1. selam youreads. eskiden sık sık gelir ve her konu hakkında dolu/boş fikirlerimi yazardım. baya hovarda bir hayatım vardı. sorumsuz, umursamaz, hayattan bir beklentisi olmayan, anı yaşayan ve o andan aldığı haz ile yaşamsal tatmine varan biriydim. bana kalsa hala böyle olurdum ama bazı şeyler size kalmıyor işte. maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi vardır herkes bilir... bazı zamanlar geliyor artık alışılmışın dışına çıkmak istiyorsunuz. normal olağan akışında bir hayatınız varken ve fena da idare etmiyorken bir anda huzursuzlanmaya başlıyorsunuz veyahut durduk yere biri bir şey çıkarıyor ve iki saniye öncesine kadar gayet memnun olduğunuz hayatınızdan bir andan nefret etmeye ve hatta bu zamana kadar gelmiş olan hayatınızın boşa geçtiğini düşünmeye başlıyorsunuz. fascinating. büyüleyici. değil mi?

    yani durup bütün bunları yüzeysel değil de tek tek düşündüğünüz zaman durumun ne kadar akıl almaz ve büyüleyici olduğunun farkına varıyorsunuz.

    neyse

    yazmayı seviyorum ama dikkat dağınıklığım ve bir şeyleri aynı anda ve hemen ve sürekli yapma isteğim başladığım işleri tam olarak bitirememe neden oluyor. bu huyumdan da hiç memnum değilim ama değiştirmek de istemiyorum. alışılmışlığı seviyorum. sürekli alıştığım yemekleri yiyor, alıştığım mekanlara gidiyor ve alıştığım tarzda müzik dinliyorum. bu alışılmışın dışına çıkmayı sevmiyorum anlamına da gelmesin öyle durduk yere bir anda belki yanlışlıkla veyahut birinin dokunuşu ile baştan gelen alışkanlığım bir anda tamamen değişebiliyor. sanırım inanılmaz dengesiz biri olduğum sonucuna varıyoruz.

    neyse neysee acayip sıkıldım bak yazmaktan neredeyse 20 dakika oldu yazmaya başlayalı ki iyi dayandım hatta yeter bu kadar daldan dala atlayarak her bir konudan azar azar hiçbir şey anlaşılamayacak şekilde yazdığım...

mesaj gönder