1. bir toplantı sırasında sunulacak evraklardan bir veya birkaçının eksik olduğunu fark ederek toplantıdan çıktım. evrakların kopyalarının internet sitesinde olmalarından mütevellit çoğaltmak için bilgisayara ihtiyacım vardı. toplantı yapılan binada misafir olduğumuzdan odalardan birine daldım ve bir iki çıktı alıp alamayacağımı sordum odadaki birden fazla sekretere. hepsi de güler yüzlü bir şekilde kafalarını yukarı aşağı salladılar. bunun ne anlama geldiğini düşünürken bir tanesi yerinden kalkıp eliyle oturduğu koltuğu işaret etti. bunun da tam olarak ne demek olduğunu düşünmeye fırsat bulamadan kendimi bilgisayar ekranının karşısında buldum. hali hazırda açık olan boş sayfaya mail adresimi yazmaya başladım ki ekranda anlam veremediğim harfler belirdi. alelacele klavyeye bakmadan ezber bir şekilde mail adresimi yazmıştım. meğer klavye "f klavye" imiş. yüzümde ufak bir tebessüm belirdi ve tüm yazdıklarımı silerek klavyeye gömüldüm. gömüldüğüm gibi de kaldım. üzerinde a harfini bile bulamadığım klavye ile birbirimize bakarken yerini bana veren sekreter hanım hafifçe eğilerek dile geldi:
    - yardımcı olmamı ister misiniz?
    bu sefer de ben kafamı onaylarcasına yukarı aşağı salladım ve sekreter hanım koltuğuna tekrar oturdu. "çekil ben sürerim" edasıyla geçtiği klavyeye bakmıyordu bile. bense mail adresimi ve şifremi masada duran ufak not kağıtlarından birine yazmıştım bile. gözlerime dalan sekretere not kağıdını uzattım ve gözlerini kağıttan ayırmadan adresi ve şifreyi giriverdi. tekrar dümene geçen ben bir çırpıda "mouse" gerektiren tüm işlemleri bitirdim. sekreter hanım klavyedeyken "p" harfinin yerini tespit ettiğimden "control+p" yapmak zor olmadı. hemen yanı başımızdaki yazıcıdan hararetle kendini dışarı atan a4'leri toplayarak odadaki tüm sekreter hanımlara da teşekkür edip odadan ayrıldım.

    sonra çok merak ettim f klavye kullanmayı. denedim hatta; fakat fark ettim ki türk dili dışında yazmak gerektiğinde kullanışsız bir klavye idi f klavye.

mesaj gönder