• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.33)
zerkalo - andrei tarkovsky
birçoklarına göre tarkovsky’nin en derinlikli eseri olan ayna, yönetmenin kendi yaşamından yola çıkarak aşk, anılar, bağlılık ve belki de hayatın kendisi üzerine şiirsel bir film. tarkovsky’ninki olup olmadığı belirsiz, orman içinde bir kulübede, ikinci dünya savaşı’nın öncesinde, yönetmenin eski karısı, annesi, babası, kendi ve ebeveynlerinin kuşakları arasında gidip gelerek anlatılan bir rüya, ayna’nın yansıttıkları.
  1. bana göre sinema tarihinin baş tacı olan, bir sinema filminden ötelere savrulmuş şiir, hatta ve hatta vahiydir.
    ve onu asla entellektüel bir tartışma konusu yapmıyorum. bir zamanlar her hafta izlerdim; öyle ki ruhunuza işleyen bir müzik bulursunuz, replay tuşunu defalarca tıklayarak müzikten soğuma/müziğin büyüsünü kaybetmeye kadar dinlersiniz ya, zerkalo"da benim için öyleydi; ve hala öyle.
    zerkalo"yu anlamak için hiçbir şey yapmadım. onu felsefeden, şiirsel sinema kıyaslamalarından, roman ve yaşanmışlıklarından olabildiğine uzak tuttum. çünkü zerkalo öyle film değil, onu anlamaya çalışmak büysünü öldürmek anlamına gelir.
    bir zamanlar - eğer yönetmen olsaydım - zerkalo gibi film çeker, hep onunla hatırlanmak isteyeceğimi söylerdim. ancak film her defasında bana öğretti ki, bu gereksiz bir arzu olurdu. zerkalo sırf tarkovski"yi anlatan (aynadan kendi içine bakan) ve aynı zamanda tarkovski"den başka herşey, herkes hakkında filmdir. tarkovski"nin böylesine muazzam şiirsel yolculuğunun naçizane anlatmak istediği şey zaten felsefeye aşan basitliktedir (basit olan, felsefeden ağırdır): herkes zerkalo"yu çekebilir, çünkü herkesin böyle bir aynası vardır. aynı film olmazlar, ama duyguları aynı kapıya çıkar. kendi içimizdeki aynayı çekmek gerekiyor zira. tarkovski"nin zerkalo"sunu değil.

    bir arkadaşım film hakkında şöyle diyordu: sinemayı öğrenmek istiyorsan a space odyssey"den başlarsın; olmadı, fellini sana sinemayı öğretir; zerkalo ise sana sinemayı öğretmez, aksine sinemanın şiir sanatının yanındaki küçüklüğünü gözüne sokar. zerkalo şiirdir; şiir öğrenilmez.

    haneke sinemadan ders verdiği viyana ünversitesinde, okula başlayanlara ilk film olarak zerkalo"yu izletiyormuş. bir buçuk saat büfede kahvesini yudumladıktan sonra sınıfa çıkıp, "naber gençler? hala sinemayı okumak mı istiyorsunuz" sorusunu sorarmış. ayıp yani haneke"nin de yaptığı. herif yaşlandıkça bunuyor, durduramıyoruz ^::)^

    velhasıl kelam, çıplak şiirdir kendileri... öğrenilemez.

mesaj gönder