1. senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler...

    uçurtma avcısı - khaled hosseini
  2. insanlarda iz bırakan cümlelerdir de aynı zamanda. bir kitabı tekrar elinize aldığınızda o satırlara şöyle bir göz atmak da inanılmaz keyiflidir.

    "sevenler birbirlerine yara izlerini gösterirler. ilk önce bunu yaparlar... 'sana ruhumu açmadan önce bil ki incinebilirim' demek için...çünkü en çok sevdiklerin yaralar seni."
    gizliajans - alper canıgüz
  3. ""düşünüyorum öyle ise varım" oldukça makul.
    fakat bundan tam tersi bir sonuç, var olmadığım bir düş olduğum sonucu da çıkar.
    düşünen bir adamı düşlüyorum.
    düşündüğümü bildiğim için ben varım.
    düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da var olduğunu biliyorum.
    böylece o da benim kadar gerçek oluyor.
    bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor.
    düşündüğünü düşlediğim bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum.
    öyleyse gerçek olan biri beni düşlüyor.
    o gerçek ben ise bir düş oluyorum."

    (bkz: puslu kıtalar atlası - ihsan oktay anar)
    abi
  4. "ben aşktan daima kaçtım. hiç sevmedim. belki bir eksiğim oldu. fakat rahatım. aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. şu veya bu şekilde. fakat daima ödersiniz. hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz."

    saatleri ayarlama enstitüsü - ahmet hamdi tanpınar

    bu zamana kadar aşktan kaçındım. kimsenin hayatıma lüzumundan fazla girmesine izin vermedim. fakat bu bir eksiklik mi bilemiyorum.
  5. “hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak etmemiştim.”

    kürk mantolu madonna
  6. "insanların büyük çoğunluğu yüzmesini öğrenmeden yüzmek istemez. ne anlamlı bir söz, değil mi? yüzmek istememeleri doğal, çünkü karada yaşamak için dünyaya gelmişlerdir, suda değil. ve düşünmek istememeleri de doğal, çünkü yaşamak için yaratılmışlar, düşünmek için değil! evet, kim düşünürse, kim düşünmeyi kendisi için temel uğraş yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulaşabilir; ne var ki, karayla suyu değiş tokuş etmiştir böyle biri ve bir gün gelip suda boğulur."

    bozkırkurdu - hermann hesse
  7. ' "üzülme"der mevlana ve devam eder:
    bir yandan korku, bir yandan ümidin varsa, iki kanatlı olursun.
    tek kanatla uçulmaz zaten.
    sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, kilimin tozunu almaktır. allah sana sıkıntı vermekle, tozunu, kirini alır. niye kederlenirsin?
    taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi, yontulmayı göze almalıdır. '

    mesnevi - mevlana
  8. "yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

    tutunamayanlar - oğuz atay
  9. ‘’yaşamak şu hayatta en nadir rastlanan şey. çoğu insan yalnızca var, o kadar.’’

    hayat ciddiye alınamayacak kadar önemlidir - oscar wilde
  10. "bir sayfayı gözden geçirmek, telefona cevap vermek için okumayı kesmek, akıl başka yerde iken kitabı tekrar ele almak, sonra ertesi güne kadar bırakmak... bu okumak demek değildir. hakiki okuyucu kendine yalnız geçireceği uzun gece saatleri hazırlar, çok sevilen yazara bir kış pazarının öğleden sonrasını tahsis eder; kendine balzac'ın, stendhal'ın bir romanını bir hamlede tekrar okumak fırsatını verdiği için tren seyahatlerini hoşnutlukla karşılar." andre maurois, okumak sanatı, 1961