1. öncelikle saygı unsuruna takıntılı biri olarak; saygı yaşa bağlanmasını asla anlayamayacağım bir unsur olacak. bizden büyük kimselere duymamız beklenir ama farkında değilisizdir olması gereken davranış nezakettir, saygı duymak daha farklı bir yoldadır çünkü saygı duymanın karşındaki kişinin yaşıyla alakası yoktur. öncelikle bunu bir benimsemek lazım. bilindik bir cümle vardır; "büyüklerine saygılı küçüklerine sevgili davran." hayatımda duyduğum boş cümlelerden birisi daha çünkü sevginin saygıyı yarattığını düşünüyorum. bizden küçüklere her alanda saygı niye duymayalım sadece sevgimizi vermek yeterli midir? ya da büyüklere saygı duymayı o kişileri sevmediğimiz takdir de nasıl saygı duyarız hiç düşündük mü ? hatta yakın çevrenize bakın sevmediğiniz kimselere saygılı olmak zorunda hissediyor musunuz kendinizi ? ( saygılı davranmamayı saygısız davranma olarak algılamamak gerekir).

    bir başka konuysa saygının hayatta ki duruşumuzda büyük bir öneminin olması.tabi bu saygınlığı kendimiz değil çevremizin bize kazandırdığını düşünüyorum. biz saygınlık kazanmayı çevreden kazanıyorsak peki bunun da temelinin önce sevmekten geldiğini düşünmek yanlış mı olur? mesela başkan olacak birinin önce kendini halkına sevdirmesi gerekir ki oylamada en önde gelebilsin, başkan olduktan sonrada bir saygınlığı olacaktır çünkü o artık seçilmiştir. ( ülkeyi bazı noktalarda örnek almayınız ^:swh^ )

    genelleme yapacak olursak saygı duymayı bir zorunluluk olarak düşünen bir toplum içindeyiz; saygı duymanın bağlı olduğu daha geniş bir çember vardır; sevgi. saygı sevgiden beslenir işte bu yüzden önce sevin, sevdikten sonrada saygı duyun. sevgisiz saygı-saygınlık kışın ortasında montsuz dolaşmaya benzer; yokluğunda gezebilirsin ama gezerken üşüdüğün için asla rahat edemezsin.