1. açıp okumamış insanların, anadan babadan duyduğu kadarıyla taklidi iman çerçevesinde bildiği kutsal kitaptır. okuyanların da anlamadığı, anlayıp dinden sapanların olduğu bir şeydir. sözleri bilmeden ingilizce şarkı dinleyen insanların 'şarkı çok güzel abi yaa' dediği, türkçe çevirisinde o şarkıdan eser kalmadığını anladığında ingilizce daha çok şey anlatıyordu sanki deyip, arapça kuran'ı türkçe tefsir okuyup, 'biz' cümlesindeki gibi birçok yere takılı kaldığı, ingilizcedeki you gibi sen/siz, türkçede sen yerine siz'in saygınlık kattığını düşünmeden buna bile anlam yükleyemeyen insanların reddetme bahanelerinden birisi bile olabilmektedir. hadislerde bahsedilen birçok şeyin fizik, matematik ve tıp ile açıklaması rastlantı olabilir mi? 1400 yıl önce önerilen çörekotu'nun faydalarını tıbbın yeni bir şey keşfetmiş gibi lanse etmesi, ayakta tuvaletini yapmanın prostat yaptığını anlatması, ebced hesabına göre yazılmış kuran'ın gelişi güzel olmadığını gösteren deliller... kuran'da kamer surenin başlığı olan "ay" kelimesi ile "dünya" kelimesi arasındaki harfler toplam 333 adettir ve araya tam olarak 111 adet ay kelimesi sığmaktadır; çünkü arapça'da kamer(ay) kelimesi 3 harften oluşur. aynı şekilde gezegenimiz dünya ile ay arasına da ortalama 111 adet ay sığmaktadır yani aradaki mesafe ay çapının toplam 111 katıdır. bu ve bunun gibi hesaplamalar rastlantısal mıdır? en komiği de hayat bilgisiden başlayıp matematik, fizik, kimya, biyoloji ve felsefe ile devam edip haritada bir şehrin yerini bilecek kadar coğrafya bilgisi olmayan ukala insanların çok şey bildiğini iddia edip kuran'ı reddetmesi. pankreas'ın ne işe yaradığını bilmek için doktor olmaya gerek yok, aç öğren. ekmek artık aslanın ağzında değil, midesinde diyen bir toplumuz, bilmemek de ayıp artık öğrenmemekte.
    han
  2. 316- gökyüzüyle, yeryüzü allah’ın kudret ağacında yetişmiş bir elmadır! sen de, o elmanın içindeki kurda benzersin; ağaçtan da haberin yok senin, bahçıvandan da!

    -hz. mevlâna
    han