tarık akan

Kimdir?

tarık akan, (d. tarık tahsin üregül, 13 aralık 1949), türk sinema aktör, dizi oyuncusu ve yazardır. ses dergisi'nin yarışmasında birinci seçilerek sinemaya girmiştir. yıldız teknik üniversitesi makine mühendisliği ve gazetecilik enstitüsünden mezun oldu. babası emekli albaydır. 2002 yılında "anne kafamda bit var" isimli bir kitap çıkarmıştır. 1991 yılında daha önceleri kendisinin de okuduğu taş özel ilkokulu'nu yap işlet devret sistemi ile alarak özel taş koleji'ni kurdu. eğitim konusunda da diğer işlerinde olduğu gibi başarılı oldu. aziz nesin'in vefatından sonra görevini devir alan oğlu ali nesin'den vakıf başkanlığını devir aldı. bodrum akyarlar'da manço kulüp yanında taştan bir rum evini restore edip dostlarını da ağırladığı bir yazlık haline getirdi. devrimcileri övdükleri için türkiye'de hapis cezasına çarptırılan sanatçılarla dayanışmak için yapılan yürüyüşe katıldı (2011). özellikle 70'li yıllarda yeşilçam filmlerinde oynadığı "ferit" karakteri ile bilinen tarık akan, sinema oyunculuğunun yanında siyasi olarak sol görüşe yakınlığı ile tanınmaktadır.


  1. küçükken tarkan ^:kartal tibet^ ile tarık akan'ı karıştırırdım. ikisinin ayrı kişiler olduğunu idrak edene kadar hep tarkan'ı tarık akan oynadı zannettim. isimleri çok benziyordu. bence mümkündü.

    hoşçakal küçüklüğümün tarkan'ı... ben seni çoook sevdim. böyle itiraf bile edemeden, gizliden gizliye...
  2. hayatım boyunca ölümüne en çok üzüldüğüm insan sanırım akraba falan dahil. çok severdim bu adamı.
    hayatta ilk kez yaşlandığımı hissettim ve kaybetme korkusu arttı. hayatımı kaybetmek zerre umrumda değil ama sevdiğim değer verdiğim insanların da aslında bu sona yaklaştığını hatırlattı bana. tek sevindiğim yan akciğer kanserinden dolayı sürünmemiş olması zira rezalet birşeydir biliyorum.
    wtf
  3. geçen sene bugün aramızdan ayrılmış olan bir oyuncudan fazlası. unutmamak ve unutturmamak adına onu anıyor, özlemle anıyoruz. şuraya da yılmaz güney hakkında verdiği röportajı bırakayım, bir büyük insanı bir büyük insandan dinlemek iyi gelir belki.
  4. gidiş haberini duyduğumdan beri tüm gün hüzünlüydüm. çocukluğum birbir ölüyor. ve ben biraz daha yanlızlaşıyorum.

    rahat uyu devrim yürekli güzel adam.
  5. "ışıklar içinde yatsın" dilekleri altında gülen yüzünü görmek zor geldi. tahmin etmezdim bu denli etkileyeceğini bu haberin beni. ne güzel insansın be.. aç kollarını inek şaban, özlemişsindir damat ferit'i.
  6. benin için yakışıklı kelimesinin çağrışım yaptığı ilk kelime tarık akandır. ona yapılacak en büyük ayıptır sadece yakışıklı olarak yaftalamak. o abi oldu biz kardeşine ağladık, o sevdi biz sevdiği kızın nazını çektik, sevdiğine kavuşsun diye heyecanla hüzünle seyrettik, haylazlıklarına güldük, çapkınkınlıklarına güldük geçtik. tarık akan olmasının dışında tarık tahsin olarak iyi adamdı duruşuyla karakteriyle sanatçı gibi sanatçıydı. onun gibi çok insana ihtiyacımız vardı o sorumluluğu alıp öğrenci yetiştirdi ama yarım kaldı. arkasında bıraktıkları adını hakettiği gibi yaşatır umarım.
  7. umarım iyileşir bir an önce ama iyileşemicekse de çekmesin. dedemin akciğer kanserli halini gördükten sonra bu dağ gibi adamın öyle eriyip gitmesi günden güne daha da kötüleşmesi daha da üzer.
    wtf
  8. barış manço, kemanl sunal gibi güzel insanların yanına gitmiştir; giderken bizden de çok selam götür tarık abi.

    benim çocukluğumda(90 lar dönemi) yeşilçam filmleri televizyonlarda yayınlanırdı ve severek izlerdik. hababam sınıfını hala izler ve kahkalarla gülerim. yol ve sürü filmlerini sonradan izlememe rağmen beğendiğim filmleridir.

    oyunculuğu ve son zamanlarda devrimciliğini de göz önüne aldığımızda benim müthiş takdir ettiğim insandır kendisi. izlediğim veda töreni tüylerimi diken diken etmiştir nazarımda..
  9. türkiyenin gördüğü en yakışıklı devrimcidir.
  10. döneminde herkesin saygı duymak zorunda kaldığı eski cumhurbaşkanı kenan evrenin törenini düşünün, herkes küfür ediyor kimse üzülmüyor küfürler lanetler gırla
    Diğer tarafta da halkın içinden çıkan bir sanatçının cenaze törenini, tanıyan tanımayan herkes üzgün. Herkes bir parçasını kaybetmiş gibi hüzünlü.
    Yaşarken, görevin başındayken insanların sana saygı duyması değer vermesi önemli değil asıl olay öldükten sonra da bu saygıyı görebilmek. Korkudan ya da zorunluluktan değil bir kazancın olmasa bile içinden gelmesi.

    Edit :
    wtf