1. giderek yalnızlaşıyordu.. iş hayatında başarılı olmak adına dostlarını çok ihmal ettiğini hatırladı. uzun zamandır bankalar dışında kimseden mesaj bile almamıştı. çaldırıp kapatan bile yoktu terli ellerinde sımsıkı tuttuğu telefonunu. acı acı gülümseyerek kravatını gevşetti, kafasını kaşıyarak gözlerini beton zemine dikti ve şöyle mırıldandı:
  2. bir an için onun bu aymazlığının cezasının evrilmesi gerektiğinden çok emin hissetti. olağanüstü bir cesaret gelmişti. belki de en büyük ceza yaşamaktır onun için diye içini rahatlattı.

    daha önce de çok defa cinayeti aklından geçirdiği oluyordu. belki de hayattaki amacı buydu, belki de birinin acısına son verebilecekti. belki de bu kişi kendisi olacaktı.

    montunu alıp kimseye bir şey söylemeden hızla çıktı bürodan. arkasından fısırdayanları son anda duydu, dönüp bakmadı.

    kapıyı kapattığı anda artık ne yapacağını biliyordu.
    abi
  3. evine gelmek üzereyken kendi adını işitti. sesin nereden geldiğini anlamak için sağa sola bakınmaya başladı ve onu gördü. hayatının aşkı... eli ayağına birbirine dolanmıştı ve kaçıp gitmek istemişti oradan çünkü orada durduğu sürece eski güzel günleri hatırlayacak ve içinde bulunduğu bunalım daha da kötüleşecekti.
  4. düşman.. dedi sigarasını hışımla yeri atıp ayağıyla ezerken. sahi düşman neydi? kimdi? insan, insanın kurduysa hem ve insan, insanın hem aynasıysa.. peki düşman kimdi?

    bu insan selinden bir nuh çıkar da onu kendi cudi dağı'na eriştirir miydi?
  5. kızı regina felinga'nın sesini duyunca doğrulan abi ağlamaklı sesinden bir şey olduğunu anlıyor. telefonun öbür ucundaki sesi bir kaç haftadır duymadığını farkediyor tam o anda.
    -ne oldu regina? sesin pek iyi değil?
    -baba, hemen buraya gelmelisin.
    kahvesini oyma desenli tahta sehpanın üzerine soğuması için bırakıp 69 model tostos'unun anahtarını kapıp arabaya yürümeye başlıyor. "hay aksi, yine çalışmıyor, ya aküsü bitti, ya motor sıkıntı çıktı yine" diye aklından geçirip yakın sayılan durağa doğru yürümeye başlıyor ilkbaharın o yeşil ama soğuk sokaklarında.

    edit: devam ettiresim var ama başlarsam sabaha kadar yazacakmışım gibi hissediyorum.
  6. tüm şüpheler computerguy üzerinde toplanmıştı.. abi nin yanında ne işi vardı??
  7. olay yerine gelen abi cesede eğilip baktı
    - neeeh neeehh nayır nolamaz dedi
    -töbe de sana bunu kim yaptı?
    abi üzülmüştü. yardımcısı bona dea ve komiser clifford clavine bağırdı katiliii bulunnn!!!!!!!
    katil kimdi?? yoksa kanzuk muydu?? yazarlarını youreadsa kaptıran kanzuk intikam mı alıyordu??

    derken bir ceset daha bulundu. cesedin üzerinde youreads kitap ayracı vardı..
  8. gecenin ilerleyen saatleriydi ve ekip çorbacıdan içeri girer girmez burada bir tuhaflık olduğunu sezdi. kaybedecek zamanları yoktu ve içeriye "iki paça bir ezogelin!" diye siparişi verdi abi. herkes birbirinden bekliyordu ilk sesi. çorbalar geldi ve ilk bir iki yudumdan sonra sessizliği bozan hayali'ydi:
    ...
  9. "baskerville malikanesinde olanları duydun mu abi?" diye sordu hayali.
    "baskerville malikanesi mi?" diye sordu abi, şaşırmıştı.
    "evet, orası" dedi hayali, " hani şu sarıyer sırtlarında, zirve avm'nin hemen çaprazındaki malikhane. dün orada da bir cinayet işlenmiş. o muhitte eski aileler, zenginler oturur, bilirsin. maktülün cesedi, çayırlıkta parçalanmış olarak bulunmuş...sanki vahşi bir hayvan saldırmış gibi."
    bu isim bir yerlerden tanıdık geliyordu abiye. "baskerville...hmmm..." diye mırıldandı. sonra birden aklına geldi. baskerville'lerin laneti... çocukken duymuştu öyküyü abi ama hiç inanmamıştı.
    abi birden ayağa kalktı. "çabuk ol hayali", diye heyecanla konuştu. "oyun hareketleniyor. gidip bir an önce pipomu ve şapkamı almam lazım"...
  10. güneşi zaptedecek ve hayal kuracak vaktimiz yok ama bu cinayeti aydınlatabiliriz dedi abi.cinayet o akşam sıcağı sıcağına programında haber yapılmıştı. programda çevreyi gören abinin aklına geçmiş olaylar geldi ve daha fazla dayanamadı...