1. kara delikler de dahil olmak üzere her şey o noktadan çıkmıştı. o. evrenin, yıldızların, ayın ve dünyanın ilk hali. herşey olmadan önce o nokta, o eylemsiz nokta vardı. bir şey vardı. o da noktaydı. zaman ise eylemsizlikten dolayı yoktu. başı ve sonu olmayan, sınırını bilmeyen o noktanın patlamasını dinleyen başka bir kulak olsaydı eğer, bu patlamanın evrenin bugüne değin işitilmiş en korkunç, en gürültülü sesi olduğunu duyacaktı. başkası yoktu. kulak da. nokta vardı. işte senden ilk o zaman, patlamayla ayrıldım güzel kelimem.

    hatırla. söz verdik birlikte döneceğimize. yaklaşması yasak olan, parıl parıl parlayan bu ağaçlara oturacak, meyve verecek ve meyvedeki tohumlarla üreyecektik. yaşayacak, çoğalacak ve ölecektik.
    hayır. elbette ağaçlarımız zaman denilen kurdun bizi kemirmesi ile yok olacaktı. baki olan ağaçlar değildi. baki olan bizdik. bulmak zorunda olduğumuz kimliğimizi haykırdığımızda kanatlı atlarımız gelir, bizi sonsuza ve kara deliklere daha da yaklaştırırdı. o kara deliklerden geçip de dönen olmadı. o yüzden sana tekilliği anlatamam. ama çoklukla. çoklukla.

    çekirgeler gibiydik güzel kelimem. bu koca galakside gezegenden gezegene geçen ışıl ışıl kanatlı atlara binmiş ışıktan çekirgeler. ölmek. ölmek için nefes aldık belki. böylelikle sonsuzluğu anlamlandırabilecektik. üremek. çoğalmak için nefes aldık. böylece belki de tekilliği anlamlandırabilecektik.
    hayırrrr, anlamıyorsun. yazgımız tek kişilik değil.
    hayırrrrrr. dönüşün bu kanatlarla olmaz. bu cehennemde, ki cehennem çoklukta kaybolmak ve sana yardım edecek birini bulamamakla adını hakeder, tek kurtulmak yazgına ters. mümkün değil. çünkü ayrıldığın için ve ayıranı kullandığın için bir bakıma anetlisin. affedilenler bir cehennemden, karadeliğe kendilerini daha da yaklaştıracak başka bir cehenneme geçiş yapabilirler. cennet mi? kendi cennetinden mi bahsediyoruz yoksa bizim cennetimizden mi? bizim cennetimizde ne sen varsın güzel kelimem ne de ben. neden sana ihtiyacım var, şimdi anladın mı?

mesaj gönder