• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.62)
kynodontas - yorgos lanthimos
yunanistan'dan gelen en şok edici, kışkırtıcı ve en yaratıcı filmlerden biri olan köpek dişi, atmosferiyle michael haneke'yi, duygusal sıkıntı açısından lars von trier'i anımsatıyor. film, üç genç kardeşin anne babalarıyla, sanki paralel bir evrende, farkında olmadıkları bir tutsaklıkta yaşadığı evde geçiyor. işlevsiz ailelerin gelebileceği son nokta bu...
  1. !---- spoiler ----!

    filme çok fazla kafa yoramadım ama bunların sembolik değerleri üzerinden filmin yorumlanabileceğini düşünüyorum: ev, evin bahçesi, bahçeyi çevreleyen duvar/ çit, dışarısı, evin muktediri olarak baba, anne, çocuklar, büyük erkek çocuğun cinsel ihtiyacını gören güvenlik görevlisi kadın (ve onun haz düşkünlüğü), ahlaki normlar dışında ensest ve eşcinsellik, kızlardan birinin oyuncak bebeği parçalarken onunla empati kurarak çığlık atması, köpek dişi...

    film yorumlarında dil meselesinin vurgulandığını gördüm ama bence filmin sorunu dil değil. sonuçta zombi sözcüğünün küçük bir çiçeğin adı olduğunu öğrenen çocuk ileride hayalinde insan etiyle beslenen insanımsı bir varlık tasarlarsa onun da adını papatya koyabilir. bu durum bahçe sınırları içerisinde yaşayan bu insanların iletişiminde sorun teşkil etmez, ama bu tip dezenformasyonları fazlalaştırırlarsa konuştukları dil anadillerinden kopup bir şive/ lehçe özelliği göstermeye başlayabilir. bu da bahçe sınırları dışındaki insanlarla iletişim kurmalarını zorlaştırır. bunun üzerinden dilin etimolojisi ve ontolojisi üzerine kafa yorulabilir belki ama bu filmden bağımsız bir zihin uğraşı olur. filmin sorunu dille değil iktidarla, özgürlükle, ahlakla.

    !---- spoiler ----!

    bu yazıyı okuyup bu filme kafa yoruyorsanız ve birbirimize verebileceğimiz sorular veya cevaplar olabileceğini düşünüyorsanız benimle iletişime geçmenizi çok isterim.

mesaj gönder