• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.08)
1984 - george orwell
george orwell'in kült kitabı bin dokuz yüz seksen dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosudur. bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmıştır. geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir romandır bin dokuz yüz seksen dört. güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıttır; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığıdır.


  1. bu kitapla ilk tanışmam lise 3 felsefe dersi dönem ödevidir. ütopyalar - distopyalar arasında seçim yapmamı isteyen hocam ben distopyaları istiyorum dediğimde yüzüme şaşkınlıkla bakmıştı. içimden, kesin bu karı bana şimdi "neden?" sorusunu soracaktır düşüncesiyle hızlı bir beyin jimnastiği yapıp cevaplar hazırladım. lakin sormadı.(bkz: boşuna hazırlık yapmak)

    her neyse distopya kategorisinden de bazı kitaplar sundu önüme benim seçmem için, lan ben daha önce kitap fazla okumamışım nereden bileyim derken bak bu iyidir bunu oku(1984) dedi. ödevin içeriğini anlattı, kitap okunacak ve en az 5 en fazla 15 sayfalık özeti getirilecek.

    kitabı sipariş ettim. beyaz kapak şekilli bir şey.. (bkz: can yayınları) aldım kitabı başladım okumaya derken lan ben kitap okumayan adam ilk gün 5 sayfa ikinci gün 10 sayfa..sevmeye başladım ama bir yandan da diyorum ki lan buralar bana bir yerden tanıdık geliyor.. ( bizim ülkeyi adam bize anlatıyor amk)

    velhasıl ödevi teslim günü geldi kitap daha önceden bitmişti ama ödev bitmemişti. çünkü başlanmadı ki hiç. hemen kalemi ele aldım başladım yazmaya ama nasıl yazıyorum akp'nin iktidara gelmesiyle bi' başladım pir başladım. ülkeye dair her şeyi (bkz: muhabbet kuşu) gibi şakıyorum demek isterdim ama hiç öyle bir şey olmadı. 1 (bir) sayfa a4 kağıdına şöyle şöyle olmuş falan filan yazıp hocaya teslim ettim.

    velhasıl daha uzatmak istemiyorum aradan zaman geçti, seçimler atlattık, direnişler gördük, katliamlar gördük.. ve kitabın anlattığından bir sikke fazlasının değiştiğini göremedik..

    !---- spoiler ----!

    2+2=5

    !---- spoiler ----!
  2. kamusal alanının her köşesinde bulunan mobese-güvenlik kameraları, sinyal takip cihazları, özel hayatın gizliliğini hiçe sayan usulsüz telefon dinlemeleri, kredi kartları, passolig, fişlemeler vb. sadece kendin olabilmeni, yalnız kalabilmeni imkansızlaştıran şeylerin, tezatlık yaratma amaçlı insan kategorilendirme gayretlerinin, insan devlet için anlayışının kol gezdiği şu anki yaşamımızın biraz rötarlı da olsa öngörüsünü yapan kitap.

    ayrıca (bkz: kamusal insanın çöküşü - richard sennett) .
  3. "1984", Donald Trump'ın ABD Başkanı olmasından sonra Amazon'un en çok satan kitaplar listesinde bir numaraya yükselmiş.

    abd vatandaşları 1984'ü yeniden ya da yeni keşfediyorlar sanırım. dünyanın her köşesi yangın yerine dönmüşken ve milyarlarca insan otoriter/totaliter yönetimlerin baskısı altında yaşam mücadelesi verirken 'biraz geç olmadı mı?' demek geliyor içimden. malum ülkenin çoğu başlarını bir zahmet çevirip dünyanın geri kalanına bakmadan yaşıyordu. demek ki 'bir musibet bin nasihatten evladır' sözünü böyle durumlar için söylemiş zamanında birileri.

    Donald Trump yemin edip resmen başkan olalı şunun şurasında bir hafta oldu olmadı. başkan adayıyken verdiği vaatleri harfiyen ve hızla yerine getirmeye başladı bile. yakında meksika sınırına duvar inşaatı başlar, aylardır standing rock yerlilerinin verdiği mücadele sonucunda yapımı durdurulan dakota access pipeline inşaatı da kaldığı yerden devam eder. 7 ülkeye abd'ye giriş yasağı, geçen cumartesi milyonlarca kadının katıldığı women's march'ta yaptığı konuşma nedeniyle madonna'ya soruşturma ve kürtaj yasağı hamleleri bir çırpıda aklıma gelenler.

    ne diyeyim? umarım kötülükte ve kötü zamanlarda değil de, 'daha iyi bir dünya için' hep beraber mücadele edip direnirken iyi zamanlarda eşitleniriz. hayır'lısı...
  4. sevişmenin de önemini anlatan kitap.

    !---- spoiler ----!

    seviştiğin zaman içindeki enerjiyi boşaltırsın; sonra da kendini mutlu hisseder ve hiçbir şeyi iplemezsin. ama senin bu halin onların hiç hoşuna gitmez. her zaman enerji yüklü olmanı isterler. bütün o yürüyüşler, bağrını yırtarcasına bağırış çağırışlar, bayrak sallamalar, ekşiyip bozulmuş cinsellikten başka bir şey değildir. gönlün ferah, keyfin yerindeyse, büyük birader'miş, üç yıllık plan'mış, iki dakika nefret'miş, bütün o iğrençlikler neden kendinden geçirsin ki seni?



    cinselliğin bastırılması isteriyi tetikliyordu; bu da parti'nin istediği bir şeydi, çünkü savaş coşkusuna ve öndere tapınmaya dönüştürülebiliyordu.

    !---- spoiler ----!
  5. distopyalar okunması yorumlaması zor şeyler bana göre. biraz tıkanmaktayım bu konuda ama bilinmesi gereken,türünün en iyi örneklerinden kuşkusuz.
    mavi
  6. ilk okuduğumda üniversitenin ilk sınıfındaydım ('99). bir de o vakitler bbg çılgınlığı vardı televizyonda. paranoyak olacaktım az kalsın. beni bu kadar etkileyen ve bu kadar karamsarlığa sürükleyen bir kitap daha olmadı. okumayanlara şiddetle tavsiye ederim
  7. sadece türkiye özelinde düşünülmemesi gereken bir kitap bana göre. genel olarak dünyada işlerin nasıl yürüdüğünü daha doğrusu yürütülmek istendiğini anlatıyor. hem de insanı sıkmadan, okuyanı içine çeken bir üslupla anlatıyor.

    insanın yaşadığı dünyayı daha iyi anlamasını sağlayan bir kitap. aslında kitapta bir bölüm var kitabı özetliyor diyebiliriz.

    cümleler tam doğru sırayla olmamakla beraber aşşağı yukarı şöyle bir şey: aslında bu kitap bana yeni bir şey söylemiyordu, ve ya göremediğim ama gözümün önünde saklı duran gerçekleri açığa çıkartmıyordu. sadece hali hazırda bildiğim tüm olayları derlenmiş, toplanmış ve mantık çerçevesinden yorumlanmış şekilde karşıma çıkartıyordu. yazan kişinin zeki ve olayları tam anlamıyla anlamış olduğu şüphesizdi.

    kitap da bunun gibi işte.
  8. sanıyorum yazarın hayat şartlarının iz düşümü olan kitap. inanılmaz iç karartıcıdır. karakterler, anlatılan dünya, ilişkiler, hepsi inanılmaz derecede bunaltıcı. aklıma grotesk kelimesini getiriyor.
  9. lise de felsefe dersin de sadece bir paragraflık öğretmen anlatımından sonra koşarak gidip aldığım ve hala bu yaşımda her okuduğum da daha yeni şeyler keşfedebildiğim siyasi distopyadır. george orwell'ın yazımı hakkındaysa yorum yapmak yerine herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. filmi ise kitabı okunduktan sonra malesef ki vasat gelir.
  10. sözlü olarak birçok kez atıfta bulunulan kitap. "yaşadığımız dönem orwell'in 84'ü gibi" gibi. apple'ın reklamında da kullanılmışlığı vardır.
    loach