1. açıklama:
    bu çıtın çıkmadığı cumartesi gününde geçmişten bir iki neşeli öykü koyayım istedim. burası benim öykülerimi bir arada tuttuğum yer ya, böylece hem toparlamayı ilerletir hem de
    -okursanız- belki hoşunuza gidebilecek bir şeyler bırakmış olurum. hadi 'hayırlı öğlenler' :))

    bir apartman yöneticisi

    allah kahretsin! kahretsin! pislik insanlar, rezil apartman! şu asansörün haline bak! gene çöplerini yırtık torbalara koyup asansörle indirmiş gözleri kör olasıcalar! oturaklı adam dersin, o 5 numaradaki keltoş avukat yapmıştır garanti. karısını da kaçırdı ya sonunda hayırsız herif. ama girişteki sersem kız da yapmış olabilir. mahsustan geçen ona, "kuzum kapının önünü bi sileydin, leş gibi olmuş baksana." dedim ya, bana inadından akan çöpü alıp asansörle son kata çıkıp inmiştir o şırfıntı. ay şimdi dedektiflik yapıp, çöpü kim akıttı diye arayacak mıyım? boşveeer. doğrudan sormak lazım. aşağıdaki panoya cumartesi toplantı var diye kağıt asayım en iyisi. toplantıda tek tek sorarım. yalan söyleyen ortaya çıkar nasıl olsa. erhan bey katılır mı acep? adam resmen herkeslerden kaçıyor, yoksa benden mi kaçıyor? sırf onu göreyim diye, kapısını çalıp özel çağırdıklarıma bile katılmadı. benimkisi umutsuz aşk. ah erhan beyim ah! n'olur beni bir görsen! bakmıyorsun ki göresin. sen beni göreceksin diye her hafta gittiğim kuaför paralarına yazık. daha ucuz olsun diye internetten alışveriş yapmayı bile öğrendim sonunda. sırf değişik kıyafetler giyeyim de hoşuna gideyim diye. ne yapmalı, nasıl yapmalı da göstermeliyim kendimi sana. daha denemediğim ne kaldı? dur bakayım, bu toplantıya seni nasıl katıltacağımı buldum galiba. bir taşla iki kuş! ben senin paspasına ne yapacağımı bilirim erhan beyciğim. hah ha.
    hero

mesaj gönder