1. yaşamak güzel şey doğrusu

    üstelik hava da güzelse
    hele gücün kuvvetin yerindeyse
    elin ekmek tutmuşsa bir de
    hele tertemizse gönlün
    hele kar gibiyse alnın
    yani kendinden korkmuyorsan
    kimseden korkmuyorsan dünyada
    dostuna güveniyorsan
    iyi günler bekliyorsan hele
    iyi günlere inanıyorsan
    üstelik hava da güzelse
    yaşamak güzel şey
    çok güzel şey doğrusu.

    melih cevdet anday
    abi
  2. galiba ben hiç iyi değilim

    biraz bahar gerekiyor allahım ben hiç iyi değilim
    biraz çağla birkaç erguvan gerekiyor
    ahmet hamdi tanpınar biraz da zarifoğlunun geç dönemleri
    sağcılık gerekiyor biraz, biraz isyan, biraz unutuş

    hem toz olurum istesem hem korkarım gitmekten
    karakoncolos bahtım şikayetçidir benden
    yordum seni ey yeşil gözlü şair ama gene de korudum
    seni koruyunca ben baharı kaybettim

    ben baharı kaybettim
    benimle birlikte başladı gocuk giyme modası
    anlamadım sere serpe anlamadım nasıl sevilir
    anlamadım yaşamak nasıl böyle kuzguni
    uzun etekler balıkçı yakalar elhasıl kış mevsimi
    bu yüzden anlamadım bürümcük nedir
    ama şimdi bahar gerekiyor allahım ben hiç iyi değilim
    bahar gelince saatlerin ileri alınması gerekiyor
    sahilde ellerinden tutulması gerekiyor çok uzun saçlı çok esmer kızların

    şırfıntı, sırnaşık bir şeydir bahar belki bilmezsiniz
    patronların ağzında bir şakaya dönüşür
    bahar en çok içimizin devasa yoksulluğuna yaraşır
    ütüsüz pantolonlarımıza, üstten açık iki düğmemize
    biber kızartan annemize, iş işleyen kardeşimize

    ben bu şiiri bu baharda bitirirsem bahse girerim
    bir mavisine bir de gazozuna bahse girerim
    sigarayı bırakırım sekiz saat uyumaya başlarım

    ben bu şiiri bu baharda bitirirsem dilim çözülür zihnim açılır
    hem bahar gelsin diye ihanet ettim musaya
    bunun için atıldım senatodan, balıklı havuzlara altın saçtım
    el hakü müttekasürü ezberledim hallaçla asılmadan hemen önce
    biraz bahar gerekiyor diye başlayan bir şiir yazdım

    galiba ben hiç iyi değilim

    ismail kılıçarslan
  3. düşünme
    arzu et sade
    bak, böcekler de öyle yapıyor

    orhan veli
  4. buraya kadar güzel dostum
    buraya kadar tek dostum
    ayrıntılı planlarımız buraya kadar
    başka ne varsa buraya kadar
    ne güvenlik, ne sürpriz buraya kadar
    gözlerine bakmayacağım bir daha
    neler olacağını tahmin edebiliyor musun
    böylesine sınırsız ve özgürce
    umutsuz bir ülkede
    umutsuzca bir yabancının eline muhtaç
    buraya kadar güzel dostum
    buraya kadar eski dostum
    buraya kadar ilgisiz dostum
    buraya kadar tek dostum
    buraya kadar
    acı veriyor seni bırakmak
    ama beni izlemeyeceksin artık
    gülüşler ve tatlı yalanlar buraya kadar
    ölmeye çalıştığımız geceler buraya kadar
    buraya kadar

    jim morrison
  5. çekemezsin bir yere sineden başka
    biliyorum günler hep böyle geçecek
    ne akşamleyin komşu, ne bir akraba
    ne bir dost, oturup karşılıklı içecek
    yalnızlık sade şurda burda değil
    düşüncede, hatırada ve dilekte
    hangi taşı kaldırsan nerde ''of!'' çeksen
    bir dudağı yerde bir dudağı gökte
    bilmem rengi nasıldır boyu ne kadar
    biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor
    bir elbise ki, alabildiğine dar
    nedir bir türlü sırrını anlamadık
    kimdir bizimle böyle şaka ediyor
    hangi cebini karıştırsan yalnızlık...

    turgut uyar
  6. isyanlı sükût

    gitmişti makama arz-ı hâl için
    'bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
    bir azar yedi ki oldu o biçim..
    'şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    kapıdan dört büklüm çıktı dışarı
    gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
    bir baktı konağa alttan yukarı
    'vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    çekti ayakları kahveye vardı
    açtı tabakasın, sigara sardı
    daldı.. neden sonra garsonu gördü
    'çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    içmedi, masada unuttu çayı
    kalktı ki garsona vere parayı
    uzattı çakmağı ve sigarayı
    'say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş
    sandım can evime döktüler ateş
    sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
    'köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    yürüdü, kör-topal çıktı şehirden
    ağzına küfürler doldu zehirden
    salladı dilini.. vazgeçti birden,
    'oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

    abdurrahim karakoç
    kurra
  7. "uğrunda dertlere düştügüm sevgili
    bir başkasına tutulmuş o da dertli.
    derdimin dermanı kendi derdinde
    hekim hasta olunca kime gitmeli." ömer hayyam

    sahi kime gitmeli?
  8. su yorumcularına i

    ben ne güzel işerim güneşe karşı 
    arkamda medrese duvarı önümde çarşı 
    bir sürekli kaşınmadır yaşadığım 
    törelere ve alışkanlığa karşı 
    geldim gittim geldim bir şey bulamadım 
    üzüldüğüme ve yorulduğuma karşı 
    ah aklıma her şey gelir, her şey gelir 
    doğan güne karşı batan güne karşı 
    sözde kirlettiğimiz bütün her şey duruyor 
    bak ne diyorum sana, ele güne karşı 
    biz duralım bir sürekliyiz duralım 
    durukluğa, tüberkiloza ve uranyuma karşı 
    durduk, ateş besledi, kuşları sürekledi 
    arkamız medrese duvarı önümüz çarşı 
    güneşe güneşe karşı

    turgut uyar
  9. birhan keskin şiirleri.

    dürtme içimdeki narı
    üstümde beyaz gömlek var...
    mesut
  10. sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
    iki başımız var, bir tek bedenimiz.
    ne kadar dönersem döneyim çevrende:
    er geç baş başa verecek değil miyiz?

    ömer hayyam
    mavi