-
yaşamak güzel şey doğrusu
üstelik hava da güzelse
hele gücün kuvvetin yerindeyse
elin ekmek tutmuşsa bir de
hele tertemizse gönlün
hele kar gibiyse alnın
yani kendinden korkmuyorsan
kimseden korkmuyorsan dünyada
dostuna güveniyorsan
iyi günler bekliyorsan hele
iyi günlere inanıyorsan
üstelik hava da güzelse
yaşamak güzel şey
çok güzel şey doğrusu.
melih cevdet anday -
galiba ben hiç iyi değilim
biraz bahar gerekiyor allahım ben hiç iyi değilim
biraz çağla birkaç erguvan gerekiyor
ahmet hamdi tanpınar biraz da zarifoğlunun geç dönemleri
sağcılık gerekiyor biraz, biraz isyan, biraz unutuş
hem toz olurum istesem hem korkarım gitmekten
karakoncolos bahtım şikayetçidir benden
yordum seni ey yeşil gözlü şair ama gene de korudum
seni koruyunca ben baharı kaybettim
ben baharı kaybettim
benimle birlikte başladı gocuk giyme modası
anlamadım sere serpe anlamadım nasıl sevilir
anlamadım yaşamak nasıl böyle kuzguni
uzun etekler balıkçı yakalar elhasıl kış mevsimi
bu yüzden anlamadım bürümcük nedir
ama şimdi bahar gerekiyor allahım ben hiç iyi değilim
bahar gelince saatlerin ileri alınması gerekiyor
sahilde ellerinden tutulması gerekiyor çok uzun saçlı çok esmer kızların
şırfıntı, sırnaşık bir şeydir bahar belki bilmezsiniz
patronların ağzında bir şakaya dönüşür
bahar en çok içimizin devasa yoksulluğuna yaraşır
ütüsüz pantolonlarımıza, üstten açık iki düğmemize
biber kızartan annemize, iş işleyen kardeşimize
ben bu şiiri bu baharda bitirirsem bahse girerim
bir mavisine bir de gazozuna bahse girerim
sigarayı bırakırım sekiz saat uyumaya başlarım
ben bu şiiri bu baharda bitirirsem dilim çözülür zihnim açılır
hem bahar gelsin diye ihanet ettim musaya
bunun için atıldım senatodan, balıklı havuzlara altın saçtım
el hakü müttekasürü ezberledim hallaçla asılmadan hemen önce
biraz bahar gerekiyor diye başlayan bir şiir yazdım
galiba ben hiç iyi değilim
ismail kılıçarslan -
düşünme
arzu et sade
bak, böcekler de öyle yapıyor
orhan veli -
buraya kadar güzel dostum
buraya kadar tek dostum
ayrıntılı planlarımız buraya kadar
başka ne varsa buraya kadar
ne güvenlik, ne sürpriz buraya kadar
gözlerine bakmayacağım bir daha
neler olacağını tahmin edebiliyor musun
böylesine sınırsız ve özgürce
umutsuz bir ülkede
umutsuzca bir yabancının eline muhtaç
buraya kadar güzel dostum
buraya kadar eski dostum
buraya kadar ilgisiz dostum
buraya kadar tek dostum
buraya kadar
acı veriyor seni bırakmak
ama beni izlemeyeceksin artık
gülüşler ve tatlı yalanlar buraya kadar
ölmeye çalıştığımız geceler buraya kadar
buraya kadar
jim morrison -
çekemezsin bir yere sineden başka
biliyorum günler hep böyle geçecek
ne akşamleyin komşu, ne bir akraba
ne bir dost, oturup karşılıklı içecek
yalnızlık sade şurda burda değil
düşüncede, hatırada ve dilekte
hangi taşı kaldırsan nerde ''of!'' çeksen
bir dudağı yerde bir dudağı gökte
bilmem rengi nasıldır boyu ne kadar
biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor
bir elbise ki, alabildiğine dar
nedir bir türlü sırrını anlamadık
kimdir bizimle böyle şaka ediyor
hangi cebini karıştırsan yalnızlık...
turgut uyar -
isyanlı sükût
gitmişti makama arz-ı hâl için
'bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
bir azar yedi ki oldu o biçim..
'şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
kapıdan dört büklüm çıktı dışarı
gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
bir baktı konağa alttan yukarı
'vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
çekti ayakları kahveye vardı
açtı tabakasın, sigara sardı
daldı.. neden sonra garsonu gördü
'çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.
içmedi, masada unuttu çayı
kalktı ki garsona vere parayı
uzattı çakmağı ve sigarayı
'say' dedi, yutkundu, eğdi başını.
döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş
sandım can evime döktüler ateş
sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
yürüdü, kör-topal çıktı şehirden
ağzına küfürler doldu zehirden
salladı dilini.. vazgeçti birden,
'oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.
abdurrahim karakoç -
"uğrunda dertlere düştügüm sevgili
bir başkasına tutulmuş o da dertli.
derdimin dermanı kendi derdinde
hekim hasta olunca kime gitmeli." ömer hayyam
sahi kime gitmeli? -
su yorumcularına i
ben ne güzel işerim güneşe karşı
arkamda medrese duvarı önümde çarşı
bir sürekli kaşınmadır yaşadığım
törelere ve alışkanlığa karşı
geldim gittim geldim bir şey bulamadım
üzüldüğüme ve yorulduğuma karşı
ah aklıma her şey gelir, her şey gelir
doğan güne karşı batan güne karşı
sözde kirlettiğimiz bütün her şey duruyor
bak ne diyorum sana, ele güne karşı
biz duralım bir sürekliyiz duralım
durukluğa, tüberkiloza ve uranyuma karşı
durduk, ateş besledi, kuşları sürekledi
arkamız medrese duvarı önümüz çarşı
güneşe güneşe karşı
turgut uyar -
birhan keskin şiirleri.
dürtme içimdeki narı
üstümde beyaz gömlek var... -
sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
iki başımız var, bir tek bedenimiz.
ne kadar dönersem döneyim çevrende:
er geç baş başa verecek değil miyiz?
ömer hayyam