• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.99)
12 angry men - sidney lumet
genç bir adam babasını öldürme suçuyla yargılanmaktadır.12 tane jüri tartışmak için bir odada toplanırlar.bu jürilerden 11 tanesi çocuğun suçlu olduğunu söyler ama 8. jüri(henry fonda) suçsuz olduğunu söyler.diğer jüriler ona kararını değiştirmesinde ısrar etmektedir ama tartışmadan kararını değiştirmeyecektir çünkü boş yere masum bir çocuğu ölüme göndermek istememektedir.sadece bir odada geçen ve sadece konuşma üzerine yapılmış ve klasikler arasına girmiş sidney lumet in başyapıtı, sinema tarihinin en önemli filmleri arasında gösterilmektedir.
  1. filmde ana tema olarak önyargı işleniyor olsa da bana göre asıl vurucu tespit insanların kendi akıbetlerini ilgilendirmeyen konularda ilk başlarda yalandan özverili, ortalara doğru şakacıktan adaletli, sonlara doğru da neyse ne bitse de gitsek moduna girmesinin gösterilmesi ve ciddi anlamda hissettirilmesidir. bu filmi izleyip de sonlarına doğru artık bi karara varsınlar neyse ne demeyen biri yoktur diye tahmin ediyorum. çünkü bu genel bir eğilimdir, insanlar hemencecik çok adil, çok dürüst, aşırı başarılı, mükemmel tevazu sahibi, felaket zeki falan ilan edilmek isterler. ama bunu çabucak isterler, neden istemesinler ki hemen olsun işte. eğer ki bu değerlendirmenin süresini uzatır, stresi artırırsanız ekseriyenin adil, zeki, başarılı, mükemmel, mütevazı falan değil en kısa ve net tabirle bencil olduğunu görürsünüz. herkesin fikrine karşı çıkan 12. adama karşı oluşan önyargının birincil nedeni insan doğasının bencilliğidir. herkes kaymağını yemek için birilerine biraz zaman ayırabilir ama hiç kimse bunun için bir eziyet çekmeye katlanamaz. ve sonunda itibarlarını, kendilerine edilecek türlü iltifatları hepsini reddedip bencilce uzaklaşmaya razı geleceklerdir.

    bunun günümüzdeki adı popüler kültürdür. insanlar sosyal medya aracılığıyla iki dakkada kendi ahlakını rasyonalize etmek ve tatmin olmak ister. mesela mustafa koç ölür, yiğidimiz çıkar bu vatanın yetiştirdiği iyi iş adamlarından biriydi, vergisi öderdi, maaşları aksatmazdı, allah rahmet eylesin der uzar. fakat bu arkadaşı alsak (alalım arkadaşı) 8 saat aç bıraksak, söylediği her şeyi tek tek ispatlamasını istesek, sorularımızla daraltsak sürenin sonlarına doğru valla ben böyle demiş bulundum aslında pek umrumda da değil, siz de haklı olabilirsiniz ben yavaştan gidebilir miyim demeye başlayabilir. filmde önemli olan kişinin suçlu olup olmadığı değil, bizim sürekli olarak açgözlü ve bencil yaratıklar olduğumuzu unutmaya çabalamamızdır. bu üstünkörü bencilliklerle dünya tarihinde bırakın bir kişiyi, topluluklar bütün bütün mahkum edilmiştir de kimsenin vicdanı rahatsız bile olmamıştır. bizler birini, bir grubu, ya da bir topluluğu elimizde ispatı yokken suçlamadan önce kendimize sormalıyız bunu işkence altında da savunabilir miyim? bu kadar önemli mi benim için? değilse suçlama kimseyi arkadaşım.
    abi

mesaj gönder