1. kanaatimce terör bir takım elbise gibidir. ayni mağazada satılır ve her bedene uygun şekilde üretilir. o yüzden aynı takım elbiseyi giyenlere odaklanmak yerine takım elbisenin içindekinin rengi, dini, kökeni ile uğraşmak bana göre yanlış bir bakış açısıdır. o yüzden müslüman=terörist, arap=terörist, türk=terörist, kürt=terörist veya x=terörist demek inançlara, milletlere ve kültürlere haksızlık etmekten öteye gitmeyecektir.

    ayrıca, terörü ne olarak tanımlıyoruz? bir yasadışı grubun insanlığa yönelttiği bombalama ve diğer silahlı şiddet eylemleri mi, yoksa ilk tanım artı legal devletlerin şiddet eylemlerini de kapsayacak bir tanım mı? ben ikincisini kendi adıma daha doğru bir tanım olarak kabul ediyorum.

    kabul edelim ki islam coğrafyası, bizim şu kısacık hayatımızda tanıklık ettiğimiz dönem itibari ile ciddi manada sıkıntılıdır. o yüzden; “gerçek islam bu değil” gibi bir cümleyi ne alay amaçlı ne de islam’ı savunma amaçlı kullanmayı doğru bulmuyorum çünkü bu cümle sadece mevcut sıkıntıyı olduğundan fazla göstermekten veya inkâr etmekten öteye geçmiyor benim düşüncemde.

    burada bir yazarın da belirttiği gibi ekonomik gelişmişlik önemli ancak bence tek başına yeterli bir açıklama değildir. neden önemlidir ve neden yeterli değildir? bir gözlem ve bir ülke örneği ile görüşlerimi açıklamaya çalışayım.

    iber yarımadasını ve özellikle endülüs bölgesini görme şansı bulanlar bilirler ki ekonomik refah içerisindeki endülüs emevileri’nin o coğrafyaya bilim, mimari ve sanat anlamında çok büyük katkıları vardır. ancak aynı dönemde ortadoğu islam toplulukları bir ekonomik çöküş, siyasi bunalım ve istilalar silsilesi ile mücadele etmektedir ve maalesef şiddetli bir mezhepçilik ve iktidar kavgasına tutuşmuştur. kaçınılmaz olarak şiddet günlük hayatın olağan bir parçası halini almıştır.

    ancak, ekonomik gelişme tek başına yeterli değildir çünkü yeterli olsaydı bugün dünyanın en büyük terörist organizasyonu olan a.b.d. dünyaya bu acıları yaşatmazdı.

    siyaset bilimi ile ortalama seviyede ilgilenenler artık şu fikri ezbere bilirler: bir coğrafyayı yönetmek istiyorsanız, o coğrafyayı bölün, iç çatışmalarından beslenmesinin önünü açın ve mümkün mertebe cahil bırakın. islam ülkelerine ve çatışmanın yüksek dozda olduğu diğer coğrafyalara bakınca bunu zaten görüyoruz.

    tabi sadece bunu bize yabancılar yaptı diyerek sıyrılamayız. bir de özeleştiri yapmak zorundayız. doktor hastaya ilaç reçete ederken bile hastanın da iyileşmek için surece katılım sağlamasının önemini belirtir. o yüzden kültürel kodlarımıza işlemiş dipten gelen sorunlarımızı düzeltmek için caba sarf etsek hiç de fena olmaz.

    kendi ülkesinin vatandaşları bir terör saldırısına kurban gitmişken, bundan zevk alırcasına yaşatmayı emreden inandığı tanrısının adını hep bir ağızdan ve yüksek sesle bir maç esnasında zikredenler, asker cenazesi haberi üzerine halay çeken ve zılgıt atanlar, öldürülen masum sivilleri onlar zaten kürt ve potansiyel terörist diye tanımlayanlar hızlıca bu özeleştirileri yapsa bence hiç de fena olmaz.

    biz yaşadığımız dönemde cereyan eden terör olayları ile ilgili bir genelleme yapma yanlışına düşüyoruz galiba. oysaki bizim yeryüzünde var olmadığımız çağlara bakarsak kuzey ve güney amerika kıtalarını işgal edenler oralarda vahşetin tarihini yeniden yazmışlardır. israil’in ortadoğu’da 60 yıldır yaptıklarına bakmanızı da öneririm. simdi aristocu bir mantıkla hristiyanlık=terörizm=yahudilik diyebilir miyiz? ve ya bu örnekleri bu başlık ile birleştirip, tüm semavi dinler=terörizm diyebilir miyiz? totaliter rejim liderleri için de kısa bir inceleme, inançsız liderlerin bu hususta neler yaptığını görmenize yeter.

    batı kültürü ile o coğrafyalarda yaşayarak tanışanlar, seküler batıda da “opus dei”, “evanjelizm” vb. fanatik dini akımların olduğunu ve bugün dünyanın kan ağlamasına sebep olan emperyalizmin teorisyenlerinin, taraftarlarının ve uygulayıcılarının çoğunun bu gruplardan çıktığını; o ülkelerin bilgili insanları ile yapacakları sohbetlerden çok kolay bir biçimde öğrenebilirler.

    artık kamuya mal olan şekli ile bu mahlukların el kaide, işid, taliban vb. terörist oluşumların arkasında olduklarını söyleyebiliyoruz. o halde islamcı terörün arkasında hristiyanlar var ve dolayısıyla bu başlık altında sayılan tüm saldırılar hristiyan inancının birer eseridir diyebilir miyiz?

    çoğu yazar (youser) zaten devlet terörlerine ve daha pek çok terör örneğine değindiği için daha fazla ayrıntıya girmeyeyim.

    batı kültürünü yerinde gözlemleme şansı bulduğum için belirtmek istediğim bir husus daha var. oralarda insanların sizin dininizle ilgili bir sorunu yok. evet, islamofobik tipler var tıpkı bizdeki koşulsuz yahudi düşmanı beyin fukaraları gibi. ama adamlar haklı olarak müslümanlardan endişeli. ne demek bu? kardeşim müslümanlık kendini müslüman addedenlerin elinden çekiyor. sadece radikal dinci terörist dininize zarar vermiyor mütedeyyin ve halis niyetli insanlar. o insanlık düşmanlarının eylemleri sonrası o mendeburlar ile birlikte aynı statta tekbir getiren sizlerde islamiyet’e çok büyük zararlar veriyorsunuz. o yüzden de batıda yükselen islamofobiye katkı sağlıyorsunuz.

    son olarak kendi adıma şunu söylemek istiyorum; bu başlık altında eğer terörü tartışacaksak lütfen bir inanç veya etnisiteyi buraya malzeme yapmayalım. ben inanç meselesinin gerek dindarlar gerekse inanmayanlar tarafından karşılıklı olarak tartışılmasını doğru bulmuyorum. çünkü her iki kümedeki kişilerin sınırları bellidir ve ortak kesişim kümeleri sanıldığının aksine boştur. uğraşmayın birbirinizin inancı ya da inançsızlığı ile.

    not: konuyu açan yazarın iyi niyetle bir soru yönelttiğine inanıyorum. aksi takdirde bu kadar ayrıntılı bir liste hazırlamak kendine eziyet olurdu diye düşünüyorum.

mesaj gönder