1. okulların sadece teknik, akademik öğrenim yuvaları olduklarını düşünmek bir nebze de olsa eksiktir. ülkemizdeki eğitim ve öğretim modellerine bakarak bir yargıya varmak yanıltıcı olabilir.

    özellikle ilk ve orta okullar çocukların ruhsal ve sosyal gelişimlerinde çok önemli rol oynar. bu yaşlarda çocuklar bir arada olmayı, takımı, grubu öğrenirler. sosyalleşmeye başlarlar, aşık olurlar, kavga ederler, tartışmayı öğrenirler. duygular kitapla defterle öğretilecek bir şey değildir. bunları deneyimlemeleri gerekir. çocukları izole etmek onları duygulardan yoksun bırakmak anlamına gelir. birbirlerinden, eğitimcilerinden, mentörlerinden etkilenmelerini engellemiş olmak demektir.

    kanımca okulsuz eğitimden ziyade "okulsuz öğrenim"den bahsetmek ve bu iki terimi düzgün bir şekilde ayırt etmek gerekir. "eğitim" çok yönlüdür ve aileden başlar. "öğrenim" ise bence mutlaka bir öğrenim kurumunda gerçekleşmelidir. bunu çocukları kalıba sokmak olarak değerlendirmeyiniz. elimizdeki eğitim ve öğrenim sistemleri eskidir ve güncellemeye ihtiyaç duymaktadırlar. idarecilerin sistemleri yamalamaktansa tamamen baştan yaratmaya yönelik çalışmalar yapmaları gerekmektedir. tüm dünyadaki eğitim ve öğretim modellerinin üretim kanallarına istihdam sağlamak üzerine kurulu olduğu açıktır. tüm bireyler fabrikalarda beyaz yakalı çalışabilmek için gerekli teknik öğrenimi tamamlayacakları okullardan mezun olabilmeyi hayal etmektedirler. bu anlayış bile sınırların ne kadar dar olduğunu gösteriyor aslında.

    okulsuz eğitim olur; fakat okulsuz öğrenim olması mümkün değildir.

mesaj gönder