1. ilkokulda 4. ya da 5. sınıftayken ingilizce dersindeydim. bir gün ne olduysa en ön sıradayken (normalde en arkada otururdum) "öğretmeniim 1997 diyebilir misiniz??" demiştim. ama nasıl heyecanlıyım. ingilizcede 100'den sonrasını bilmiyorum. acaba nasıl bir şey diye 1 hafta bu soru kafamın etini yemişti. hatta sırf bu soruyu sormak için oraya oturmuş olabilirim hatırlamıyorum o kadarını.

    öğretmen beni çok yanlış anlayıp "diyebiliyorum tabi kaç sene okulunu okudum ben bunun" dedi. oysa ben "can/can't" manasında sormamıştım, rica etmek anlamında öyle kurmuştum cümleyi :(. yoksa biliyordum tabiki söyleyebilirdi... ondan da "tabii ki lelouch, söylerim" deyip söylemesini bekliyordum. içinden de "vay be ne nazik çocuk" diyecekti tabi.

    hiç öyle olmadı... söylemedi de zaten 1997 nasıl söyleniyor ingilizcede...

    o gün bugündür aklıma gelir bu olay. cümle kurmadan 2 defa düşünürüm. kibarlığın dozunu ayarlarım.

    :(

    not: one thousand nine hundreds ninety seven
    not2: nineteen ninety seven

mesaj gönder