1. toplumların sosyolojik yapısını analiz edebileceğiniz oyundur.

    türkiye'de oynadığınızda iki parça, yahut da rastladığınız toptan küçükseniz -küçüklerin daha hızlı gittiğini bilmelerine rağmen- ölümüne kovalanırsınız. sizin zor durumunuzdan faydalanmak isteyen sırtlan sürüleri arkanızda kuyruk olur. gözleri bürüyen o kolay lokma o kadar kör eder ki bunları, beyin işlemez olur, işin varacağı yeri hesap edemez dingiller. bunlar tıpkı kilo hesabı aldıkları kitabın tanesini 25-30 liraya okutan sahaflar, kilosuna 50 kuruş verdikleri kayısının 33cl suyunu 1 liraya, çekirdeğini de kim bilir kaça satan meysucular gibidir. en sonunda kaçılan yönde aniden beliren bir baba herkesi alır. yahut da 200 masslık top gelir yarı boyunu +2000 olan size diken atmaya harcar. lan w atsam yiyemezsin sen cücük. amaç sadece başkasının işini bozarak bu durumdan eğlenmektir bazen. tıpkı liselilerin arkadaşlarına çelme takıp düşürdükten sonra eğlenmeleri gibi. toplumumuzda eğlence anlayışı bu minvalde olan büyük bir kitle var ve bunlar babadan oğula nesiller. tam bir etik yoksunu, fehimsiz, ahmaklar sürüsü anlayacağınız. bunlarla; metro kapılarında duvar örüp ilk girerek oturacak bir yer kapmanın peşindeki köylü kurnazları, gecenin bir yarısı arabasındaki yüksek müzik sesiyle sokağı inleten gavat, kütüphanede millet işinde gücündeyken yanındakiyle muhabbet eden pişkinler aynı kişilerdir. ekşi sözlük'ü bok çukuruna çeviren de bunlardır tabii ki.

    avrupa'ya giriş yaptığınızda ise yalnızca nokta atışı yapacak kesinlikteyse bölünen, olmayacak duaya amin demeyerek peşinize düşmeyen, insanlar oluyor. adeta birbirlerine hiç çarpmadan yere düşen kar taneleri gibi oynarsınız oyununuzu. tabii ki yine burada da türk'ün gücünü dünyaya haykıran turkey'lere, ottamanlara falan rastlayabilirsiniz.

    yazılan isimlerden bahsetmeyeceğim, o ayrı bir yazının konusu.

mesaj gönder