• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.93)
puslu kıtalar atlası - ihsan oktay anar
bir "ilk kitap", türkçe edebiyatta yeni ve pırıltılı bir yazar... "yeniçeriler kapıyı zorlarken" düşler üstüne düşüncelere dalan uzun ihsan efendi, kapı kırıldığında klasik ama hep yeni kalabilen sonuca ulaşmak üzeredir: "dünya bir düştür. evet, dünya... ah! evet, dünya bir masaldır." geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve "puslu kıtalar" üzerine bir roman. hulki aktunç'un önsözüyle... (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. çizgi romanının henüz ilk iki bölümünü okudum, konuşma balonları başarısız olmuş, saçma sapan yerde bölünmüş kelimeler, cümleler var, çizgi roman okurken nereyi okumalıyım düşüncesi olmamalı, burda bir takip etme sorunu,manasızlık var, belki diğer baskılarda düzenleme daha iyi yapılmıştır, bende bulunan ilk baskısı sorunlu. yine de kitaplığa eklenesi güzel kocaman bir eser olmuş, ilban ertem'in de ellerine sağlık. bu tarz çizgi romana dönüştürülmelerin artmasını diliyorum.

    aynı zamanda; 2015 kpss öabt türk dili ve edebiyatı sınavında soru olarak çıkan, eser ve yazarı.
    mocha
  2. müthiş bir hayal gücünün ürünü ve edebi açıdan çok başarılı bir kitap ama bunlar bir yana ben ufkumu açan ve yaşama bakışımı etkileyen şu alıntıyı yazmak istiyorum;

    !---- spoiler ----!

    uzun ihsan efendi oğluna "buradan gitmek istediğini biliyorum oğlum" dedi, "kendime hakim olabilseydim belki de seni, çoktan içine girdiğim bu maceraya bırakmazdım. sana olan sevgim biricik oğlumu tehlikeye atmama engel oluyor. ama bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. macera ise büyük bir ibadettir; çünkü o'nun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim. kendi payıma ben, dünyayı rüyalarımla keşfetmeye çalıştım. bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir. aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. sana izin veriyorum, git. git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın çekmeye cesaret edemediği acıları çek. dünyadan ve onun binbir halinden korkma."

    !---- spoiler ----!
  3. inanılmaz bir deneyim yaşatan kitap. zaten yazarın dili konusuyla bütünleşiyor. tarihi ve mistik olaylarıyla diliyle o kadar güzel kurguluyor ve karakterlerle harmanlıyor ki hayran kalmamak elde değil.
  4. birkaç gün önce bitirdiğim kitap. iki hafta önce beşiktaş'ta boş vaktimin olması ve yapacak hiçbir şeyimin olmaması sebebiyle bir kitapçıya girdim. şu aynı zamanda oturup bir şeyler okuyabileceğiniz sandalyeleri, koltukları olan kitapçılardan birine. bir zaman çok değer verdiğim bir arkadaşım önermişti bu kitabı ama almak, okumak bir türlü nasip olmamıştı.

    aldım. oturdum. okumaya başladım.

    sağ tarafımda bir kız fark ettim birkaç sayfa sonra. baktım, o da baktı. gülümser gibi oldu sanki, belki öyle görmek istedim. sonra noldu bilmiyorum. kafamı tekrar kaldırdığımda orda yoktu. bir saat kadar farkında olmadan dalmışım kitaba.

    işte öyle bir kitap.

    evet birkaç gün önce bitirdim. diğer tüm kitapları an itibariyle yolda.
    serin
  5. yanilmiyorsam 96-97 gibi ilk baskısı yapıldı bu kitabin. ben ikibinlerin başında okudum ve yillarca okumuş, yahut okuyan kimseye rastlamadim. kimseye de tavsiye etmedim oku diye. insanlığın cok azinin bu kitaptan haberi vardi ve boyle kalsin istiyordum. dogrusu üstün ve şanslı dahi hissediyordum kendimi. simdi bakıyorum da ikibinlerin 16.yilinda okumayan kalmamış. ben hala ozel ve şanslı hissediyorum. oyle bir kitap.
  6. "zagon üzerine öttürmeler" çevirisiyle bile kendini sevdirmiş eser,
  7. (bkz: beyaz kale - orhan pamuk) benzetmesi yapmak acımasızca olur mu bilmiyorum ama okurken sürekli aklıma takıldı. sanki beyaz kaleyi bir felsefeci gözüyle süslü bir dil kullanarak yenilesen puslu kıtalar atlası çıkar ortaya gibi geldi.
    abi
  8. başlarda pek anlam veremesem de sonrasında bitmesini istemediğim kitap
    arkhe
  9. rüya içinde rüya, esrarengiz karakterler, hikayeler, masallar okurken allahım ne güzel bir fantastik maceranın içine düşmüşüm diyeceğiniz harika bir kitap. bir yazar için kurguladığı, hayalini kurduğu karakteri kitaplaştırması paha biçilemez bir şey ihsan oktay anar bu kitapta kendi yazdığı karakterine dokunmuş, adeta çocuğu gibi sarılmış ona.
  10. kelimelerin kanatlanıp, sahneyi canlandırması cümlesi bu kitap için mübalağ olmayacaktır. yazarımız osmanlı dönemini ve kurgusunu mistik bir ruhla kaleme almayı başarmış ve bu ruhu başarılı bir şekilde aktarmıştır. olay örgüsü ve finali anlatımına oranla pek de başarılı olmasa da (anlatım gücü bu seviye yüksekken) okurken kitaptan kopmanız çok zordur. final bölümüne kadar tek nefeste ilerlediğim bu kitabın anlatım gücü belki de final için bende büyük bir beklenti yarattı o yüzden tatmin olamadım sanırım. genel tabiriyle postmodern tarihi kurgu romanlarını sevenler için yeni bir heyecan yaratmıştır yazarımız bu kitabıyla.