• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.71)
the man from earth - richard schenkman
üniversitede başarılı bir tarih profesörü olan john oldman ortada hiçbir neden yokken, aniden 10 yılını ayırdığı akademiden istifa etmiştir. şehirden gitmeye hazırlanırken veda etmek için evine gelen meslektaşları ondan neden istifa edip gitmesi gerektiği konusunda bir açıklama yapmasını isterler. arkadaşları john'un bu sessizliğine anlam verememektedirler. önceleri suskun kalan john da neden gitmesi gerektiğini biraz geçmişe dönerek anlatmaya başlar.


  1. izlendikten sonra uzun yıllar boyunca unutamayacağınız, ufkunuzu genişletecek bir film.
  2. !---- spoiler ----!

    bu filmde verilmek istenen ince bir mesaj vardı sanki, doktoralı bilimciler karakterin anlattıklarına inanmayı reddederken ona aşık olan karakter haricinde bir kişi ona inandığını belli eder, hatta ismindeki kelime oyunundan bahseder bu da henüz öğrenci olan kızımızdır. senaristler ya yaşlandıkça ya da aldığın eğitimin seviyesi yükseldikçe inançlarına körü körüne bağlanırsın mesajı vermek için çabalamışlardı sanki.

    !---- spoiler ----!
  3. bitmesine üzüldüğüm nadir filmlerden biridir kendisi efendim. buna ek olarak söyleyebilirim ki çevrenizdeki insanlara sence nasıldı diye sorduğunuzda kiminin deli manyak süper filmdi, kiminin ise o ne dandik film öyle yaa tepkisi verdiğini gözlemleyebilirsiniz.işte o deli manyakları hep sevin, hiç gitmesinler yanınızdan.
    lvssr
  4. kötüleyenlerin niye kötü dediğini anlamadığım film. çok iyi bir b-movie. oyuncular da öyle berbat değildi. oyuncu yönetimi kötüydü denebilir. neticede b-movie. seslendirmesi ses efektleri, kamera kullanımı, sahne düzeni, oyuncu yönetimi vs son kalite olsa araba zaten opel olmaz bmw olurdu. hiçkimse "bmw varken opel de araba mı ya?!" diyor mu? bildiğim kadarıyla demiyor. arabalar gibi bu filmi de kendi klasmanında değerlendirmek lazım. film daha açılışındaki çam ağacı/kayalık çekiminden kalitesini ele veriyor ama bu tip filmlerin çekici tarafı da o kalite eksikliği zaten. filmde detaylara takılırsan biliyorsun ki illa bir falso göreceksin. en iyisi detaylara fazla takılmamak. yorgun bir günün sonunda kafayı dağıtmak için birebir filmler bunlar. hem de bu film gibi tutarlı ve ilginç bir konusu varsa... bedava olsa bile her akşam takım elbise giyip fransız restoranına gider misin? ben gitmem. bazı günler de taksim'de durayım, bira patatesle karnımı doyurayım derim.
  5. gerard butler basrolde olsaydi, anlatilan sahneler de flashback seklinde cekilseydi on numara bes yildiz film olurdu. guzel bir teori uzerinden yazilan senaryo oyunculuklar ve sahne darligiyla ziyan olmus.
  6. yeni tanistigim insanlara bir kaç sinav yaparim, maalesef kategorize ediyorum , evet biraz onyargiliyim , ama bu film de onlardan biridir. size de tavsiye ediyorum bu filmi birlikte izlemekten keyif aldiginiz insandan iyi arkadaş olur. kafayi acar , acaba , yoksa , yok canim , keşke ... dedirten bir filmdir. bir çok yazarın da söylediği gibi iyi bir film efekt ya da milyon milyar milyon :) dolarlar gerektirmiyormus demek ki.
  7. defalarca izlenilesi filmlerden bir tanesi. durdura durdura izlemiştim ilk seferinde. sonrakiler sanki odanın bir köşesinde oturuyormuşum da onları dinliyormuşum gibi hissettirdi. daha kaç defa izlerim bilmiyorum ama her defasında daha çok keyif veriyor.
  8. çok fazla imkan ve koşulla bir şekilde iyi film ortaya çıkıyor. ama bu kadar az prodüksiyon masrafı, mekan ve oyuncu ile mükemmel senaryo, mükemmel yönetmenlik sonucu ortaya çıkan eser.
  9. çok iyi bir film. hakkında cümle kuramıyorum resmen. herkesin öldüğü bir dünyada, tüm saçmalığı binlerce yıl izlemek zorunda kalmak.

    film 83 dk ama bıraktığı düşünceler çok çok daha uzun.
  10. bu filmden sonra kafamın büyüdüğünü hissettim resmen. tek mekanda çekilmesine rağmen tatlı bir belgesel havası var filmin. kısaca, çok büyük beklentilere girmeden izlendiğinde çok keyifli olabilen, bitmesin istenen filmdir.