1. tarık akan'ın ölümünden sonra sosyal ağlarda ardından sarf edilen sözler aklıma bu soruyu getirdi. haberlere düşen o cümlelerin troll yardımıyla ortaya çıktığı da söylenebilir. ama şöyle bir gerçek var: milliyetçi-muhafazakar-sağcı kesim kendisinden olmayan insanlara en ufak bir şekilde bile tolerans göstermiyor. bunu parti ile, kişi ile, politikalar ile ilişkilendirebiliriz. fakat benim aklıma takılan şey biraz farklı.

    15-20 sene önce bu bahsettiğim kesim tarık akan filmeri izlemiyor muydu? tv'de çıktığı zaman kanalı mı değiştiriyorlardı? tarık akan o zaman da muhalif çizgide bir insandı. yine küfür mü ediliyordu tarık akan'a?

    tarık akan'a yapılan levent kırca'ya da yapıldı.olacak o kadar'da levent kırca'nın alaya almadığı, karikatürize etmediği politikacı yoktu. ama o zamanın muhafazakarları levent kırca'ya bu tarz mecralardan bu derece saldırıyorlar mıydı? yine küfür mü ediyorlardı levent kırca'ya?

    peki ne değişti?
  2. bence bu ülkede karşıt görüşlü olana her zaman küfür ediliyordu ancak biz duymuyorduk. adam evinde televizyon başındayken basıyordu küfürü ama şimdi herkesin sesini duyabildiği ortamlarda, aynı görüşü paylaştığı insanları görerek daha yürekli küfrediyor.
  3. hiçbir şey.

    son 100 yılda, 200 yılda yine hiçbir şey değişmedi.

    insanlar her zaman ahlaksal olarak ikiyüzlüdür. "ben yapayım ama benim yaptığımı başkası yapmasın, sadece ben yapayım" kafasındadır.

    ne zaman bir insan diğer bir insanı dinsizlikle, ahlaksızlıkla suçlasa o kişiyle bağlantımı keserim. çünkü bilirim ki esas dinsiz, esas ahlaksız kendisi.

    bu durum mafyalarda da böyle. sen git kokain sat, kadın ticareti yap; sonra gel "bu mahallenin namusu benim" de. -buraya bir necmettin erbakan "hadi oradan"ı gelecek-

    https://www.youtube.com/watch?v=py1-lNkPJK4
  4. bence değişen şey şu, eskiden insanlar bireysel olarak karşıt görüşlere tahammülsüz olsalar bile bunu bu kadar alenen gösteremiyorlardı. çünkü yadırganan durum buydu.. evde istediği kadar sövsün, küfretsin dışarıya çıktığında, sokağa adım attığında çoğunluk tarafından makbul görünen durum farklı hayatlara saygı gösterilmesiydi.. ama bu günlerde farklı düşünceler, fikirler ve hayatlar o denli dışlanıyor ve medya da buna öylesine önayak oluyor ki.. sokağa çıktıklarında kendilerinden olmayanın boğazını sıkmaya yüz buluyorlar çünkü boğazını sıktıklarında neredeyse artık adalet bile onlardan taraf. tecavüz ettiklerinde, şort giyiyor diye dövdüklerinde, filmlerini izledikleri bir sanatçı öldüğünde sırf muhalif düşüncede diye bu şekilde konuştuklarında.. bu bizi yönetenler tarafından da o kadar destekleniyor ki dolayısıyla toplumun bir kesimi tarafından ayıplanmak ya da yadırganmak önemli olmuyor onlar için. çünkü neredeyse çoğunluk olmaya başladılar.. artık çoğunluk böyle, sokaklar böyle, insanlar böyle.. her şey içler acısı bir hal alıyor

    tabii neden böyle konusunu belki de eni konu değerlendirmek gerekiyordur, insanları böylesine sapkın ve uç derecede çağ dışı ve daha ziyade insanlık dışı düşüncelere iten şey gerçekten ne? hepimiz doğduğumuzda aynıydık, beyinler nasıl bu yönde dolduruluyor.. tüm bunların cevaplarını düşünmek gerek ki belki karanlığımızdan bir nebze kurtuluruz. çünkü şu günlerde gerçekten siyasi politik bilmemne değil, tam olarak insanlık bakımından karanlık bir coğrafyada yaşıyoruz.
  5. imam osurursa cemaat sıçar dedikleri olay gerçekleşti son 15 yılda
    sen gazeteci öldürene aferin oğlum deyip sırtını sıvazlarsan
    sokakta ölen çocuğun annesini mitingde yuhalatırsan,
    çok afedersiniz ama bana daha kötüsünü, ermeni dediler tarzı açıklamalarda bulunursan
    kafana yatmayanı ergenekon, balyoz, fetö diye fişleyip askeri savcıyı polisi hakimi işine gelmeyince hapse atıp bunlara içerde yer olsun diye hırsızı it kopuğı çıkarırsan
    alevi, sünni, türk, kürt deyip her fırsatta birini ötekileştirirsen
    insanlar da değişir, davranışlar da..
    nice 15 senelereee ..
    wtf
  6. emekli olma yaşı 65'e çıktı, kurumlar vergisi %20'ye indi, ev kredisi alacaklara %25 peşinat şartı ve 10 yıl vade sınırı getirildi, köye gidip tarlaya ev yapmak yasaklandı imara bağlandı, çiftçilik hayvancılık tarım geri plana atıldı, tarla kredisinde %50 peşinat şartı geldi, istanbul'dan tren hatları hızlı trene aktarıldı haydarpaşa kapandı, otobüs fiyatları uçtu, uçak fiyatları iş saatlerinde ucuz, tam da kullanacakken pahalı oldu. kredi kartları ve bireysel krediler yaygınlaştı.

    yukarıdaki eylemlerin hepsi dikkate alınırsa şöyle bir manzata çıkıyor. öyle hemen emekli olup bela olmasınlar, ev alıp evim var diye çalışmamazlık etmesinler, karı koca çalışsınlar, şirketlerden daha fazla vergi ödesinler, kira ödesinler, ev araba alamayıp mutsuz olunca günlük tüketime yönelsinler mutluluğu cep telefonunda, dışarıda yemede içmede arasınlar, köye gidip sistemden kaçmaya yeltenmesinler, sürekli memlekete gidip gelmesinler, büyükşehirlerde 65 yaşına kadar köle gibi yaşayıp vergi, faiz, kira ödesinler sonra da ölüp gitsinler.
    abi