• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.56)
2001; a space odyssey - stanley kubrick
2001: bir uzay destanı (ingilizce: 2001: a space odyssey), 1968 yılında stanley kubrick tarafından yönetilen bilimkurgu filmi. senaryosu kubrick ve ünlü bilimkurgu yazarı arthur c. clarke tarafından kaleme alınmıştır.stanley kubrick, dr. garipaşk filmini bitirmesinin üzerine bir bilimkurgu filmi çekmek ister; filme dönüştürülebilecek bir fikir geliştirmek üzere bilimadamı ve bilimkurgu yazarı arthur c. clarke'a danışır. clarke da 'sentinel' adlı kısa öyküsünü önerir. bunun üzerine önemli bir ortaklık kurulur: kubrick ve clarke, eleştirmenler, sanatçılar ve izleyiciler tarafından sıklıkla en başarılı bilim-kurgu olarak anılan '2001: a space odyssey'i kurmaya başlarlar; kubrick senaryoyu yazıp, geliştirirken, clarke da aynı ismi taşıyan romanı yazar. stanley kubrick'in isteği üzerine, bu roman filmin gösterime girmesinden sonra yayınlanır.film, alışılageldik anlatım yöntemlerinin dışına çıkması, zamanına göre son derece şaşırtıcı olan görsel efektleri, uzun süresi ve gösterime girdiğinden beri tartışılan sonu (yıldız-çocuk sekansı) ile sinema tarihinde ün kazanmıştır.
  1. siyah taşın ortada belirmesinden sonra, ilk aletin bulunması ve türdeşlerine karşı silah olarak kullanılmaya kadar ilerlemesi çok fazla soruyu akla getirmektedir.

    1)ilk alet kemik olmayıp da (gerçekçiliği boşverelim youser) tornavida olsaydı ne olurdu? o tornavidayı yiyecek bulma amacıyla rakiplerine karşi kullanacaktı. yani alet, ne olursa olsun silahtır.

    2)insanı diğer türlerden en belirgin şekilde ayıran prefrontal lobu, kavga ve sömürü üretmek amacıyla mı gelişmiştir? o bir çeşit maymun kabilesinin, sinematografinin tanımını yapacak bir geçişle insana evrimleşmesi ise yine siyah taşın belirmesinden sonradır.

    vs..

    ps: ancak siyah taşı kubrick yerleştirip önümüze koyduğundan ikinci sorumuza film çerçevesinde cevap verebiliriz, geçerli bir sonuca ulaşamayız.
    birinci sorumuzun açıklamasından sonra ise apaçık söyleyebiliriz ki, artık "alet"in zihnimideki tanımını değiştirmeliyiz.

    ilk üç dakikasına gelirsek, o karanlık enfestir. keşke o sahneyi, kubrick yerine ben yapsaydım filmime dedirtir. dünyanın karanlık çağlarını kendi kendimize karanlıkça hayal ederiz. ekrandan yansıyan yüzümüzü görür, farklı şeyler düşünmeye başlarız.

mesaj gönder