• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.85)
içimizdeki şeytan - sabahattin ali
"isteyip istemedeğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticede aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması.. "

bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor sabahattin ali. aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan"a keskin bir bakış.
  1. kürk mantolu madonna’dan daha fazla beğendiğim kitaptır. belki de okuduğum yıllarda kendimde ömer’i görmeme sebep olduğu için daha çok beğenmişimdir. bence bir şaheserdir ve kişinin iyi ve kötünün tanımını yeniden yapma ihtiyacı duymasına neden olur. herkeste değilse de benim gibi kişilerde.

    bir de bu kitap, sabahattin ali’nin hayatı hakkında öğrendiklerimle birleşince daha da gerçek tadı vermiştir bana. almanya’ya eğitime gitmeden önce sabahattin ali ve hüseyin nihal atsız aynı muhiti paylaşan ve hafızam beni yanıltmıyorsa aynı yatakhanede/evde kalan iki arkadaşlardır. eğitime gitmeden önce sabahattin ali’nin siyaseten sol görüşten uzak olduğu ve bu siyasi görüşü almanya eğitimi sırasında benimsediği iddia edilir. bu eserde de almanya eğitimi öncesi yakın çevresinde bulunan türkçü-turancı çevrenin, profesör hikmet bey ve şimdi isimlerini net hatırlamadığım ömer’in birkaç arkadaşı ile tasvir edilmesi atsız ve diğerlerinin kendisine saldırma sebebidir. bu eserden sonra atsız, sabahattin ali’yi döneklik ile itham eder ve onun gayri-müslim köklerini ima eden “kirya sabahattinaki” lakabını kendisine takar.

mesaj gönder