hakkında yapılan "4. sezonu vasatın altında, netflix çek elini black mirror'dan" tarzı yorumlardan gına gelen dizi. bundan sonrası spoiler olabilir de olmayabilir de.
yahu gayet muhteşem bir sezondu bence. zayıf bir iki bölümü vardı evet ama bu açığı fazlasıyla kapatan bölümler de vardı. black mirror yine black mirror'dı yani. sırf yayınlanacağı mecra değişti diye dizinin tarzının-kalitesinin değiştiğini düşünebilmek ne tür bir beynin çıkarımıdır çok merak ediyorum. ben bu tür beyinlere "bir bok bilmiyorum ama her bok hakkında fikrim var, yoksa da söyleyecek bir bok bulurum" beyni diyorum ve nefret ediyorum hatta ifrit oluyorum. black mirror "popi" oldu ya, artık üzerinden "abi game of thrones ne ya black mirror izle" havası atamayacak ya sıra black mirror'a bok atıp "abi black mirror çok bozdu illa netflix diyosan dark izle aabii yaa" diyerek hava atmaya geldi. gerçekten tatmin olamayanları tenzih ediyorum ama bunların sayısı çok değil gözlemlediğim kadarı ile.
neyse diziye gelirsek;
uss callister bölümünü çok beğendim ben. insanlar tanıtımı ilk gördüğünde bok atmak için yine netflixin black mirror'ı amerikanlaştırması tarzı yorumlar yapmışlardı salak salak ama tamamen oyunun konseptinin yaratıcısı tarafından böyle tasarlanmasıydı olay. yani "moral of the story" yine black mirror tarzıydı ve yerindeydi. ben bayıldım ve iyi bir başlangıç olarak gördüm.
arkangel bölümü klasik bir bm bölümüydü. izlerken çok heyecanlanmadım ama sonuçta klasik bir bm bölümü çoğu dizinin en iyi bölümü ile aynı kalitede oluyor zaten.
crocodile bölümüne bayıldım tek kelime ile. kesinlikle vurucu bir bölümdü. oyunculukta aşılmıştı. başka yoruma gerek yok.
metalhead sezonun en sevmediğim bölümü idi. fazla postapokaliptik macera filmi tadındaydı. gerçi dizi sitelerinde bölüm altı yorumları okuyunca "facepalm" yapmamak elde değil. neymiş efendim bu bölümü ancak neyi anlattığını anlamayanlar beğenmezmiş, onlar gidip akasya durağı izlesinlermiş. ya yemin ederim "beğenmiyorsan git x izle" cahilliğinden yıldım ya hala mı aynı eleştiride kolaycılığa kaçmak bre beyinsiz! adam o kadar popüler kültürün esiri ki kendi fikri yok. önüne sunulan hakkında eleştiri yapabilme hakkını görmüyor kendinde. kraldan çok kralcı. bm asıl bunun gibileri eleştiriyor haberi yok herifin. katır! neyse bölüme gelince bm bölümlerinde teknolojinin korkunç yüzü genelde bu kadar yüzeysel işlenmez, oraya nasıl ve neden gelindiği ve karakterlerin yaptığı hareketlerin arkasındaki nedenler çok iyi aktarılır ki biz de "ben olsam ben de yapardım" der ve kendimizi görürüz o kara aynada. köpekler niye bunları öldürüyor, yaşanan bu kıyımın nedeni ne bilmiyoruz. bu bölüm sadece kaç-kovala bölümü idi. son sahnelerde karakterin tüm bunları bir ayıcık için yaptığını görmemiz ise aksine olayın tuzu biberi oldu hani. dramatik bir sahne değildi sinir bozucuydu.
hang the dj ise bambaşkaydı. bana entire history of you bölümünü hatırlattı. konu olarak değil de verdiği hissiyat olarak. sezonun en sevdiğim ikinci bölümü buydu ( crocodile ile ikinciliği paylaşıyorlar:) ). hem çok güzel hem de çok şimdiydi. insanların birlikte olacakları insanları önceden stalk edip ona göre haklarında fikir sahibi oldukları bir dünyada yaşıyoruz. teknoloji bu anlamda zaten ilkel bir date app görevi üstlenmiş durumda. çok uzak bir gelecekte geçmiyor bu bölüm o yüzden etkisi daha kalıcıydı bende. black mirror fenomeni diyorum ben buna. şu insanların yıldızlandığı bölümde de böyle hissetmiştim ki çin'de 2020 den itibaren böyle bir sistem uygulanacağı haberi çıktı sonra.
son olarak black museum bölümü nasıl desem çok ürkütücü etkileyici tüyleri diken diken ediciydi. sezonun en iyi bölümüydü. bence anlatılan üç hikaye de ayrı bölümler olarak düşünülmüş ama süreyi doldurmak adına saçmalanılmasın diye bir araya getirilmiş senaryolardı. gerçi bu da çok saftirik bir teori ama olsun. şu maymun olayının metalhead'deki saçma ayıcık olayının açıklaması olmasını çok istedim ama afilli bir bağlantı kuracak kanıtım yok. bu bölümde beni rahatsız eden bir iki şey vardı. ilk hikayedeki cpr sahnesi türk dizisi kalitesindeydi ki yakışmadı bm'e. ikincisi ise nish denen siyahi kızımızın ilk sahnelerde müzeye çok tesadüfi girmeye karar vermiş olması idi. yani tamamen araba şarj olurken vakit geçirmek için girdi, bize böyle gösterildi. birşeyi mi kaçırdım bilmiyorum ama seyirciyi twist yapmak için kandırmak ucuz bir hareket. twist yapacaksan ipuçlarını gizler seyircinin zekasına bırakırsın. ilahi bakış açısı ile olaya şahit olan tek kişinin seyirci olduğu şu arabayı şarj etme sahnesinde biz kızın tek amacının tesadüfen gördüğü müzeyi gezmek olduğunu doğrulamış oluyoruz zaten. sonra olay bambaşka bir hal alınca o sahne boş sahne oluyor yani. sanki kız kendisine babası hakkında bahsedilen o yeri tesadüfen buldu ve o anda herşeyi planladı gibi oldu ki bu da çok saçma. ama herşeye rağmen bölüm enfesti.
kesinlikle hayal kırıklığına uğramadım sezon olarak. bir sonraki sezonu olursa iple çekeceğim. ha beğenmeyen varsa gitsin dark izlesin(!) o da fena değil çünkü. ^:swh^