1. gece bende kalan arkadaşımın evde uyuduğunu unutup kapıyı üzerine kilitleyip çıkmıştım bir keresinde.

    beni "nerdesin gerizekalı" diye aradıktan yaklaşık 3 saat sonra falan varabilmiştim eve. yol boyunca ne yapsam da kendimi affettirsem diye düşünüp durmuştum. ama eve vardığımda sakinleşmiş ve can sıkıntısından ortalığı falan toparlamıştı bi de. canım benim. ama sonra "hadi yemek ısmarla da affedeyim seni" deyip beni tongaya düşürmüş ve bütün gece ne kadar absürt (ve pahalı) şey varsa yiyip içerek ocağıma incir ağacı dikmişti zalım. ekmek arası boşlukla geçirmiştim ayın kalanını. hey gidi günler. sonra bir daha da kimseyi eve kilitlemedim. eşeğimi sağlam kazığa bağlıyorum artık. bazen kapıyı kilitlerken "lannn yoksa?" hissi geliyor, içeri girip kontrol ediyorum biri var mıydı diye.
  2. yanlış tuvalete girdim. bir de üstüne çığlık attım. yine de göz göze geldiğimizde işini halletmekte olan beyefendi pisuvara gömüldüğü için kendimi şanslı sayıyorum.
    o panikle erkek mescidine girmem de ilginçti. çok şükür kadın mescidine de girdikten sonra tuvaleti bulabildim.

    *bugün de yanlış minibüse bindim. aklım başımda değil de bu aralar nerelerde hiç bilmiyorum...
  3. tarih 4 temmuz 2013, yer new york astoria park civarı. bilirsiniz 11 eylülle birlikte islamofobi ve terör korkusu tavan yaptı orada. olayın geçtiği gün amerikanın kurtuluş gününün yıldönümü ben de o sırada kutlamaları izlemek ve onlardan biri gibi çoşkuya ortak olmak için çektim üzerime amerikan bayraklı t shirt ü kaldığım yer çevresinde dolaşmaya çıktım yanımda birkaç türk daha var. amerikanlar o kadar çoşkulu ki yapmadıkları taşkınlık yok ve polis kesinlikle karışmıyor duruma. astoria parka doğru yürürken ara sokaklardan birinde kalabalık bir grup havai fişek atıyor o sırada yanımdakilerle durduk izliyoruz yakılan fişeklerden birinin devrilip hemen yakınınındaki arabanın üzerinde patlaması üzerine bendeki feryat figan bağırarak tepki "alllaaaahh arabaya geldi" sokakta bir sessizlik herkesin dönüp bir an bana bakması sonucu ortamdan hızlıca uzaklaşmamız... iyi korktular ama.
  4. komşumuz aşure dağıtırken sağolsun bizim kapımızıda çalmış,bütün tepsiyi almaya çalışmam ve onun tepsiyi geri çekmeye çalışması.neyse ki 10 saniye sonra durumu anlayıp özür diledim ve bir tabak aldım.
  5. amerika'dan izmir'e istanbul aktarmalı dönüyorum. özlemişim ailemi, memleketimi. nihayet izmir adnan menderes havalimanı'na inmişim, kapıdan çıkmışım, ailemi arıyorum heyecanla. o esnada yolcusunu bekleyen bir amca "oğlum nere uçağıydı bu indiğin?" diye sordu. "izmir amca" dedim. arkamdan güldü mü küfür mü etti bilmiyorum.
  6. sanırım lise 2 ya da 3. sınıftaydım. küçük yerde büyümüş olmanın verdiği dezavantajla biri görecek diye korkarak, gizli gizli, tenha yerlerde sigara içerdik. herhalde sigaraya yeni başlamış olmalıyız ki bir kaç arkadaş bir paket sigara alıp sakin bir yerde neredeyse hepsini tükettikten sonra yolumuza devam ediyoruz.

    neyse efendim ben çok uzatmayayım. yine böyle günlerden birinde akşam saati sigaramızı aldık sotelendik bir yere. yalnız şöyle bir sorun var ki ateş almayı unutmuşuz. hava da hafif esintili. neyse ki arkadaş ceketinin cebinden kibrit çıkardı ama koca kutuda bir kibrit kalmış. bu havada o kibrit sönerse sıçtık. ateş için bir dünya yol yürümemiz lazım.

    neyse kibrit arkadaşta. tam ben sigara paketini açmakla cebelleşiyordum ki arkadaş beni heyecanlandırmak için "yakıyorum lan yakıcam bak" ben de "yakma dur olum" derken çaktı kibriti. ben de daha paketi açamamışım o heyecanla kibrite saniyesinde "üfff" diye gerizekalı gibi üfledim. daha cozurduyordu lan kibrit alev bile almamıştı. ^:swh^

    ulan mal ulan gerizekalı çocuk. o kibrite üfledin de hadi kibrit tükenmedi aferin bir daha nasıl ateşliceksin lan o kibriti. mal mısın sen?

    benim kafa tamamen o kibritin fiziksel olarak varlığını sürdürmesine odaklanmış niyeyse. başka kibrit yok, ateş yok düşüncesi zihnime kazınmış ama eksik kazınmış. herhalde beyindeki elektrik sinyalleri doğru yere doğru şekilde iletilmedi.
  7. arkadaşımın o zamanlarda ki kız arkadaşı, şimdiki üç çocuğunun annesi eşi bize arabasını verdi. arada kızı da alıyorduk yanımıza ama araba sürekli altımızda bütün gündüz ve gece sürtüyorduk. bir gece kızı da aldık, biz önde kız arkada gidiyoruz. kızcağız arka koltukları ortalamış, hafiften öne eğilmiş bıcır bıcır konuşuyor. arabanın çakmağıyla sigaramı yaktım, çakmağı şöyle bir salladım ve camdan dışarı attım. biz öküz gibi hahaha diye böğüre böğüre gülüyorduk ama kızcağız öylece kala kaldı.

    1-2 hafta içinde apar topar sattı arabasını.
  8. koştur koştur indim merdivenlerden bir hışım geçtim turnikeden.metroya yetişeyim eve ulaşayım,karnım aç per perişan hallerdeyim,yumulayım yemeğe diye düşünürken hızlıca atladım kapıdan.nasıl da kalabalık üf anında buharlaşan gözlük camları da cabası.sisli böyle her yer.umarim sesli durak söyleme şeyi çalışıyordur diye ümit ederken benim gideceğim yönün tam tersi durağını söylemez mi ah arka fonda yazıklar olsun çalıyor falan filan

    neyse ki indim.kafamı kaldırıp yön oklarını takip ettim.bu sefer yaptim evet ^^
  9. izban grevinin olduğu zaman alternatif yollar aradığımız kabus gibi bi bir haftaydı. bostanlı'ya gitmem gerekiyordu, okuldan çıktım değişiklik olsun diye bornova metroya yürüdüm. hava da biraz rüzgarlı kapalıydı prensip olarak böyle havalarda vapur kullanmıyorum bu sebeple otobüs yoluyla gideyim dedim. 800'le turan'a ordan da 121'le iskeleye geçicem. neyse 800 durakta bekliyo hemen oturdum bekliyorum oh boş diye de seviniyorum. sonra hareket etti otobüs bilmediğim güzergahlardan geçiyo ama ilk kez bindiğim için şaşkınlıkla izliyorum voaaa burdan mı gidiliyomuş falan diye. bi baktım otogardayım hafiften bi tırstım çünkü yanımda biri varken bile otogardan aşırı korkarım. indim tırsa tırsa gelecek otobüsü bekliyorum. 15 dakika sonra falan diğer otobüs kalktı hiçbir şey olmamış gibi oturdum aynı yerime skdfskgjd. dalgınlığımla hayatımdan 3 saat çaldım. izmir'in bir ucundan bir ucuna keyif gezisi yaptım..
  10. en aptalcası mıdır bilmem ama son dalgınlığımda kahve öğütücüde süt ısıtmaya çalışırken yakaladım kendimi.