1. 980 doğumlu buhara'lı felsefeci ve tıpçı. aristotoles'ten çok etkilenmiş ve aristotoles felsefesini islam'a uygulamaya çalışmıştır. (bkz: felasife) ekolünden olup kelamcılarla sağlam tartışmalara girmiştir kendisi. muhteşem bir felsefi derinliğe sahiptir ve kitapları yüzyıllarca ders kitapları olarak dünya'nın çeşitli kıtalarında okutulmuştur.
  2. kendisiyle ilgili bir anekdot vardır.

    ibni sina' nın herkeslerce tanındığı günlerden bir gün genç bir adam yanına gelmiş ve 'ibni sina beni nolur öğrencin olarak kabul et, ne biliyorsan öğret nolur bana, her şeye razıyım, ben ibni sina olmak istiyorum.' demiş. ibni sina ise gence bakıp ' ey genç oldukça heveslisin; fakat sen asla bir ibni sina olamazsın.' diye yanıtlamış. genç oldukça şaşkın bir şekilde ibni sina'ya neden böyle söylediğini sormuş. ibni sina ise cevabını vermiş ' bak evlat ben yıllar yıllar önce allah olmak istedim anca bugün ibni sina oldum.'
  3. felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, psikoloji, kelam, tasavvuf, tıp ve müzik alanlarında çalışmalar yapmış olan türk bilgini. eserlerini arapça ve farsça yazdığı için arap veya genellikle fars zannedilmiştir. 980 yılının ağustos ayında, günümüzde özbekistan sınırları içerisinde yer alan buhara yakınlarındaki afşana köyünde dünyaya geldi. asıl adı ebu ali el-hüseyin ibn hasan ibn ali ibn sina olup batı dillerinde avicenna olarak geçer. daha 10 yaşında kur'anı ezberlemişti. 16 yaşında ise uzman hekimlik düzeyine yükseldi. çok uyumayıp sürekli mum ışığında kitap okuduğu söylenmektedir. 17 yaşında iken buhara prensi samanoğlu nuh'u yakalandığı amansız hastalıktan kurtararak saray kütüphanesinde çalışma izni kazanmış ve kitaplarla daha iç içe olmuştu. müthiş öğrenme isteği ve ısrarlı çabaları sonucu henüz 25 yaşında alim mertebesine yükselmeyi başarmıştı.

    eserleri ve etkileri göz önünde bulundurularak onun allame-i cihan bir hekim, sistemler ortaya koymuş bir filozof, birçok keşifleri bulunan bir farmakolog, müthiş bir matematikçi, güçlü bir mantıkçı ve engin bir ilahiyat-tasavvuf adamı olduğu anlaşılır. farabi'nin eserlerinden çok etkilendi, biruni'yle birlikte çalıştı, aristo'nun fikirlerine eserlerinde oldukça yer verdi ve yorumladı. antik çağ felsefesi ile islam ilmini birleştirmeye çalıştı. kimya biliminin ilerlemesine önemli katkılar sağladı. psikoloji biliminin tanımını yapmaya çalıştı.

    bütün bunlarla birlikte onun asıl büyüklüğü hekimliğindedir. tıp alanındaki çalışma ve düşünceleri batı dillerine çevrildiğinde bomba etkisi yaratmış, galen ve er-razi'yi tahtından indirmiştir. 6-7 asır avrupa'daki tıp fakültelerinde ana kitap olarak kitapları okutulmuştur. henüz mikroskobun keşfini aklına bile getirenin olmadığı zamanlarda, hastalıkların gözle görünmeyen yaratıklarca meydana getirildiğini ileri sürmüştür. dönemin avrupasında akıl hastaları karanlık mağaralarda dövülmek suretiyle tedavi (!) ediliyordu. ilk defa ibni sina, onlara insanca yaklaşmanın daha faydalı sonuçlar doğuracağını söylemişti.

    21 haziran 1037 tarihinde iran'ın hemedan şehrinde hayata veda eden ibni sinanın son olarak başlıca eserlerinden kısaca bahsedelim.
    el-kanun fi't-tıb (tıpta kanun): tıp ile ilgili yüzlerce yıl ana kitap olarak okutulan kitap işte budur. fizyoloji, hıfzıssıhha, tedavi ve farmakoloji konularına ayrılmış ve bugün dahi geçerli olan bilgiler içeren bir kitaptır
    kitabü'ş-şifa: latinceye çevrilip ders kitabı olarak okutulmuş 11 ciltlik dev bir başyapıt. eserin mantık bölümü mantık, müzik, hitabet kitaplarından; matematik bölümü aritmetik, geometri, astronomi kitaplarından; tabiat bölümü ise fizik, biyoloji, kimya, mineroloji kitaplarından oluşurken kalan tek cilt de ilahiyat kitabıdır.
    kitabü'l-necat (kurtuluş kitabı): metafizikle ilgili özet şeklinde bir kitap
    kitabü'n-nefs: psikolojiyle ilgili yazdığı bir kitap
    işarat ve'l-tembihat (belirtiler ve uyarılar): felsefe ve metafizikle ilgili çok önemli bir eser
    risale fi-ilmü'l-ahlak (ahlak konusunda kitapçık): adı üstünde ahlak ile ilgili görüşleri yer alır
    kitabü'l-insaf: aristo felsefesini anlatıp yorumlayan bir kitap
    ^:kopipast değil alınteri^
  4. canan karatay bazı söylemlerinde kendisinden alıntılar yapmaktadır. aşağıda yazdığım ibn-i sina söylemi karatay'ın söylemleri ile uyumludur.

    "hamurlu tatlılar damarları tıkar’
    tatlılar iki türlüdür. ballı ve hamurlu. ballı olanlar ağızda eriyip mideye giderse sindirime yardımcı olur. hamurlu olanlara gelince, bunlar katıdır, sindirimi ağırdır. damar ve eklem tıkanıklarına sebep olur. tatlılar kan yapıcıdır, cinsel iktidara yardımcıdır. "

    velhasıl ballı, sütlü, zencefil içine girdiğimiz kış ayı için güzel bir karışım tatlı yada boğaz ağrısına mesir macunu çok iyi bir seçim iken lokma tatlısı ibni sina'nın karşı çıktığı örneklerdir.