-
- okudum
- okuyorum
- okumak istiyorum
-
youreads puanı (8.88)
tamamen sakin bir hayat yaşamak, hayatına temel yaşamsal fonksiyon olarak soğuk bira ve güzel çay içmek kavramını oturtmak isteyen, kendi halinde, üstelik fazlasıyla uysal bir adam arthur dent, bir sabah uyanır ve evinin saçma bir nedenle yıkılacağını öğrenir; ama bu yalnızca başlangıçtır. daha bir kaç saat bile geçmeden gezegeni yok edilecek ve yanında kankası ford prefect, üstünde yıpranmış sabahlığı, elinde havlusuyla galaksi boyunca sürecek inanılmaz bir yolculuğa çıkacaktır.
-
buyuk reisin buyuk eseri. her cumlesi ayri bir tespit, her paragrafi ayri bir hayat felsefesidir. bircok kitabi okurken olusan "bunu ben de yazarim" duygusunun yasanamayacagi bir roman. insana cok buyuk bir hayranlik ve saskinlik verir, kahkahalar attirir. saygi duydurur. essiz olanin bir benzeri icin (bkz: dirk gently's holistic dedective agency) .
edit: duzeltme. -
okuyanın içinde "ulan bende evrenin sonunda bir restoran açsam, kalksam gitsem buralardan" fikri uyandıran güzide seri... farelere saygı göstermemizi de öğütler aynı zamanda...
filminin yapılması da hiç akıllıca olmamıştır. -
bilim kurgu kitabıdır aslen. yalnız aklınıza geldikçe kahkaha attıran çokça yeri de bulunmaktadır. -
murat menteş ve burak aksak'ın kutsal kitabıdır.
"bazen kötüler nadiren de iyiler kazanır. çoğunlukla herkes kaybeder." -
!---- spoiler ----!
gezegenimizin şantiye halini, "yol geçecek buradan" denerek yok edilişini ve paralel evrenler arası interrail kavramını gördüğümüz, 7 kitaplık galaksi coğrafyası ve yemek kitabı.
!---- spoiler ----!
aynı zamanda kullanıcı adımın, yegane dövmemin ve her sabah "tamam, artık bu sabah aklımı kaybedeceğim" dememin müsebbibi. -
muhteşem bir şahaser olmanın yanında hem ^:doctor who^ dan beslenip hem de yine ^:doctor who^ ya besin kaynağı olmuş, çift taraflı yarar ilişkisini doğurmuş bir kitaptır.
nükteli dili muazzam işlemiştir ^:douglas adams^ eserde. -
youserların şu anda okuduğu kitaplar başlığına bir benzerini yazdığım gibi ;
uzun süredir otostopçunun galaksi rehberi yatağımın yanında öylece duruyordu,okuyacağım okuyacağım diyordum ama gerek dersler gerek sosyal rutinler sonucu bir türlü ihtiyacım olan vakte sahip olamamıştım. günler böyle geçip giderken evde yine canım sıkıldı. dedim markete gideyim hem bir şeyler alırım hem ortam değiştirmiş olurum. çıktım evden,gayet rahat bir şekilde reyonlarda gezdim bir şeyler aldım rahat rahat eve yürüyorum. sonra birden bizim evin o taraflardan yukarı yükselen duman bulutu dikkatimi çekti. itfaiye gelmiş,ambulans gelmiş bizim evin önüne,söndürme işlemi tamamlanmış ben daha yeni geliyorum. apartmanın sigortası yanmış. ben de bir türlü kriz anlarında olaya dahil olamam,öyle rahat bir şekilde etrafı izlerim. duman falan umrumda değil derken bir an gözüme bir ayrıntı ilişti. elektrik sigortası yandıysa dedim sherlock gibi bir tavıra girerek,elektrik kesilmiştir o zaman. ( aferin ) sonra durumun ciddiyetini kavradım. ev arkadaşım da evde yok. ne yapacağım ben gece? telefonumda da şarj yüzde 30 civarlarında. neyse dedim en kötü çıkar giderim arkadaşın evine. ama vakit de bir türlü geçmiyor. adama 21 civarı geleceğim dedim saat 19 daha. enstrumanlarımla uğraştım bir süre,evdeki son birayı içtim yavaş yavaş. yok yine de geçmiyor zaman. yatağa attım kendimi umutsuzca. ve işte tam o anda kurtuluşun epik ışığını gördüm. otostopçunun galaksi rehberi. sevinerek açtım vakit geçireceğim diye,önsözü falan okuyorum derken saat geçti de geçiyor. biraz biradan sanırım biraz da yataktan dolayı mayıştım. mesaj attım yarın geleceğim diye,telefonu da böyle gıdım gıdım kullanıyorum,kapadım belli bir süre sonra. o gece feneri kitaba ışık tutacak bir şekilde yatağın hemen dibindeki kalorifere koyarak kahkaha ata ata okudum kitabı kör olma pahasına,uykuya dalana kadar kitabın yüzde yetmişi falan bitmişti,ertesi gün de bitiririm dedim. ne mi oldu? elektrik geldi. o muhteşem kitap hala aynı yerde beni bekliyor.
edit : hala bekliyor -
bilim temelli bir mizah eseri yazmak isteyenler boşuna uğraşmasın. douglas adams zaten yazmış.
23-25 yaşımda bir arkadaş evinde okumaya başladığımda kendimi 3.kitapta bulmuştum.
sadece temel esprilerinden bir kaç film daha çıkar. -
beyoğlu'nda 5'i bir yerde'sini almaya niyetlenmeyin dediğim kitap. dün akşam üzeri, tünel boyunca girdiğim tüm kitapçılarda yok yanıtını aldım, fiyatını öğrenip çıktım. öğrendiğim kadarıyla 60 liraymış. -
şuan okuduğum kitaptır. yorumların 4 sayfayı aştığını görünce mutlu oldum, çünkü çok fazla okuyanı olduğuna inanmadığım bir kitap bu.
james joyce un türkiyede ilk baskısı 4000 bin adetmiş ve çıktığı an bi saat içinde bitmiş. esprileri çok döndü, james joyce u okuyan bu kadar insan varsa toplum niye bu halde diye. aynı şeyin bu kitap için de geçerli olduğuna inanmaktayım.
beşi bir yerde olan kitabım ne kdr ağırlık yapsa da sırt çantamda her yere götürmeyi planlıyorum, konusu, sade dili çok hoşuma gitti. dünya denilen sıkıcı yer. evet, böyle kitaplar olmasa çok sıkıcı bir yer.
klişe ile kapatayım ben de yorumumu; so long, and thanks for all the fish !
not: bir arkadaşım kitap için benim kuranı kerimim dedikten sonra, e haydi diyip başlayıverdim:)