1. cumhuriyetin ilk yıllarında üzerinde en çok durulan ve toplum tarafından benimsenmesi istenilen ilke milliyetçilik ilkesiydi. diğer ilkeler kendi başlarına anlam sahibi olmalarına rağmen milliyetçiliğin benimsenmesi için araç olarak da görülebilir. fransız ihtilalinin üzerinden bir asır geçmiş olmasına rağmen milliyetçilik o dönemde (hatta şuan dahil) yükselişe devam etmekte ve devletlerin varlığını sürdürebilmesi için zaruri olarak görülmekteydi. yeni kurulan türkiye cumhuriyeti ise; "doğal olarak" çok uluslu olan, ulemanın halk üzerinde ve dolayısıyla devlet yönetiminde etkili olduğu imparatorluk toprakları üzerine kurulmaktaydı. içinde barındırdığı etnik grupları tek bir potada buluşturabilmek ve ümmetten ziyade millet olma bilincinin halka kazandırılması ihtiyaç olarak görülmekteydi. işte milliyetçilik burada devreye girdi. milliyetçiliğin en büyük destekçisi ise laiklikti. dinin devlet işlerinde ve toplum düzeni üzerinde ki etkisinin kırılması, yeni kurulan bir devlete karşı, din elden gidiyor kisvesi altında çıkarılabilecek isyanlar önlenmeye çalışılıyordu. dini inancı ne olursa olsun veya inandığı dini nasıl yaşarsa yaşasın asıl olanın milli amaçlar etrafında toplanmak olduğu halka benimsetilmek istendi.
    laikliğe bu açıdan bakılacak olursa; cumhuriyetin ilanından yaklaşık bir asır geçmesine rağmen neden hala bu kadar çok konuşulduğu, şu an ki iktidarın neden bu kadar eleştirdiği daha iyi anlaşılabilir.

mesaj gönder