdiklerini dünya hallerinden koruyamıyorsun… depremin, kanserin, kazaların, bir bağımlının elindeki bıçağın önüne geçemiyorsun.
    ölüme baş kaldıramayıp sen de peşinden gidiyorsun.

    *
    uyuyunca geçmiyor bu haller, tavana bakınca geçer mi onu denemek lazım...