filmi izleyenler dünyanın en ucuz filmi diye nitelemişlerdi. olabilir. dikey limit filmi de yetmişbeş metre karelik bir stüdyoda çekilmişti ve o da ucuz film yaftası yemişti.
küp filmini yeniden görsel açıdan zenginleştirerek çekseler; konu açısından orijinal bir film diye düşünmüştüm.
yapmadıkları şey de değil hani, bir sürü süperman filmi çektiler, sefilleri defalarca beyaz perdeye aktardılar. hatta bu sefiller filmi yorumlarından bazılarında saçmaladılar.
niye bu filmi çekmezler ki?
tipleri daha da ilginç oluşturarak yeniden çekmeliler.
bu filmde neyi sevdin derseniz? girdikleri her odada farklı bir sürprizle karşılaşmalarını güzel bulmuştum.
elimizde evire çevire oynadığımız küplerden bir film çıkaran kişi; küpü büyütmüş büyütmüş ve kocaman sürprizli bir labirente çevirmiş.
çıkan kim? bence sonucu da güzel!
ilk küp filmini de izlemek gerek gereksiz filmler değil, tersine bilinç altını besleyici, hayal dünyamızı harekete geçirici filimler...